İnsanlığın hukuki güvenlik sorunu ve ikiyüzlü siyasetçiler

Büyük devletler, büyük şirketler, güçlü bireyler yani güç sahipleri sık sık hukuk devletinden, uygarlıktan, insan haklarından, özgürlükten söz etmişlerdir ancak tarihe gerçekçi bir gözle baktığımız zaman şunu görüyoruz ki; güçlülerin hukuka hiçbir inancı yoktur. Hukuk, onların keyfiliğini, ahlaksızlığını önlediği için hukuktan ve haktan nefret ederler. Kendi egoları her şeyin üstündedir. Yurttaşların ve zayıfların hiçbir hukuki güvencesi yoktur.

Hukuk devleti, daha çok büyük şirketlerin mallarını güvence içinde satmaları ve kar üstüne kar etmeleriyle ilgilidir. Emekçinin hukuki güvencesi yoktur. Ne acı ki hukuk devleti de bir noktaya gelince artık kafalardan silinmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve İsrail aslında dünyada hukuk güvenliğinin olmadığını en güzel şekilde Gazze olayındaki tavırlarıyla hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatladılar.

Bugün uluslararası ilişkilerde, dünyada hukuk değil buyruk geçerlidir. Güçlünün buyruğu hukuk yerine geçerse o zaman keyfilik ve zulüm başlar. Dünya hangi felaketlere yuvarlanır onu zaman gösterecektir. Bu nedenle hepimizin emekçi vatandaşlar olarak hukuki güvenlik kavramını çok iyi anlamamız ve bilmemiz gerekiyor. Çünkü ne acı ki ülkemizde de hukuki güvenlik bulunmamaktadır. Uluslararası düzeyde de güvenlik bulunmamaktadır.

Bütün insanlığın, hukuk devletini ve hukuki güvenlik kavramını önemseyeceği günler muhakkak gelecektir. Çünkü hukuk güvenliğinin olmadığı yerde can güvenliği yoktur, mal güvenliği yoktur. İnsanlığın harabeye dönüştüğünü çok iyi bilmemiz ve bunun mücadelesini vermemiz lazım.

HUKUK DEVLETİ NEDİR?

Hukuk devleti, ''temel hak ve özgu¨rlu¨kleri, Yurttaşlara hak olarak tanıyan, bu hak ve özgu¨rlu¨klere gu¨vence sağlayan, bireylerin hukuki gu¨venliğini koruyan devlettir.''

Hukuk güvenliği ve hukuk devleti kavramları, açıklık kesinlikle tanımlandıkça anlaşılır. Açıklığa ve somutluğa kavuşur. Açıklığa ve somutluğa kavuştukça daha doğru uygulanır. Yanlış kararlar azalır, yargıya güven artar. Hukuki gu¨venlik ilkesi, hukuk devleti ilkesinin temelidir. Hukuki güvenlik yoksa hukuk devletinden de söz edemeyiz. 

Gu¨nu¨mu¨zde hukukun genel ilkeleri, uluslararası ve ulusal yargı kararlarına dayanak olarak değerlendirilmektedir. Anayasa Mahkemesi, kanun koyucunun, yasama görevini yaparken sınırsız bir yetkiye sahip olmadığını çeşitli kararları ile kabul etmiştir. Genel hukuk esasları ve özellikle Anayasa’nın ilkeleri ile bağlı olduğunu, kanunlarımızın, Anayasa’nın açık hu¨ku¨mlerinden önce hukukun, bilinen ve bu¨tu¨n uygar u¨lkelerde kabul edilen ilkelere uygun olması gerektiğini kararlarında ifade etmiştir.

Örneğin bir kararında mahkeme, hukuk devletini tanımlarken yasa koyucunun da bozamayacağı, ''Evrensel Hukuki Gu¨venlik İlkesinin Kavramsal Gelişimi'' hukuk ilkeleri olduğunu şu şekilde ifade etmiştir: “Hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgu¨rlu¨kleri koruyup gu¨çlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk du¨zeni kurup bunu geliştirerek su¨rdu¨ren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tu¨m devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun u¨stu¨n kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların u¨stu¨nde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa’nın bulunduğu bilincinde olan devlettir.''

Bu bağlamda, hukuk devletinde yasakoyucu, yasaların yalnız Anayasa’ya değil, evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yu¨ku¨mlu¨du¨r. Hukuki gu¨venlik ilkesi ise, Anayasa’da yer almamakla birlikte hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak ve Anayasa’daki diğer kurallarla birlikte, ilke-ölçu¨ normu olarak kullanılmaktadır.

Mahkeme, birçok kararında hukuki gu¨venlik ilkesini, hukukun genel ilkeleri arasında şu şekilde göstermiştir: “Evrensel hukuk ilkeleri ya da hukukun genel ilkeleri denildiğinde, hakkın kötu¨ye kullanılmaması, iyi niyet, sözleşmeye bağlılık, ayrımcılık yapılmaması, ölçu¨lu¨lu¨k, kazanılmış haklara saygı, haklı beklentilerin korunması, yasaların geriye yu¨ru¨mezliği, hukuk gu¨venliği, adalet, eşitlik, kanunilik, belirlilik ve öngöru¨lebilirlik gibi evrensel du¨zeyde kabul gören hukukun u¨stu¨n kuralları anlaşılmaktadır”

HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ NEDİR?

Hukuki gu¨venliğin sağlanması, ancak “hukuki gu¨venlik” kavramının önceden tanımlanabilir olması ile mu¨mku¨n olabilir. Bununla birlikte, hukuki gu¨venlik tam olarak tanımlanması zor bir kavramdır. Hukuki gu¨venlik basitçe, hukuki durumlarda gu¨venlik, istikrarlılık ve su¨reklilik olarak du¨şu¨nu¨lebilir. Daha genel itibarıyla hukuki gu¨venlik, hukukun uygulanmasındaki belirsizlik veya ani değişim riskini ortadan kaldırmaya yönelik bir garanti veya koruma olarak tanımlanabilir.

Hukuki gu¨venlik ilkesi, hukuk kurallarının belirli, istikrarlı ve öngöru¨lebilir olması, bireylerin bu kuralların kendilerine uygulanması sırasında 'devletçe'  gerçekleştirilen tu¨m işlem ve eylemlerde devlete gu¨ven duymaları ve bu gu¨venin hukuk tarafından korunması olarak tanımlanabilir. Hukukun temeli, devletin hukuki güvenliğidir. Hukuki güvenlik yoksa hukuk devletinden de söz edilemez. Demokrasi demek de hukuki güvenlik ve hukuk devleti demektir. Bir çuval demokrasi gevezeliğinin kimseye bir faydası olmadığı apaçık görülüyor. Ancak hukuki güvenlik ve hukuk devleti ve bunlara dayanan demokrasiyi savunmuş olsaydık daha somut taleplerimiz olacaktı.

Bundan sonra çağdaş olanın, insan olanın görevi Gazze'den ders çıkarmaktır. Gazze'de İsrail'i haklı bulanların insanlığından ve ahlakından şüphe edilmelidir. Onlar insan kılığındaki canavarlardır. İnsanlık canavarlaşma sürecine girmiştir. 'Bananecilik' artmaktadır. İnsanlık, büyük bir çürüyüşe doğru gitmektedir. Çürüyüşün başını da ABD-AB ve İsrail çekmektedir.