Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,1622
Dolar
Arrow
36,4356
İngiliz Sterlini
Arrow
46,0336
Altın
Arrow
3456,0000
BIST
Arrow
9.503

Türkiye’nin kaçırdığı Dijital Tren: BM Küresel dijital anlaşması ve bizim kronik gecikmemiz

Dünya dijital dönüşümde yeni bir faza giriyor. Birleşmiş Milletler, Küresel Dijital Anlaşma (Global Digital Compact) adını verdiği bir yol haritasını duyurdu. Özetle, dijital uçurumları kapatma, veri yönetimini düzenleme, yapay zekâyı denetleme ve dijital ekonomiyi herkes için erişilebilir hale getirme iddiasında bir plan. BM’nin bunu ne kadar başaracağı bir yana dursun, asıl soru şu: Türkiye bu büyük dönüşümde nerede?

Cevap can sıkıcı: Yine geriden bakıyoruz.

Dijital Dönüşüm Sadece Tüketmekle Olmaz

Türkiye’de yıllardır süregelen bir zihniyet problemi var: Teknolojiyi üretmek yerine tüketmeyi marifet sanıyoruz. Yeni bir platform mu çıktı? Kendi alternatifimizi yapmak yerine, hızla onu kullanmaya başlıyoruz. Dijital dönüşüm, sadece her mahalleye fiber döşemek ya da yeni bir süslü uygulama yapmak değil. Asıl mesele, dijital dünyada kuralları koyanlardan biri olmak.

Ama biz ne yapıyoruz? Başkalarının koyduğu kurallara son kullanıcı olarak uymakla yetiniyoruz. Şu anda Türkiye’de kimse Küresel Dijital Anlaşma’nın karar alma sürecinde etkin bir aktör değil. Ne büyük teknoloji şirketlerimiz var, ne de bu konuda küresel düzeyde söz söyleyen bir kurumsal yapımız. Varsa yoksa regülasyon, varsa yoksa yasak!

Türkiye’nin Geç Kaldığı Beş Kritik Alan

BM’nin dijital gelecek için koyduğu beş hedef var. Şimdi dürüst olalım, bunların hangisinde Türkiye iddialı?

Dijital Erişim: Evet, internet yaygınlaştı ama hâlâ hız, fiyat ve erişim adaletsizliği var. Fiber altyapısı hâlâ büyük şehirlerin dışında yeterli değil.

Dijital Ekonomi: Türkiye’de KOBİ’lerin dijitalleşmesi için kaç teşvik var? Kaç firma gerçekten e-ticarete tam adapte oldu?

Veri Yönetimi: KVKK var ama küresel anlamda bir veri ekonomisi stratejimiz yok. Verimiz, Deepseek üzerinden Çin'e gidiyor, bunu haftalardır söylüyoruz, KVKK sadece Yapay Zeka'ya verilerin nasıl kaptırılmaması gerektiğini açıklayan tavsiye nitelikli 4-5 cümlelik broşürler yayınlıyor. 

İnsan Hakları & Güvenlik: Sosyal medya platformlarında Türkiye’nin politikalarını kim belirliyor? Biz mi, yoksa ABD’deki şirketlerin hukuk ofisleri mi?

Yapay Zekâ Yönetimi: Dünya yapay zekâ etik kurallarını belirlerken biz hâlâ yapay zekâyı tehlikeli mi, değil mi diye tartışıyoruz.

Fırsatlar Masada, Ama Kimse Kaldırmıyor

Türkiye, dijital dünyada gerçekten söz sahibi olabilecek birkaç alana sahip:

Oyun sektörü (Peak Games ve Dream Games gibi şirketler çıkarmamıza rağmen devletin bu alanda belirgin bir politikası yok)

Savunma teknolojileri (Bayraktar ve diğer projeler büyük ilerlemeler kaydetti ama sivil teknolojiye aktarılamıyor)

Fintech ve blokzincir teknolojileri (Regülasyon korkusu yüzünden fintech girişimleri doğmadan öldürülüyor)

Şimdi soruyorum: BM’nin Küresel Dijital Anlaşması gibi büyük dönüşümlerde neden Türkiye’nin adı yok?

Çünkü bizim gündemimiz teknoloji üretmek değil, teknolojiyi düzenlemek. İşin içine inovasyon ve girişimcilik girince destek yerine bürokratik engeller çıkıyor. Sonuç? Küresel treni kaçırıyoruz, sonra da dönüp "neden her şey ABD ve Çin’in elinde" diye hayıflanıyoruz.

Artık Bu Kısır Döngüyü Kırmak Zorundayız

Türkiye’nin dijital gelecekte söz sahibi olabilmesi için artık radikal bir zihniyet değişimine ihtiyacımız var:

Düzenleyici değil, yönlendirici olmalıyız. Yasaklarla, vergiyle değil, teşviklerle büyümeliyiz.

Küresel organizasyonlarda aktif rol almalıyız. Türkiye'nin BM’nin yapay zekâ yönetişiminde adı bile geçmiyor.

Teknolojiyi ithal etmek yerine ihraç etmeliyiz. Bunu yapmazsak, sadece başkalarının yazdığı kurallara uyan "son kullanıcı" olmaya devam ederiz.

BM Küresel Dijital Anlaşması belki kağıt üstünde bir proje olabilir ama asıl mesele Türkiye’nin burada bir figüran mı, yoksa sahneyi yönetenlerden biri mi olacağı. Şu an figüranız. Ama bu zihniyet değişmezse, sahne ışıkları hiç üzerimize gelmeyecek.