Siyonist karşıtı düşünceleri yüzünden ayrımcılığa uğradı

Bristol Üniversitesi'nde çalışan Prof. David Miller, okul tarafındana Anti-Siyonist inançları nedeniyle ayrımcılığa uğradığını ve bu nedenle işten çıkarıldığını söyleyerek dava açtı. 

İstihdam mahkemesi, Prof. David Miller'ın haksız bir şekilde işten çıkarıldığına ve "anti-Siyonist inançlarının, Felsefi İnançlar ve Eşitlik Yasası'nın 2010 yılına göre korunan bir özellik olarak kabul edildiğine" karar verdi.

Miller'ı temsil eden Rahman Lowe hukuk firması, bu kararı "önemli bir karar" olarak nitelendirdi. Firma, "Bu karar, anti-Siyonist inançların işyerinde korunduğunu ilk kez ortaya koyuyor" dedi.

Yahudi Öğrenci Birliği, pazartesi günü verilen kararın "Yahudi öğrenciler hakkında kampüste hangi sözlerin yasal olduğu konusunda tehlikeli bir örnek teşkil edebileceğini" söyledi. Bu durumun sonucunda, Yahudi öğrencilerin daha az güvende hissetmelerine neden olabileceği belirtildi.

The Guardian'da yer alan habere göre Miller, 2019'da yaptığı bir konferansta Siyonizmi İslamofobi'nin beş kaynağından biri olarak göstererek ve Yahudi hayır kurumlarını Siyonist lobilerle ilişkilendiren bir diyagram göstererek tartışmalara neden olmuştu. Üniversite, bu durumu akademik özgürlük gerekçesiyle reddetmişti.

O zamandan beri Miller'ın çevrimiçi konferanslarda yaptığı İsrail'i "dünya barışının düşmanı" olarak nitelendiren ve Yahudi Topluluğu'nu "İsrail lobisi grubu" olarak tanımlayan ve öğretimi hakkında "üretilmiş histeri" ifadesini kullanan açıklamaları gerilimi artırdı.

Dünya çapındaki akademisyenler arasında çelişkili mektuplar imzalandı. Bir mektup, Miller'ın Siyonizm görüşlerini "ahlaki açıdan kınanabilir" bir komplo teorisi olarak nitelendirdi ve kampüs içinde toplum ilişkilerini tehlikeye attığını belirtti. Diğeri, ona yönelik soruşturmanın "kendi sansür ve korku kültürünü körüklediğini" ve üniversitenin ifade özgürlüğünü savunmasını istedi.

Miller'ın davası, anti-Siyonist görüşlere karşı olan gruplar ve bireyler tarafından düzenlenen bir kampanyaya maruz kaldığını ve bunun amacının işten çıkarılmasını sağlamak olduğunu iddia etti. Üniversitenin, onu "çalışanlarımızdan beklediğimiz davranış standartlarını karşılamadığı" sonucuna vardığı bir disiplin duruşması düzenlediği söylendi.

Üniversite, o dönemde Miller'ın iddia edilen yorumlarının "kanunsuz konuşma oluşturmadığını" belirtmiş olsa da, bir disiplin kuruluşunun onun "beklediğimiz davranış standartlarını karşılamadığı" sonucuna ulaştığını açıklamıştı.

Pazartesi günü açıklanan 108 sayfalık kararda, Bristol istihdam mahkemesi, Miller'ın felsefi inancına dayalı olarak ayrımcılığa uğradığını ve haksız işten çıkarılma talebinde başarılı olduğunu belirtti.

Miller'ın avukatı Zillur Rahman, davanın "Filistinlilerin haklarını savunanlar için ülkemizin tarihinde dönüm noktası" olduğunu söyledi.

Karar, şu anda İsrail devletinin suçlarına karşı konuşanların iş yerlerinde zulme uğrayan birçok kişi tarafından memnuniyetle karşılanacak." dedi. Miller, "maksimum tazminat" talep edeceğini söyledi.

Mahkeme, herhangi bir ödemenin yarısının "iddia sahibinin kendi eylemleri tarafından neden veya katkıda bulunulduğu için" azaltılacağına karar verdi.

Miller, "Anti-Siyonist görüşlerin İngiltere Eşitlik Yasası kapsamında korunan bir inanç olarak kabul edildiğini başarıyla ortaya koyduğumuz için çok gururluyum. Bu davayı açmak için en önemli neden buydu ve umarım gelecekte Siyonizm'in ırkçı ve soykırım içeren ideolojisi ve ona bağlı hareketle karşılaştığımız tüm mücadelelerde bir örnek karar olur." dedi.

Bristol Üniversitesi ise "hayal kırıklığına uğradığını" belirterek, "Bu meselelerin birçok kişi için derin endişe yarattığını ve topluluğumuzun üyelerinin birbirinden farklı görüşlere sahip olduğunu kabul ediyoruz. Bu nedenle herkesi, mevcut ortamda sorumlu ve duyarlı bir şekilde tepki vermeye teşvik ediyoruz." açıklamasını yaptı.

Mahkeme duruşması Ekim ayında gerçekleşti ve bu dönem, Hamas'ın Gazze sınırındaki İsraillilere yönelik saldırısından sonra başlayan ve Gazze'yi harabeye çeviren savaşla aynı  döneme denk geldi. Son dört ay, dünya genelinde bu konularda keskin ayrılıklara neden oldu.

Ancak, Miller'ın davasının daha uzun bir arka planı, özellikle İngiltere, ABD ve diğer yerlerde üniversite kampüslerinde özgürlük, antisemitizmin tanımı ve anti-Siyonizmin antisemitizmle eşdeğer olup olmadığı konularında oynanan bir drama olarak göze çarpıyor. 

Haber Kaynağı : Taner Bildik