Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.550

Kredi kartları ile ilgili yeni düzenleme: Ne getirir ne götürür?

2. BÖLÜM

Kredi kartları konusu hangi olgular, adalet değerleri ve ilkeler doğrultusunda incelenebilir? Kredi kartları sorunu ve  çözümü konusunda olgular, ilkeler ve adalet değerleri yani bilim bize hangi yolu gösteriyor? Hangi çözümü söylüyor?

Birinci olgu Erzincan’daki altın madeni ocağındaki felakettir.

İkinci olgu: Kredi kartı borçlarıdır. Vatandaşın kredi kart borcu ödenemez boyutlara ulaştı. Bireysel kredi kartı borçları geçen yıla göre %157 artarak bir trilyon 247 milyar liraya yükseldi.

Üçüncü olgu: Korkut Boratav şöyle diyor: “Ekonomik kriz yok, yoksuldan alıp zengine veriyorlar." 

Dördüncü olgu: Devrimci dönüşüm olmadan toplumsal kriz son bulmaz.

Beşinci olgu: Sermaye ideolojisine bürünmüş siyasi kadro işbaşında kaldığı sürece, sermaye her daim avantajlıdır.

Kredi kartları değerlendirmesinde yol gösterici ilke Prof. Dr İzzettin Önder’in şu sözü olmalıdır: “Sermaye kaşıkla verdiğini kepçe ile geri alacağını çok iyi bilmektedir. Sermaye ideolojisine bürünmüş siyasi kadro işbaşında kaldığı sürece, sermaye her daim avantajlıdır. " (Evrensel gazetesi)

Türkiye’yi sermaye ideolojisine bürünmüş bir siyasi iktidar yönetmektedir. Bu siyasi kadro iktidarda kaldığı sürece yoksuldan alıp zengine verme hizmeti devam edecektir. İktidarın her eylem ve işleminden sermaye yararlanacaktır. Emek daha da yoksullaşacaktır. Muhalefet de sermaye ideolojisine bürünmüştür. Halktan yana muhalefet yüzde üç yüzde beş var veya yok. 

Erzincan altın madeni olayı yukarıdaki ilke ışığında nasıl tahlil edilir? Bu felaket zenginden alıp fakire verme gerçeğinin somut kanıtıdır. Yoksulun canı pahasına zengin zengin ediliyor. Hem de uluslar arası kapitalizm dayanışması ile... İçerdeki siyasi desteklerle, işbirlikçi ortaklarla, insanlar ve çevre katledildi. Tam bir kapitalist ve emperyalist zorbalık ve zulüm. 

Bu olgular ilkeler değerler temelinde, yani bilimsel anlayışla kredi kartları sorununa baktığımızda kredi kartları uygulaması nasıl olacak? Nasıl olacağı gayet açık: Kredi kartıyla ilgili düzenlemelerde büyük sermayenin menfaati neyi gerektiriyorsa öyle olacak.  

Bankacılık kaynakları kredi kartlarına yönelik faiz, limit veya taksitte sınırlama gibi yeni uygulamalar geleceğini konuşuyor. Bankacılar kredi kartında yaşanan hızlı artışa yönelik tedbir alınması gerektiği konusunda uyarıyor.

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alparslan Çakar, kredilerde yavaşlama yaşanırken, kredi kartı harcamalarında artış olduğunu vurguladı. Yani kredi kartı borçları büyük ekonomik krizlere neden olacak boyutlara geldi. 

Prof. Emre Alkin de “Kredi kartı harcamalarının artışının yükselen fiyatlar olduğunu idrak etmeden atılacak adımların büyük bir hata ve doğal olarak büyük bir hoşnutsuzluk yaratacağını söylemem lazım” dedi.

Merkez Bankası Başkanı Karahan, düzenlediği toplantıda aynı zamanda kredi büyümesinde oluşabilecek aşırılıklara da izin vermeyeceklerini belirtti.

Görünen o ki TCMB, enflasyonla mücadele kapsamında kredi kartıyla alışverişe yeni sınırlamalar getirmek için  çalışmalar yapıyor. Ancak uzmanlar, atılacak bu adımla yapısal sorunların çözülmeyeceği, krizin daha da derinleşeceği görüşünde. Prof. Dr. Mehmet Şişman ise, sınırlamanın ekonomiyi anında durdurabileceğini ifade ediyor.

İktisatçı Prof. Dr. Mehmet Şişman, tüketicinin zorunlu harcamalarını kredi kartlarından yaptığını ifade ederek, "Talebi baskılayarak enflasyonu durdurmak istiyorlarsa bu doğru bir yol değil. Yapısal olarak sorunu çözecek bir şey değil" diyor.

"Vergi gelirlerinin yüzde 60'ı dolaylı vergilerden karşılanıyor. Yeni kısıtlamalar dolaylı vergileri aşağı doğru çeker. Bu da bütçe için tehlike yaratır" diyen Şişman, şöyle devam ediyor:

"Kredi kartlarına sınırlama getirerek enflasyonu düşürmeye çalışmak doğru bir yol değil."

Kredi kartı faizlerinin seçimden sonra artacağını düşünen Mehmet Bülent Deniz, "Bu da kredi kartı faizlerinin doğrudan olumsuz bir gelişme gösterdiğini düşünüyorum. Elbette teorik olarak kredi kartı bir ödeme aracıdır, bir kredi aracı değildir. Ama Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durum nedeniyle kredi kartı, ücretli kesimin can simidi haline dönüşmüş durumda." diyor.

Gelirler ve hayat pahalılığı arasındaki dengeyi kuramadan aradaki makası açmak hatalı olacaktır. Sadece vatandaş için değil kendileri için de.

Kredi kartı borçlarındaki artış, Merkez Bankası’nı harekete geçirdi. Kulislerde, kredi kartlarıyla ilgili yapılacak düzenlemelerin yerel seçimlerden sonra devreye gireceği konuşuluyor. Peki, kredi kartı düzenlemesi ne zaman yapılacak? Kredi kartı düzenlemesinin detayları neler? Kredi kartı düzenlemesi vatandaşı nasıl etkileyecek?

Merkez Bankası’nın kredi kartlarıyla ilgili atacağı değerlendirilen adımlar arasında şunlar yer alıyor:

  • Taksit sınırının düşürülmesi veya kaldırılması

  • Kredi kartından nakit çekiminin kısıtlanması veya yasaklanması

  • Kredi kartı verilen kişilerin sayısının azaltılması

  • Asgari ödeme tutarlarının artırılması

  • Gecikme faiz oranının artırılması

Bu adımların amacı, kredi kartı harcamalarını azaltmak ve enflasyonu düşürmektir. Çünkü kredi kartı harcamaları, enflasyonun üzerinde bir artış gösteriyor. Bu da enflasyon üzerinde baskı oluşturuyor.

Kredi kartı düzenlemesinin ne zaman yapılacağı ise henüz netleşmedi. Kulislerde, düzenlemelerin yerel seçimlerden sonra devreye sokulacağı konuşuluyor. Bazı kaynaklar, düzenlemelerin seçim öncesi tüketiciyi kızdırmamak için ertelendiğini iddia ediyor. Bazı kaynaklar ise, düzenlemelerin seçim sonrası ekonomik reform paketinin bir parçası olarak açıklanacağını öne sürüyor.

Kredi kartı düzenlemesinin zamanlaması, hem ekonomik hem de siyasi açıdan önem taşıyor. Kredi kartı düzenlemesinin enflasyonu düşürmesi ve cari açığı azaltması bekleniyor. Ancak kredi kartı düzenlemesinin tüketiciyi sıkıntıya sokması ve harcamaları azaltması da olası. Bu da ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir.

Kredi kartı düzenlemesinin ne zaman yapılacağı ve nasıl uygulanacağı, önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Kredi kartı kullanıcıları ise, düzenlemelerden nasıl etkileneceklerini merakla bekliyor.

Geliyoruz aynı yere: MB’nin odaklandığı yer, talebi kısarak enflasyonu dizginlemek… Nitekim kredi kartları ile ilgili bir önlem de yolda. Kredi kartı bakiyesinde ciddi bir artış var ancak, sunumda, bunun, hanelerin içine girdiği geçim zorluğuyla bağlantısı hakkında tek kelime edilmedi

“Böylece enflasyondan ücret artışlarının, iç talebin sorumlu tutulması itikatında en ufak bir ayrılma görmüyoruz. Oysaki, “Enflasyonun parasal genişleme ya da ücret artışlarından kaynaklandığı ezberi, ne küresel ekonominin merkez hükümran ekonomileri ABD ya da AB ülkelerinin, ne de bir çevre ekonomisi olarak Türkiye’nin gerçekleriyle bağdaşmaktadır. Neredeyse bir dogmaya dönüştürülmüş bu saplantı inanç, enflasyonun kökeninde yatan dinamikleri tamamen görmezden gelmekte; enflasyonla mücadeleyi bir talep kısma reçetesine indirgemektedir. Parasal daralma, kamu maliyesinde kemer sıkma ve ücretlerin baskılandırılması bu reçetenin üç aracıdır.” 

Bu yol felaket yoludur. Tek yol daha çok üretim daha adil paylaşım yoludur. Daha çok üretmek daha adil paylaşmak iktidarın aklına gelmiyor. İktidar sermayenin iktidarıdır. Bu iktidardan sınıfsal sömürünün önünü kesmek gibi bir görev beklemek çok büyük saflık ve akılsızlık olur. Bu iktidarın görevi var oluş nedeni halka hizmet değildir. 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, kredi kartı harcamalarındaki yükselişi takip ettiklerini ve bu konuda çalışmalarının olduğunu aktardı. Karahan, kredi kartlarında düzenleme yapılması gerektiğini düşündüklerini söyledi.

Söyledi ama bu bir çözüm değldir. Amaç talebi kısmak, öncelikle enerji ve inşaat şirketlerine kredi aktarmaktır. Kaynak aktarmaktır. Amaçları yolları bu. Bu yol da ülkemizi daha büyük krizlere götürür.

Korkut Boratav şöyle diyor: “Ekonomik kriz yok, yoksuldan alıp zengine veriyorlar. Devrimci dönüşüm olmadan toplumsal kriz son bulmaz. Henüz erken ama krizden bunalan insanlarımız için tek kurtuluş yolu da bu. Birlikte hareket etmek için şimdiden açıkça düşünmek, yöntemleri tartışmak, anlatmak, olabildiğince örgütlenmek gerek.”

Kredi kartı ile ilgili hangi düzenlemeyi getirirseniz getirin. Hiçbir şey değişmez iktisadi kriz daha da artar daha da azgınlaşır . Kredi kartları ile ilgili yeni düzenleme hiçbir şey getirmez. Ama çok şey götürür.

Emekçi sınıf ve sınıfı oluşturan tabakalar bu iktisadi sistemle, bu gidişle önümüzdeki yıllarda daha çok yoksullaşır. Sınıflararası uçurum daha çok derinleşir.

Emekçi sınıfının neoliberalizmin etkisiyle içinde bulunduğu rehavetten bir an önce kurtulması gerekir.

Bu gerçekler temelinde görünen tek çözüm yolu devrimdir.