1911 baharıydı.
Osmanlının son dönemlerinde bir çok millet isyan ettiği gibi Arnavutlar da isyan etmişti.
Dönemin meşhur ittihatçı paşası Mahmut Şevket Paşa Arnavutluk İsyanını bastırmaya giderken bir çok subayı yanına aldığı gibi Selanik’te bulunan dönemin en etkili kurmayı olan Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal’i de yanına almıştı.
Ve bir türlü bastırılamayan isyan Mustafa Kemal’in başarılı planları ve etkili kararları sonucunda bastırılmıştı.
Dönüşte, Selanik-Kareferiye yönünde Mustafa Kemal’in de katıldığı bir süvari tatbikatı yapılmış ve o akşam Vardar nehri kenarında birçok subay yemeğe oturmuştu. Yemekte Alman subaylar ile birlikte Alman Alay Komutanı von Andertin de vardı. Yemek esnasında Andertin kadehini kaldırdı ve;
-"Arnavutluk isyanını bastıran Osmanlı Ordusu şerefine içiyorum" dedi.
Kimse tepki göstermemişti. Kimisinin de hoşuna gitmişti bu sözler. Ama bir kişinin hoşuna gitmemişti. Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal.
Mustafa Kemal bu sözleri duyunca sinirlendi. Kendisi henüz yüzbaşı olmasına rağmen Alman Albaya hiç beklemeden cevabını verdi;
-“Türk Ordusu için iç kavgada başarılı olmak bir zafer değildir. Ve bu olayın şerefine sevinip kadehimi kaldıramam. Bundan ancak üzülürüm”dedi.
Devamında,
gerek Osmanlı döneminde, gerekse Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş aşamasında kendisine karşı onlarca isyan çıkmış, hepsini de başarıyla bastırmıştı ama hiç birisi için sevinç gösterisinde bulunmamıştı.
Bugün,
Türkiye’nin iç politikasındaki tabloya baktığımızda bırakınız bir iç olayı bastırmayı, bir iç sorunu çözmeyi, bir Belediye Başkanının kendi partisine katılımını bile zaferle karşılayanlar var maalesef .
Tören düzenleyenler var.
Örneğin Özlem Çerçioğlu meselesi.
Bu tür geçişler, parti değiştirmeler olmaması gerekirken tören düzenlenip rozet takılıyor.
Topluma zafermiş gibi lanse ediliyor. Son derece yanlış.
Diğer bir konu da, bugünlerde Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde bir kongre hazırlıkları var. Buna mukabil bir delege seçimleri var.
Şunu söylemek gerekir ki, her şeyden önce CHP bir kongre partisidir. Ve Sivas Kongresinde kurulmuştur. Ve Türkiye Cumhuriyeti devleti de bir dizi kongrelerle kurulmuştur. Bu bakımdan Mustafa Kemal Atatürk’ün bir diğer adı da;”Kongreler Paşasıdır”
28 Aralık 1918’de Ankara’ya geldiğinde Ankaralılar onu “Gongru Paşa geliyor” diyerek karşılamıştır.
Gongru Paşa, Kongre Paşa demektir aslında.
Herkes şunu bilsin ki Kongre demek Milli irade demektir. Kongre demek demokrasi demektir. Kongre demek devleti yönetecek kişilerin üye ve halk tarafından sandıkla belirlenmesi demektir.
Uygulamada bazı sorunlar ve hatalar olsa da, bunu bugün uygulayan da sadece Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Kendi yöneticilerini ve dolayısıyla ülkeyi yönetenleri sandıkla belirlemektedir.
Doğrusu da budur.
Ama şuna dikkat etmek gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi üyelerinin kendi mahallelerinde delege seçimi dolayısıyla birbirlerine karşı üstünlük sağlamaları veya bir ilçe/il yönetimi listesinin diğer listeden fazla oy almış olması hiçbir zaman başarı değildir.
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi üyesi arkadaşlara, Arnavutluk isyanının bastırılmasını zafer saymayan Atatürk’ü n tavrını hatırlatmak isterim.
Bir CHP üyesi olarak partili arkadaşlara tavsiyem şudur ki; mahalle delege seçimleri, İl/İlçe veya Genel Başkanlık seçimleri bir başarı değildir. Zafer hiç değildir.
O bir nöbet devridir, görev değişimidir.
Kaybeden kişi veya liste yoktur. Daha az oy alan liste vardır.
Bilakis, daha az oy alan listedeki arkadaşlar tebrik edilmelidir.
Niçin;
Parti içi demokrasiye katkı koydukları için.
Niçin,
ülke demokrasisinde tek örnek oldukları için...
Çok Okunanlar

Aslıhan Gürbüz 'Bir ifşa da arkadaşımdan geliyor' diyerek açıkladı

'İlk Kurşun' kutlamaları hiç mi kanınıza dokunmadı?!

İşte 'en başarılı başkanlar' anketinin sonuçları!

Tuncer Bakırhan’dan süreçle ilgili kafaları karıştıran sözler!

Gençlerin en çok beğendiği genel başkan belli oldu!

Denizde kaybolan iş insanı Halit Yukay'ın cansız bedeni bulundu

Su krizi ve üç büyük yanlış

Aleyna Tilki'den istismar mağdurlarına destek mesajı

Sinir krizi geçiren anne bıçağa sarıldı

Boğulma tehlikesi geçiren 3 kadını vatandaşlar kurtardı