Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Kredi kartları ile ilgili düzenleme

KREDİ KARTLARI İLE İLGİLİ YENİ  DÜZENLEME 

NE GETİRİR NE GÖTÜRÜR? -1-

Kredi kartı ile ilgili hangi düzenleme yapılırsa yapılsın hiçbir şey değişmez. İktisadi kriz daha da artar, daha da azgınlaşır. Kredi kartları ile ilgili yeni düzenleme hiçbir şey getirmez. Ama çok şey götürür.

Emekçi sınıf ve emekçi sınıfı oluşturan tabakalar bu iktisadi sistemle, bu gidişle önümüzdeki yıllarda daha çok yoksullaşacaktır. Sınıflar arası uçurum daha çok derinleştirecektir.

İşçi sınıfının neoliberalizmin verdiği uyuşturucu etkisiyle içinde bulunduğu rehavetten bir an önce kurtulması gerekir.

Valla kimse kusura bakmasın bu işin içinden ancak toplumculukla yani sosyalizmle çıkabiliriz. Yani tek çözüm yolu devrimdir.

Önce kendim kavrayabildiğim kadarıyla ekonominin genel değerlendirilmesini yapmaya çalıştım. Daha sonraki yazılarda da kredi kartlarıyla ilgili değerlendirmelerimi sunacağım. Ekonomik bütünlük içinde kredi kartlarını değerlendirmek tek çözüm yoludur.

Korkut Boratav şöyle diyor: Ekonomik kriz yok, yoksuldan alıp zengine veriyorlar. (https:www.gazeteduvar.com.tr/yazar/irfan-aktan korkut boratav söyleşisinden yararlandım.)

Türkiye’nin en önemli iktisatçısı Prof. Dr. Korkut Boratav’a göre Türkiye ekonomisi salgın döneminde kriz yaşamadı, büyüdü. Fakat iktidar yoksulun payını zengine verdi. IMF’nin Türkiye için 2026 yılına kadar yüzde 3,3’lük bir büyüme öngörüsünde bulunduğunu aktaran Boratav’a göre “devrim” niteliğinde adımlar atılmazsa, AKP gitse de mevcut tablo değişmeyecek.

Evet. İşin özü bu. Bu ekonomik tabloda kim iktidara gelse AKP olur. AKP’ye dönüşür.

Türkiye, salgın döneminde büyümüş ama yoksulluk artmıştır. Türkiye büyümüşse bu para nereye gitti?

“IMF istatistikleri gösteriyor ki, salgın döneminde Türkiye’de bütçe, emekçilerden esirgendi. Ücretliler lehine mecburi transferler bütçeden değil, zaten birikmiş olan İşsizlik Sigorta Fonu’ndan karşılandı. Buna mukabil, uluslararası ölçümlere göre kredi artış temposunda Türkiye birinci sırada.”

Peki bu krediler kime gidiyor? Kime gidecek? “Yoksuldan alıp zengine veriyorlar” Borçlu sermaye çevrelerini kurtarma operasyonları yapılıyor çünkü. Para müteahhitlere, yeni yatırımların kredi finansmanına gidiyor.

“Milli gelir iki yılda, her yıl ortalama yüzde 5 civarında büyümüş. Fakat büyüme alt sınıflara yansımak şöyle dursun, günlük gözlemlere ve istatistiklere de yansıdığı üzere çok ağır bir yoksullaşma ve işsizlik yaşanıyor. Bu nasıl oluyor yahu! Bu ancak salgına rağmen büyüyen bir milli gelirin emekçilerden, yoksullardan alınıp başka kaynaklara aktarılmasıyla mümkün olabilir.”

Yani ülkede herkesi doyuracak ekmek var ama çoğunluğun ekmeğini belli bir azınlık yiyor…

AKP musluğu sıkı tutuyor ki, burjuvaziyi rahat ettirsin.

5’li çete ve benzeri sermaye gruplarına dayanan bir iktidar olduğu için, açlıkla boğuşan halkı bir şekilde idare ederim diye düşünüyor. O yüzden bütçede musluğu sıkı tutmaya devam ediyor ki, burjuvaziyi rahat ettirsin.

“Hangi sektörlerdeki şirketler en kırılgan?

İnşaat ve enerji. 5’li çete ve yârenler buraya odaklanmış. Dolayısıyla havuza giren su, sadece gözetilen sermaye çevrelerine, seçkin burjuvazinin tuttuğu köşeye gidiyor, gariban açıkta kalıyor.”

Ama ağırlaşan yoksulluk da iktidar koltuğunu sallıyor…

Evet ama kendi yarenlerini gözettiği için büyük bir borç krizine sürüklenilirse her şeyin çökeceğini düşünüyorlar. Şu an, sonuçta çıkar ortaklıkları içindekileri, yarenleri kurtarma derdindeler; sonrası için de Allah kerim, diyorlar.

Korkut Hoca çok önemli bir hedef söylüyor: 

“Biz sosyalistlerin işçi ve köylülere vaat edeceği şey şu olmalı: Başta büyük bir operasyon yapıp borçlarının bir bölümünü, hatta tümünü sildirebilirim. Tam sosyalizm yapıyorsak, hepsini sildirmeliyiz. Aynı esnada istihdamı da artıracağız. Ama sen de ancak ücretin kadar tüketeceksin. Bankalar sistemi senin tüketiminin finansmanını üstlenmeyecek.”

AKP’nin borç zehrine alıştırdığı kitleler ancak devrimle kurtarılabilir.

Ama o zaman CHP peşinen bu yola girmeyeceğini Kemal Derviş’i alarak gösterdi. Neticede sıfır büyümenin üstüne yüksek sermaye hareketleri binince, AKP ilk beş yılında kendi altın çağını yaşadı. AKP dönemi, Türkiye’nin emekçi sınıflarına da bir şeyler armağan etti: “Borçlanmayı becerirseniz, tüketiminizi artırırım ey garibanlar!” AKP’nin borç zehrine alıştırdığı kitleler ancak devrimle kurtarılabilir. Başka etkenlerin katılacağı bir sınıfsal iktidar değişimi, bu sınıfları geçmiş dönemin o uyuşturucu alışkanlıklarından kurtarabilir.

5’li çeteye dair kaygı, tüm kaygıların önünde.

“12 Eylül’ün ağırlığı sola karşı uygulanan terörle de birleşiyordu ve ekonomik kriz de buna eşlik ediyordu. Ama emek bir hayli güçlenmişti ve sekiz yılda adım adım ezebildiler bu gücü. Şu anki ağır yoksullaşmaya salgının yükü de bindiği halde, yarenlere öncelik vermekten vazgeçmediler. “Şirketler batmasın ki, bankalar batmasın ve dış borç krizi yaşanmasın” yaklaşımı, 5’li çete zarar görmesin yaklaşımından daha rasyonel. Ama görünen o ki, 5’li çeteye dair kaygı tüm kaygıların önünde.”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, kredi kartı harcamalarındaki yükselişi takip ettiklerini ve bu konuda çalışmalarının olduğunu aktardı. Karahan, kredi kartlarında düzenleme yapılması gerektiğini düşündüklerini söyledi.

Söyledi ama bu bir çözüm değldir. Amaç talebi kısmak, öncelikle enerji ve inşaat şirketlerine kredi aktarmaktır. Kaynak aktarmaktır. Zenginden alıp fakire vermektir. Amaç bu, yol bu. Bu yol ülkemizi daha büyük krizlere götürecektir.

“Devrimci dönüşüm olmadan toplumsal kriz son bulmaz. Henüz erken ama krizden bunalan insanlarımız için tek kurtuluş yolu da bu. Birlikte hareket etmek için şimdiden açıkça düşünmek, yöntemleri tartışmak, anlatmak, olabildiğince örgütlenmek gerek.”