Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Geciken adalet

"Herkes tarafından kabul edilen ancak gereği yapılmayan” Geciken adalet, adalet değildir konusu, bu güne kadar halının altına süpürülen bir konudur.  “Geciken adalet, adalet sisteminin temellerinden bozulduğunu göstermektedir. Bu bozukluk  işleyişinden  ve  yapısından kaynaklanmaktadır. Geciken adalet demek, adalet yok demektir. Bu gidiş yargısal çürümeye ve yozlaşmaya yol açmaktadır. Bu sorun sürekli olarak adil yargılanma hakkının ihlaline yol açmaktadır.

Adaletin gecikmesi demek devletin diğer organlarının da çalışmadığını gösterir. Çünkü devlet bir bütündür. Adalet kurumunu oluşturan bütün ögeler işlevini yapamaz durumdadır. Bu durum adalete olan güveni de yok etmektedir. Adalete olan güven azaldıkça suç işleme oranları da artar. 

Yargı yoluyla hakkını alamayan bir vatandaş mafyaya başvurmaktadır. Ya da suç sayılan zorba eylemlerle hakkını almaktadır. Geciken adalet sadece bir kuru laftan ibaret değildir. Adalet sisteminin işlememesi demektir. Bunun da toplumsal çürümeye toplumsal yozlaşmaya ciddi etkisi vardır. Toplumsal yozlaşma adaleti geciktirmektedir. Geciken adalet de toplumsal yozlaşmayı ve toplumsal kirlenmeyi artırmaktadır. Bu konuda laf üretmeden önce sorunun kapsamını boyutlarını nedenlerini bütün ayrıntısıyla tespit etmek gerekir.  Ne yazık ki bu kapsamda doğru dürüst bir çalışma da yoktur.

Bir işe geri dönüş davası, dört yılda bitirilememiştir. Bu işten çıkarma davası bir de suç sayılan eylemden dolayı yapılmışsa işçi iş de bulamamaktadır. Aslında geciken adalet bireyin hayatını da mahvetmektedir. Patron iş kanunu eski 25. maddeden işten atıyor. Mahkeme 4 yılda karar veremiyor. Emekçi üzerinde suçluluk damgası taşıya taşıya yıllarca davanın sonunu bekliyor. Bu adalet eliyle yapılan zulüm demektir. Bu konuda duyarsızlık umursamazlık bence en büyük vatana ihanet eylemidir. Çünkü devletin temeli hak ve adalettir.

Türkiye genelinde 2021 yılında dava s¸artı arabuluculuk uygulamasında açılan ve sonuçlanan uyus¸mazlık sayıları incelendigˆinde, açılan dosyalarda ilk sırada %91,1 oranı ile is¸çi ile is¸veren ilis¸kisinden kaynaklanan, ikinci sırada ise %6,8 oranı ile is¸e iade istemli uyus¸mazlıklar bulunmaktadır. Sonuçlanan dosyalarda da ilk sırada %91,0 oranı ile is¸çi ile is¸veren ilis¸kisinden kaynaklanan uyus¸mazlıklar, ikinci sırada ise %6,8 oranı ile is¸e iade istemli uyus¸mazlıklar yer almaktadır. Gecikmenin verdiği zararları artık siz düşünün. Yargı eliyle zulmün boyutu büyük. 

2014-2021 yıllarında Cumhuriyet bas¸savcılıklarına yıl içinde açılan sorus¸turmalardaki s¸üpheli sayıları gittikçe artmaktadır. Türkiye genelinde 100.000 kis¸ideki s¸üpheli sayısı 2021 yılında; 2014 yılına göre %16,2 oranında, 2020 yılına göre de %13,1 artarak 8917'ye ulas¸mıs¸tır. (Adalet Bakanlığı istatistikleri)

Suça sürüklenen çocuk sayıları yıldan yıla artmaktadır

2021 yılı ceza mahkemelerinde toplam gelen dosyalardaki suça sürüklenen çocuk sayıları iller bazında incelendigˆinde; suça sürüklenen çocuk sayısının %16,5 oranı ile en yüksek I·stanbul ilinde oldugˆu, bunu %6,8 oranı ile I·zmir ve %5,7 oranı ile Ankara ilinin takip ettigˆi görülmektedir. (Adalet bakanlığı istatistikleri)

2014 yılında yıl içinde açılan ve bozularak gelen dosyalardaki suça sürüklenen çocukların %47,2'si çocuk ve çocuk agˆır ceza mahkemelerinde yargılandıgˆı, devam eden yıllarda dalgalı bir seyir izledigˆi ve 2021 yılına gelindigˆinde ise %49,9 oldugˆu görülmektedir. Asliye ceza mahkemelerinde yargılanan suça sürüklenen çocuk oranları ise 2014 yılında %41,1 iken bu oranın 2021 yılında %40,8 oldugˆu görülmektedir. (Adalet Bakanlığı istatistikleri)

2014-2021 yılları arasında infaz hâkimliklerine hükümlü ve tutukluların yaptıkları bas¸vuru ve s¸ikâyetlere ilis¸kin dosya durumu incelendigˆinde; 2014 yılı içinde 156.622 dosyanın geldigˆi bu sayının 2021 yılında 834.369 dosyaya ulas¸tıgˆı görülmektedir. 2021 yılı içinde gelen dosya sayısının 2020 yılına göre %150,6 oranında arttıgˆı görülmüs¸tür. Bu artıs¸ın nedeninin 7242 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin I·nfazı Hakkında Kanun I·le Bazı Kanunlarda Degˆis¸iklik Yapılmasına Dair Kanun'dan kaynaklandıgˆı degˆerlendirilmektedir. Geçen yıldan devren gelen dosya sayılarına bakıldıgˆında ise 2021 yılında 8.066 dosya ile en yüksek degˆere ulas¸tıgˆı görülmektedir. (Adalet Bakanlığı istatistikleri)

Adalat geciktikçe suçluluk artmaktadır. Suçluluk arttıkça  toplumsal yozlaşma da artmaktadır.

A- MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKI 

Avrupa I·nsan Hakları Sözles¸mesinin (AI·HS) adil yargılanma hakkı bas¸lıklı 6'ncı maddesinde adil yargılama kavramına dair hak ve ilkelerin bir kısmı açıkça belirtilirken bazıları ise AI·HM’nin yorumlarıyla gelis¸tirilmis¸tir(2). Makul sürede yargılanma hakkı, maddenin birinci fıkrasında açıkça zikredilen ve adil yargılanma hakkını olus¸turan temel haklardan biridir. Düzenlemeye göre, herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyus¸mazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmus¸, bagˆımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, aleni ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. - I·smail S¸AHI·N-

SONUÇ

Hukukumuzda adil yargılanma hakkına ilis¸kin temel kural, Anayasamızın 36 ncı maddesinde yazılıdır: “Herkes, mes¸ru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

Adil yargılanma hakkının bir unsuru  olan makul sürede yargılanma hakkı ise Anayasamızın 141'inci maddesinin dördüncü fıkrasında “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.” s¸eklinde açıkça düzenlenmis¸tir. 

I·stinaf ve temyiz incelemelerinin de makul sürede neticelendirilmesi gerekmektedir. Bölge adliye mahkemelerince ilk derece mahkemesi kararındaki hukuka aykırılıgˆın düzeltilerek istinaf bas¸vurusunun esastan reddine karar verilmesi Yargıtay tarafından bozma kararı verilmeksizin hukuka aykırılıgˆın giderilmesine dair hükümler, yargılamaların sürüncemede kalmamasını amaçlayan hükümlerdir. Benzer hükümlere hukuk davaları ve idari davalar için Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352 ve 370'inci maddeleri ile 2577 sayılı I·dari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinde de yer verilmis¸tir. 

Anılan düzenlemeler dıs¸ında, Yargıtay(3) ve Danıs¸tay’ın(4), içtihatlarıyla da makul sürede yargılama hakkının korunmasını amaçladıgˆı anlas¸ılmaktadır. 

Makul sürede yargılanma hakkının teminine dair bu hükümlerle kis¸ilerin haklarına bir an evvel ulas¸malarının sagˆlanması ve uzun yargılamaların yol açacagˆı maddi ve manevi kayıpların önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu itibarla makul süre degˆerlendirmelerinde, bas¸vurucunun asıl davada haklı olup olmadıgˆına bakılmamakta, digˆer bir deyis¸le davanın neticesine önem verilmemektedir. Ceza davasında sanıgˆın beraat etmesi veya mahkûm olması arasında fark olmadıgˆı gibi davanın zamanas¸ımı nedeniyle düs¸mesi de makul sürede yargılanma hakkının ihlalini ortadan kaldırmayacaktır.

Görüldüğü gibi davanın sekiz yılda bitirilememesi geciken adalet olgusunun gerçekleşmesi demektir. Ancak bu süreç çok uzun bir süredir. Ülkemizde Anayasa Mahkemesi bu süreyi kabul etmektedir. Gerçi dosya savsaklanmışsa ya da yargılama makamının kusurlu geciktirme esinden kaynaklanmışsa bu da şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıksa , iki yıl da olsa gecikmiş adalet olgusu gerçekleşmiş sayılmaktadır.

Olayı eğip bükmeye gerek yok. Gerek Türkiye'de olsun gerek dünyada olsun hiç fark etmez. Davalar geç sonuçlandırılmaktadır. Makul süre ölçüsü geniş yorumlanmaktadır.

Her şeyden önce hakimlerin ve mahkemelerin uzmanlaşması gerekir. Mahkemelerin uzmanlaşması elbette yeterli değildir. Mahkemeye canlılık kazandıracak, yargı kararı üretecek hakimlerin de uzmanlaşması gerekir. Ciddi uzmanlık isteyen konularda hakimin önüne kavramakta anlamakta incelemekte çok vakit kaybedeceği dosyalar gelmektedir. Ne acı ki bazı yargı mensuplarının da adalet duygusunu çok dikkate almadıkları görülmektedir. Dosya okunmadan takipsizlik kararı verilmesi ve bunun da ciddi sayılara ulaşması çok büyük tehlikedir.

Adalete güven bir kere sarsıldı mı çok hızlı bir şekilde yaygınlaşır. Devlete, devleti yönetenlere güvensizliği doğurur. Vatandaşlarla devlet arasındaki güven ilişkisinin bozulması o ülkede çok büyük sorunların doğmasına neden olmuştur.

İlkelerin en güzel olanlarını yazabilirsiniz. Ancak ilkeleri uygulayacak kurumlar yoksa ilkelerin de bir anlamı yoktur. 

Yargıyı siyasetin baskılarından kurtarmak gerekir. Yargı bağımsız değilse zaten adalet gerçekleşemez. Hatır gönül, rüşvet, her türlü çirkin dedikodu, adliyeleri yaşanmaz hale getirir. Ne yazık ki bugüne kadar siyasiler kanunlara gereken ilkeleri koymuşlar; ancak yargının hızla işlemesi yargının bağımsızlığı gibi konularda herhangi bir önlem almamışlardır.

Yargının hukuk bilimiyle yönetilmesi gerekir. Hak ve adalet duygusuyla yönetilmesi gerekir. En önemlisi yargının kurumlaşması gerekir. Yoksa yargının yozlaşması ile başlayan toplumsal yozlaşmanın önünü alamayız. Hepimize yazık olur. Bu konuda yeterli duyarlılık yok. Duyarlılığı olan hukukçuların hukuk fakültesi hocalarının değeri de yeterince bilinmemektedir. Çünkü bir koltuğa oturduğu zaman bir büyüklük duygusu hastası, kendisini, hem doktor zanneder hem yargıç zanneder, hem mühendis zanneder. Büyüklük hastalığının en tehlikeli delilik olduğumu, kişiyi ve toplumları felaketlere götürdüğü tarihteki bütün örnekleriyle ortadadır.

Kaynaklar:

I·nceogˆlu, s. 280. 

 Turan, Hüseyin (2012) “Avrupa I·nsan Hakları Mahkemesi I·çtihatlarında Makul Sürede Yargılanma Hakkı” Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl:3, S:11, s.61. 

I·nceogˆlu, Adil Yargılanma Hakkı ve Yargı Etigˆi, s. 118. 

Abdullah Seyrek Bas¸vurusu, AYM, Bas¸vuru No: 2014/7206, K.T. 26.10.2017. “...Bas¸vuruya 

I·nceogˆlu, Sibel (2007) Adil Yargılanma Hakkı ve Yargı Etigˆi, 1. Baskı, Ankara, S¸en Matbaa, s. 113. 

Güher Ergün ve Digˆerleri Bas¸vurusu, AYM, Bas¸vuru No: 2012/13, K.T. 02.07.2013. <https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/> s.e.t. 05.03.2018. 

I·nceogˆlu, Sibel (2007) Adil Yargılanma Hakkı ve Yargı Etigˆi, 1. Baskı, Ankara, S¸en Matbaa, s. 113. 

Güher Ergün ve Digˆerleri Bas¸vurusu, AYM, Bas¸vuru No: 2012/13, K.T. 02.07.2013. <https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/> s.e.t. 05.03.2018. 

I·nceogˆlu, Sibel (Editör) (2013) I·nsan Hakları Avrupa Sözles¸mesi ve Anayasa(Anayasa Mah- 

Bireysel Bas¸vuru Kapsamında Bir I·nceleme), 1. Baskı, Ankara, S¸en Matbaa, s. 209. 

I·nceogˆlu, Sibel (Editör) (2013) I·nsan Hakları Avrupa Sözles¸mesi ve Anayasa(Anayasa Mahkemesine Bireysel Bas¸vuru Kapsamında Bir I·nceleme), 1. Baskı, Ankara, S¸en Matbaa, s. 209. 

I·nceogˆlu, Sibel (Editör) (2013) I·nsan Hakları Avrupa Sözles¸mesi ve Anayasa(Anayasa Mah- 

I·smail S¸AHI·N YBHD 2019/1 

I·smail S¸AHI·N YBHD 2019/1