Apple’ın İngiltere hükümetinin baskısıyla iCloud'un uçtan uca şifrelenmesini kaldırması, yalnızca bir teknoloji hamlesi değil, dijital çağın en büyük güvenlik tartışmalarından biri. Londra, bunu güvenlik bahanesiyle süsleyerek yaptı ama özünde olan, bireyin mahremiyetini devletin sorgusuz erişimine açmak. Bugün Apple boyun eğdi, yarın sıra kimde?
Buradaki çelişki, yalnızca bir devletin vatandaşlarını daha sıkı gözetlemesi değil, aynı zamanda Batı'nın kendi değerleriyle nasıl çarpıştığını göstermesi. Çünkü aynı İngiltere, Çin ve Rusya'nın gözetleme sistemlerini eleştirirken, kendi halkının verilerine ulaşmak için büyük teknoloji firmalarına baskı yapıyor. Peki, Avrupa gerçekten özgürlüğün kalesi mi, yoksa yalnızca kontrolün daha ustaca örtüldüğü bir yer mi?
İşte tam da burada ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in Münih Güvenlik Konferansı'ndaki konuşması devreye giriyor. Vance, Avrupa'nın en büyük tehdidinin dış güçler değil, kıtanın kendi içinde büyüttüğü çarpıklıklar olduğunu savundu. Açıkça ifade etti: Avrupa artık ifade özgürlüğünü ve bireysel hakları koruyan bir yer olmaktan çıktı. Bunun yerine sansür, kimlik siyaseti ve iç kapanma düzeni inşa ediliyor.
Vance’in bu yükselişi rastlantı değil. Onu bu noktaya taşıyan güç ağlarını anlamadan, bugünün siyasetini de, dijital savaşlarını da anlamak zor. Burada sahneye giren kişi, teknoloji dünyasının en keskin oyuncularından Peter Thiel. PayPal'ı kurarken yalnızca finansı değil, veriyi de nasıl yöneteceğini çözmüştü. Facebook'un ilk büyük yatırımcılarından biri olarak da toplumsal denetimin dijital aygıtlarla nasıl sağlanacağını öğrendi.
Thiel’in yolu Trump’la kesiştiğinde, bu yalnızca bir işbirliği değil, tam anlamıyla bir planlamaydı. Cambridge Analytica ile seçimlerin nasıl yönlendirilebileceğini ortaya koydu. Şimdi aynı ağın yeni halkası, JD Vance. Thiel, 2022'de onun Senato kampanyasına milyonlar akıttı, şimdi ise Vance, Beyaz Saray'ın ikinci adamı.
Peki, bu güç bağlantıları ile Apple'ın İngiltere'ye teslim olması arasında bir bağ var mı? Kesinlikle. Çünkü dijital dünyada mahremiyet yalnızca kişisel bir mesele değil, büyük güçlerin nasıl bir gelecek inşa etmek istediğiyle doğrudan ilgili.
İngitlere, Apple'a diz çöktürdüğünü sanıyor olabilir. Ama asıl gerçek şu ki, mahremiyetten vazgeçen her toplum, er ya da geç kendi verisini, kimliğini ve özgürlüğünü birilerinin eline bırakır. Ve bu el, her zaman dost bir el olmayabilir.
Çok Okunanlar

Fatih Altaylı’dan kabine tahmini... O ismi işaret etti

PKK açılımına destek yüzde 75.9’muş... Şunları da sorsanız ya!..

AKP ve CHP arasındaki yarış sıkıştı

Diplomatik plakalı araçta 205 kiloluk kokain çıkmıştı

Resmî Gazete / 14-20 Temmuz 2025

PKK/YPG’nin elebaşı Mazlum Abdi öldürüldü mü?

Esen Gök'ün ablasına attığı veda mesajı kafaları karıştırdı

Kurultay davasında yeni perde: 'Tüm seçim süreçlerini mahkemelik hale getirir'

Bahçeli'nin 'Bir Kürt bir Alevi' önerisi gündem olmuştu!

21 Temmuz Pazartesi gazete manşetleri