Gündemimiz pek yoğun. Özellikle de muhalefetin gündemi.
Laiklik tehlikede. Sırf bu başlık altında ele alınabilecek yığınla konu var. Birkaçını sayalım: Değerler eğitiminin dinselleşmesi, kamu görevlilerinini alımında liyakat yerine sadakat hakim, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamaları, eylemleri söylemleri…
Milli birlik tehlikede. Millet her gün yeniden tanımlanıyor. Dünün hainleri bugün kahraman ilan ediliyor. Milliyetçilik ayaklar altına alınıyor. Bu sırada bazıları Türk milliyetçiliğinden Nazi söylemleri üretiyor. Gündem yoğun.
Neoliberal politika ve söylemler ile kamucu söylemler çarpışıyor.
Özetle, kültür savaşları sürüyor. Sınıf savaşları yerine kültür savaşları hakimiyeti kuruluyor. Hemen her çatışma kültür üzerinden okunuyor.
Sınıf savaşları her gün yaşandığı halde bunların üstünü örtecek sayısız konu var.
Mafya, magazin ve mal-mülk davaları “yoksul”un çenesini yoruyor.
Kısacası, gündem gerçekten yoğun.
Tüm mücadele alanlarına kültür çatışmalarına dönüştürmek büyük maharet. Sistem bunu başarıyor. Sabah akşam tartışsak kültür aidiyet üzerinden kurulan pozisyonlar kolay kolay değişmez.
Bunların karşısında meseleyi ilkelere getirmekse en büyük tehlike. Kitleleri ilkeleri tartışır hale getirirseniz birliğin sağlanması, kitlelerin belirli hedefler için toplanması imkansızlaşır.
Peki çözüm ne?
Çoğumuzun örtüştüğü konulara odaklanmak. O konularda somut, kısa vadeli, sonuç alıcı mücadele örnekleri yaratmak gerekiyor. Böylelikle hem insan kazanmak mümkün hem de uzun mücadelenin belirli basamaklarını çıkabilmek…
Bu mücadele örneklerini bir süredir “Mikro Mücadele” adıyla anıyorum.
“Vatana sahip çıkmak” mı? Bu çok genel bir ideal. Bunu somutlamadığımız zaman ne başarı şansımız var ne de insanları sevk ve idare etme imkanımız.
Vatana somut, kısa vadeli ve sonuç alıcı sahip çıkma örneklerine ihtiyacımız var. Örnek mi istiyoruz? Zeytinliklere sahip çıkmak, satılığa çıkarılan kamu kaynaklarını yeniden almak, kendi kıyılarımızda bayrağımızla seyrüsefer etmek, vatanımızı kirletenlerin eylemlerinin önüne geçmek…
Eğitimde laikliğe sahip çıkmak mı? Yine çok genel bir ideal. Ancak iktidar olunursa mümkün. Gerçi, iktidara gelmek bile yeterli gelmeyebilir. O halde, bu kadar öğretmenimiz geçim sıkıntısı çekerken, bu kadar insan fahiş fiyatlar karşısında çocuklarını okullara yazdıramıyorsa, bilimsel ve laik eğitimi şimdiden kurmanın zamanı gelmiştir. Nasıl mı? Hemen, doğrudan bu okulları kurarak. Kitle fonlamayla, kooperatifle, derneklerle, vakıflarla okulları kurarak.
Gıda krizi mi kapıda? O zaman doğrudan üretim çiftlikleri kurmalıyız.
Bu yöntem elbette ki her alanda uygulanamaz. Söz gelimi, adalet sistemi çökmüşken, kendi adalet sistemimizi kurmak olmaz. Ne var ki, epey bir sorunun çözümüne hemen başlanabilir. Başlanmalı. Zira bu sorunlar içine gömülmüş durumdayız.
Büyük şehirlerde yaşayan dört bir kişilik ailenin hayatta kalma koşulları feci bir şekilde ağırlaşmış durumda. O ailenin sağlıklı beslenmesi, çocukların bilimsel ve laik eğitim alması, sağlıklı bir çevrede yaşaması gerekiyor. Bu ihtiyaç gerçekçi, güncel ve acildir.
Tunceli mi Dersim mi?
Geçiniz efendim. Boş meseleler bunlar. Sabah akşam konuşur birbirimizi yeriz. O sırada da hiçbir sorunumuz çözülmez.
Çözümsüz sorulardan sıkılmadık mı?
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
22 Kasım 2024 burç yorumları
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi