Gündem çok yoğun: Hukuk namına hiçbir anlamı kalmayan Can Atalay'ın tutukluluğu konusu, futbolda şiddet, dolandırıcılık, bitmek bilmeyen kimlik siyaseti laf sokmaları, kahve zincirleri üzerinden uluslararası siyaset pozları...
Bu gündemde insanın kendini hatırlaması ne mümkün!
Geçim, hayatta kalma ve sağlık konularına dönelim.
Türkiye üniversitelerinden mezunlarımız iş bulamıyor, hayatta kalamıyor. Diplomalı işsizlik her geçen daha da artıyor.
Üniversiteyi kazanan gençler memleketlerinden büyükşehirlere dahi gidemiyor. Kalacak yerleri yok.
Geleceğe güven her geçen gün azalıyor.
Öğretmenler ev tutamıyor, ev tutanlar her an evden atılma korkusuyla yaşıyor.
Avukatlar bürolarını döndüremiyor.
Doktorlarımız yurtdışına göçüyor.
Mühendislerimiz ya işsizler ya güvencesiz çalışıyor ya da yurtdışında çalışmanın yollarını arıyorlar.
Sağlıklı gıdaya erişim sorunumuz artıyor.
Ülkemiz enerji fakiri. Bu fakirliğin devası belirli ülkelere enerji bağımlılığı nedeniyle siyasal tavizler vermekten geçiyor.
Yurttaşlar sorunlarını devlet eliyle çözme ümitlerini yitirmiş durumda. Hak aramak çok pahalı. Mahkemeye başvurulabilse sorunumuzun zamanında çözülmesi neredeyse imkansız.
İnternet bağlantımız da olmasa içinde yaşadığımız felaketten kaldıramayacağız başımızı.
Allah'tan Netflix, Amazon, Disney var.
Yoksa, nefes alamayacağız.
Evet, gündemimize dönelim. Biz sıradan insanlar mikrodünyamızda mikro sorunlarımızla baş başayken siyasilerimiz bambaşka alemlerde geziyor. Onları kendi halinde bırakıp yapabileceklerimize bakalım.
Karnımızı doyurmamız, sağlıklı bir mekanda barınmamız ve güvenliğimizi sağlayabilmemiz gerekiyor. Bunun için yaşam alanlarımıza etki edebileceğimiz araçlara odaklanmamız gerekiyor. Yerel seçimler bu bakımdan çok önemli.
İşsizlik, barınma, gıdaya erişim ve sağlıklı bir çevrede yaşama sorunlarımız esasen birbirleriyle bağlantılı sorunlar olup bunların birlikte çözümü mümkün. Doğrudan doğruya gıda üretimi yapabileceğimiz, bunu yaparken geçimimizi sağlayabileceğimiz ve barınabileceğimiz alanları inşa edebiliriz. Bu hedefi hayata geçirmek için ulusal ve uluslararası kredilere; sağlıklı yaşamı, sağlıklı gıdayı dert edinen yurttaşlarımıza ve bu sorunların farkında olan aktivistlere dayanabiliriz. Dahası, bu alanlarda diplomalı işsizlerimizin bilgilerinden yararlanabiliriz.
İkamet ettiğimiz Çankaya'da ve daha genel olarak söylersek Ankara'da bunları yapmak mümkün. Seçimlerin hemen ardından bu tür bir yaşam alanının inşasına başlanabilir. Aksi takdirde, kiracı-ev sahibi kavgalarının, sağlıksız gıdanın veya doğrudan açlığın, işsizlikle birlikte ahlaksızlığın ve kara para düzeninin kurbanı olmamız kaçınılmaz.
İnsanca yaşayabilmek için sıradan insanın gündemindeki bu sorunlara acilen çözüm bulmamız gerekiyor. Siyasetin ''acil'' sorunlarından sıyrılıp önümüzdeki acil ihtiyaçlara bakalım. Bir süredir mikro mücadele konuları yazarak bu acil ihtiyaçlara ve çözümlere değiniyorum. Devam edeceğiz. Gündemin insanımızı umursamazlığına karşı insanımızı umursamakta ısrarcı olacağız.
Çok Okunanlar

General duruşmaya katılmadı özel celse istedi... Tanığa bir telefon geldi...

Mübadil mezarlarının üstüne otopark...

Muhammed Yakut ölmeden saatler önce aramış

Emekliye ve memura Temmuz zammı netleşti!

'Ekrem İmamoğlu'ndan iki kez destek istedi'

Terör örgütü PKK'nın sözde yöneticisinden Bahçeli sözleri

Mahkeme Başkanı iki ismin tahliyesini istedi!

Ev sahibi ve kiracılar dikkat!

Bahçeli'nin grup toplantısındaki o sözlerine açıklık getirdi

Erdoğan, AKP'li vekillere silah bırakma süreciyle ilgili ne dedi?