Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,0698
Dolar
Arrow
34,2356
İngiliz Sterlini
Arrow
44,4960
Altın
Arrow
2993,0000
BIST
Arrow
8.654

Z Kuşağı ve ''Yaş'' Komiserliği

İthalata bağımlıyız. Kavramlar boyutunda da durumumuz pek farklı değil. Fakat belki de ilk kez bir ithal malı bize tıpatıp uyuyor. Sosyal medyanın kullanımının yerelliği ezmesi, küreselleşme ve ''elit''lerin modern kültürel hegemonyasının çökmesi sonucu bu kez evrensel bir olgu söz konusu: Türkiye gençliği Batı gençliğiyle dönemdaş oldu. 

Buradan hareketle bir hata yapılıyor. Türkiye'de kuşaklar geçmişte Batı'daki akranlarıyla dönemdaş değildi. Batı'da ''boomer'' veya ''baby boomer'' adıyla anılan kuşaklarla Türkiye'deki akranları arasında pek az ortaklık var. Ne tüketim çılgınlığı ne bolluk ekonomisi ne refah ülkesi... Hiçbir ortaklık yok. Aa pardon. Soğuk Savaş yalanları onların ortak yanı. Gerçi o konuda hiçbir şey değişmiş değil. O yalanlar bugün tüm kuşakları birleştiriyor. Neyse, konumuza dönelim. 

Z kuşağının küresel birtakım ortak özellikleri olduğundan hareketle, Türkiye'deki ''yaşlı''ları da Batı'daki akranlarıyla aynı kefeye koyan bir zihniyet türedi. Türkiye'nin gerçek anlamda ''boomer''ları varsa onlar 1970 doğumlulardır muhtemelen. Bundan daha zarar ziyan bir anlayışa değinmek istiyorum: ''Yaşlı'' düşmanlığı. 

''Gençler''de yaşlı ne varsa düşman olma tutumu gözlüyorum. Sedat Peker'in videolarında da vardı: 40 yaşından küçük kardeşlerine sesleniyordu kendisi. 

Yaşlı düşmanlığı veya genç övücülüğü sonucu yeni bir ezber doğdu: ''Genç olan iyidir, yaşlı olan kötü''. Bu anlayışa göre kötü ne varsa ''yaşlıların'' eseri ve ''gençler günahsız''. Bunu destekleyen olgular da yok değil. Ne var ki, aynı mantıkla genç düşmanlığı da bir o kadar makul olurdu. Ne de olsa ''faşist'' söylemlere hiç yoksa 50 yıldır itibar edilmiyordu. Şimdi öyle mi? İsrail'de, İtalya'da, Hollanda'da, Avusturya'da, Ukrayna'da, Fransa'da faşistler ya iktidarda ya yükselişte. 

Biden kötü de Trump çok mu iyiydi? Mesele yaş mı? Kamala Harris de genç mesela. Ama bu durumu daha mı iyi yapıyor? Kemal Kılıçdaroğlu ''yaşlı'' da Recep Tayyip Erdoğan ''genç'' mi? Biyolojik yaş mı dert oldu? Bu kafanın bir benzeri sırf kadın diye Tansu Çiller'e ''modern'' güzellemeler düzmüştü. 

Ne yaşlılık ne gençlik... Konu bu değil. Sırf ''yaşlı'' diye Yılmaz Büyükerşen'i gözden düşürmeye kalkmak veya sırf ''genç'' diye Murat Kurum'a kredi açmak anlamsız. İcraata, niteliklere, olgulara bakmak gerek. 

Ne yaşlılar var aşkla yapıyor işini ne gençler var en basit işi yapmaya eriniyor. Bu yüzeysel ayrımlardan kurtulmamız gerekmiyor mu sizce de?