Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Tüketici Yasası'nın kapsamı nedir?

TÜKETİCİ YASASININ KAPSAMI   -2-

 

SORU: TÜKETİCİ YASASININ KAPSAMI NEDİR?

6502 sayılı yasanın 2 maddesinde yasanın kapsamı şöyle düzenlenmiştir: “Kapsam: Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yo¨nelik uygulamaları kapsar.”

Tüketici kanunun kapsamı iki kavramla sınırlanmıştır.

1- Tüketici işlemi.

2- Ayıplı  mal.

3- Ayıplı hizmet.

SORU:TÜKETİCİ İŞLEMİ NEDİR?

Yasanın kapsamı tüketici işlemi niteliğindeki  satışlara konu olan ayıplı mallar ve hizmetlerden oluşur. 

Tüketicilerle satıcılar arasında sıklıkla ürünlerin kalitesi, şekli, işlerliği ve tanıtılandan farklı biçimde kendilerine iletilmesi konularında problemler yaşanır. Tüketici satımları satım “sözleşmesinin bir türüdür. Taraflardan birinin tüketici, diğerinin ise ticari ve mesleki amaçla bu işi yapan bir satıcı olduğu (gerçek veya tüzel kişi) satış sözleşmelerinin tamamı tüketici işlemi sayılmaktadır. Tüketici işlemleri satış sözleşmesi hukuki niteliğindedir. Tüketici işlemlerine tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (“TKHK”) hükümleri uygulanır. Kanun’da ilgili somut durumu içerir hükmü yoksa  Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) ve diğer genel kanun hükümleri uygulanır. 

İlgili yazı kapsamında tüketici işlemi mahiyetindeki satışlara konu olan ayıplı mallar ve ayıp sonucu başvurulabilecek yollar TKHK kapsamında ele alınacaktır. Sonrasında TKHK nezdinde düzenlenmiş bir diğer imkân olan cayma hakkı ile ayıp sonucu ortaya çıkan durum karşılaştırılacaktır. Buna ek olarak uygulamada uyuşmazlıklara sebep olmuş ayıplı malın iadesinin icrası prosedürü irdelenecektir.

Tüketici Nedir? Tüketici İşlemi Ne Anlama Gelir?

Tüketici mahkemesi, tarafların en az birinin “tüketici” olduğu uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Tüm tüketici işlemleri ile ilgili davalar tüketici mahkemesinde görülür. “Tüketici” ve “tüketici işlemi” kavramları 6502 sayılı Kanunda şu şekilde açıklanmaktadır:

? Tüketici: Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. 6502 sayılı kanun, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Örneğin, bir kimse evde traş olmak için tıraş bıçağı aldığında tüketici olarak kabul edilir. Aynı tıraş bıçağını marketinde satmak için satın aldığında, ticari amaçla işlem yaptığından tüketici değildir.

? Tüketici İşlemi: Bir işlemin tüketici işlemi olarak kabul edilebilmesi için hukuki ilişkinin taraflarından birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, hizmet sağlayıcı veya onlar adına hareket eden gerçek ya da tüzel kişi olması gereklidir. Taraflar arasında gerçekleştirilen işlemin tüketici açısından mesleki ve ticari bir amaçla yapılmaması şarttır. Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.

? A.  TÜKETİCİ İŞLEMİ

? Tüketici işleminin tanımı 6502 Sayılı TKHK’un tanımlar başlıklı 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının l bendinde yer almaktadır. Buna göre tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir. Yapılan bu tanımdan da anlaşılacağı üzere yapılan bir işlemin tüketici işlemi olarak kabul görmesi ve ortaya çıkacak uyuşmazlığın bu bağlamda çözüme kavuşturulabilmesi için çeşitli unsurların bulunması gerekmektedir. Buna göre, bir işlemin tüketici işlemi olabilmesi için:

I.  Ayıplı Mal Kavramı

“Ayıp, satıma konu malda ortaya çıkan ve tüketicinin o maldan gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklik veya aksaklıklardır [2]. TKHK kapsamında ayıplı mal, kısaca tüketiciye vaat edilmiş olan özellikleri bünyesinde taşımayan üründür. Bir kupa sipariş edildiği farz edildiğinde bunun kırık gelmesi ayıp kapsamındadır, keza yine sipariş edilen kupanın farklı renkte gelmesi de nitelikte bir ayıba örnektir.

Kanunun sekizinci maddesinde de ayıplı mala ilişkin bir tanım verilmiştir;

“Tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.” [3]

Bu noktada ayıplı mal, tüketicinin alırken göz önünde bulundurduğu ve buna inanarak aldığı bir maldaki niteliklerin var olmamasını veya objektif olarak o tür bir malda bulunması gereken özelliğin yer almamasını ifade etmektedir. Diğer yandan ürünün ambalajında, etiketinde, tanıtım materyallerinde tespit edilmiş niteliğe aykırı özellikler, ya da bu özellikleri taşımaması bir ayıp teşkil ederken aynı zamanda makul olarak beklenen faydaları azaltan, ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.

Bu noktada maddi ayıp; malın fiziksel, kimyasal ve teknik varlık ve durumunu olumsuz olarak etkileyen, onlardan sapan ve onları bozan ayıptır [4]. Gerçekten de teslim edilmiş ürün dış görünüm itibariyle satılan şeye uymuyorsa veya beklenilen yararı bu niteliklerden birinin yokluğu sebebiyle veremiyorsa maddi ayıp vardır. Buna örnek olarak sipariş sonucunda kırık olarak teslim edilmiş bir kalem verilebilir.

Ekonomik ayıp ele alınacak olursa; her malın belirli bir gelir getirme veya verimlilik kapasitesi olduğu aşikardır. Bu kapasite asıl olarak sözü edilen malın ekonomik niteliğini oluşturacaktır. Satılan mal, normal şartlar altında özellikleri vesilesi ile gerekli verimi veya geliri getiremiyorsa burada ekonomik ayıbın varlığından söz edilecektir. Bir aracın reklam veya kullanım kılavuzunda belirtilenden daha fazla yakıt tüketmesi [5] buna örnektir.

Hukuki ayıp, tüketicinin satılan üründen yararlanmasını ya da ürünün üzerinde tasarruf etmesini engelleyen kamu hukukundan doğan sınırlandırmaları ifade etmektedir. Bu durumda satılan ürün kanun hükümlerine uygun düşmediği için ilgili normlar alıcının ilgili şeyden tam olarak yararlanmasını önleyecektir. İhraç malı olarak satılan şeyin menşe belgesi yoksa hukuken bir ayıp vardır [6]. Diğer yandan satış esnasında malın hacizli bulunması halinde [7] de bir hukuki ayıp[8] vardır. Satılan ürün üzerinde bir üçüncü kişinin üstün hakkının bulunması ise hukuki ayıp değil zapttan sorumluluk kapsamında bir sorun olarak ele alınır.

Nitekim ambalaj, etiket, tanıtma ve kullanma kılavuzunda belirtilen niteliklerin bulunmaması; reklam, internet portalı ve ilanlarda belirtilen niteliklerin bulunmaması; muadili olan malların kullanım amacını karşılamaması ve satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırılıklar birer ayıp karinesi olarak ele alınır. Bu kriterlerden bir veya birkaçının varlığı o mal veya hizmetin ayıplı olduğuna TKHK m.8/2 kapsamında karine teşkil etmektedir. 

Ayıp, bununla birlikte çeşitli ayrımlara daha tabi tutulmaktadır. Bu ayrımlar farklı durumlarda nasıl bir tavır alacağımızı belirlemek noktasında bize yardımcı olmaktadır. Bunlardan ilk ayrım esaslı ayıp — esaslı olmayan ayıp ayrımıdır. Eğer maldaki kullanım elverişliliğini tamamen veya kısmen ortadan kaldıran bir durum söz konusu ise burada esaslı bir ayıbın varlığından söz edilir. Bununla birlikte eğer böyle bir durum söz konusu değilse ayıp esaslı olmayan bir ayıptır. Yalnızca esaslı ayıplarda ayıptan doğan sorumluluk hükümleri gündeme gelecektir [9]. TBK kapsamında yapılan bu ayrım tüketici uyuşmazlıklarında da uygulanabilir niteliktedir. 

Aynı zamanda ayıp; önemli olan — önemli olmayan ayıp ayrımına da tabi tutulabilecektir. TBK kapsamında sadece önemli ayıplar bağlamında seçimlik haklardan dönme hakkının kullanılmasına izin verileceği görülmektedir.

Yine ayıp, aşikar ayıp — aşikar olmayan ayıp başlığı altında ikiye ayrılabilir. Aşikâr ayıp; alıcının beş duyu organıyla apaçık biçimde ortada olan bir aksaklığı doğrudan doğruya fark ettiği bir durumu ifade eder. Buna karşın bazı ayıplar da fark edilemez, böyle bir ayıp ise aşikâr olmayan ayıp adı altında ele alınır. Kısaca aşikâr ayıp; alıcının bildiği veya bilebilecek olduğu ayıplardır. Aşikâr ayıplarda pek tabii alıcının ayıptan doğan sorumluluğa başvurma hakkı bulunmamaktadır. Ancak aşikâr olmayan ayıplardan dolayı satıcı ayıptan doğan sorumluluk kapsamında sorumlu tutulabilir [10]. İlgili durumun yine aynı şekilde tüketiciler nezdinde ele alınması mantığa uygun düşmektedir. 

Diğer bir önemli nokta ise açık — gizli ayıp ayrımıdır. Aşikâr olmayan ayıplar; açık ve gizli ayıp olarak ikiye ayrılabilir. Açık ayıp satış ilişkisi kurulup mal teslim alındıktan sonra mal üzerinde yapılan bir gözden geçirme sonucunda görülebilecek ve fark edilecek ayıplar söz konusu olduğunda kullanılan bir terimdir [11]. Bu noktada açık ayıbın olabilmesi için olağan bir gözden geçirme faaliyetinden sonra bunun fark edilmesi gerekecektir. Gizli ayıplarda ise olağan bir gözden geçirme yeterli değildir. Açık ayıp gözden geçirme suretiyle fark edilebilecek olan ayıpları ifade ederken, gizli ayıplar kullanılma ile birlikte ortaya çıkacak ayıpları kapsar. Gizli ayıplar ancak zamanla ve kullanılma ile ortaya çıkarlar. Açık ayıba örnek olarak teslim alındığı anda delik olduğu anlaşılabilen bir çanta verilebilir.

Bununla birlikte uygulamada sıklıkla karşılaşılan gizli ayıp kapsamındaki bir örnek ise arabalarda belirli aksamların gerekli teknik yeterliliği sağlamayacak şekilde üretilmiş olduğunun bir müddet kullanımdan sonra anlaşılması halidir. Ayrık bir hal ise; satıcının sahip olunmayan bir nitelik varmış gibi göstererek alıcıyı kandırması ve yarattığı bu ayıpla alıcıya karşı aydınlatma yükümlülüğünü kasten ihlal etmesidir [12]. Bu halde gizlenmiş bir ayıp söz konusudur ve gizli ayıp durumunda alıcıya tanınan bildirim süresi için öngörülen zamanaşımının ortadan kalkması gündeme gelecektir. Bunlar ayıptan doğan sorumluluğun zamanaşımı süresi içinde ortaya çıktığı vakit hemen bildirimde bulunulması şartıyla ayıptan doğan sorumluluğa başvurulabileceği söylenmelidir. Nitekim TKHK m.12/3 hükmü buna paralel bir düzenlemeyi barındırmaktadır. Fakat unutulmamalıdır ki; satılan ürünün ayıplarını bilerek teslim almak veya eksikliğe rağmen malı kabul etmek artık ayıptan doğan haklardan vazgeçildiği anlamına gelecektir. 

II. Ayıplı İfa

Ayıplı ifa da ayıplı mal gibi, satılan malın satıcı tarafından vaat edilen veya malın satın alınmasındaki amaç doğrultusunda o malda bulunması gereken lüzumlu vasıfları taşımamasını ifade etmektedir. Ayıplı ifada, sözleşmede kararlaştırılmış malın teslim edilmesi söz konusu olmakla birlikte bu malın satıcı tarafından garanti edilmiş özelliklerinin veya o malda bulunması gereken lüzumlu vasıfların eksik olması gerekir. 

AYIPLI HİZMET

SORU: AYIPLI HİZMET NEDİR? AYIPLI HİZMET SAYILAN HALLER NELERDİR?

Ayıplı hizmet, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 13. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre; sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılan objektif özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmet, ayıplı hizmet olarak tanımlanmaktadır. Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplıdır.

1- Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde hizmetin  başlamamasıdır.

2- Kararlaştırılmış olan sözleşmeye uygun olmayan  ve nesnel  olarak taşıması gereken özellikleri taşımayan hizmettir. 

3- Ayıplı hizmet  sözleşmenin amaç kapsam ve uygulama ilkelerinin gerektirdiği kalitede olamalıdır. Hizmet ağlayıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak yapmakla yükümlüdür.

Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri ondan beklediğimiz faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler de ayıplı hizmettir. 

Tüketicinin ayıplı hizmete ilişkin seçimlik hakları nelerdir?

Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici,

? Hizmetin yeniden görülmesi,

? Hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı,

? Ayıp oranında bedelden indirim,

? Sözleşmeden dönme

haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici bu hakları kullanamaz. Orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

Tüketicinin ayıplı hizmetten doğan seçimlik haklarından birini kullanması durumunda bu talebi ne kadar sürede yerine getirilir?

Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhâl tüketiciye iade edilir.

Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin seçildiği hâllerde, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu hizmetten yararlanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Her hâlükârda bu süre talebin sağlayıcıya yöneltilmesinden itibaren otuz iş gününü geçemez. Aksi takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

Ayıplı hizmete ilişkin seçimlik hakların kullanımından doğan masraflar kim tarafından karşılanır?

Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

Ayıplı hizmette zamanaşımı süresi ne kadardır?

Kanunlarda veya sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir.

Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükmü UYGULANMAZ.

Hizmet, birinin işini görme veya birine yarayan işi yapmadır (TDK). Hizmetler geniş ölçüde, soyut (duyu organları ile hissedilmeyen) mallardır. Eğer tamamen soyut iseler, üreticiden kullanıcıya direkt olarak aktarılırlar; taşınamazlar, depolanamazlar ve genellikle hemen bozulabilir niteliktedirler.

Farklı amaçlar altında ihtiyaçları karşılamak için yapılan çalışmalara hizmet denir. Özellikle ülke bazında toplumsal açıdan yaşamın devam edebilmesi için hizmet büyük bir öneme sahiptir. Bunlar içerisinde en önemlisi sağlık ile beraber güvenlik ve ulaşım hizmetleri geliyor. Bu hizmetler kendi içerisinde farklı dinamiklere sahiptir. Böylece sahip oldukları dinamikler değişik özellikler temsil eder. Elde edilen özellikler ise hizmetin daha etkin bir biçimde sağlanmasına olanak verir.

 

SONUÇ

Çok hızlı gerçekleşen hızlı satım süreci doğal olarak kimi pürüzlere de sahip olacaktır. Kimi hallerde tüketiciler satın aldıkları mallar hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmayabilir, bilgi sahibi olsalar bile beklediklerinden farklı veya zarara uğramış bir ürün kendilerine ulaştığında ne yapacaklarını bilmeyebilirler. 

Bu nedenle  tüketicinin korunması için TKHK kapsamında başvurulabilecek imkanların iyi bilinmesi gerekir. Tüketicinin bilinçli olması  ürün piyasasındaki mağduriyeti azaltabilecek, hatta kaliteyi dahi artırabilecektir. Yasanın kapsamı ile ilgili bu yazımızı bitirirken tüketimin araç olmaktan ziyade amaç olduğu gerçeği daima hatırlanmalıdır. Tüketici bilinci bu noktadan başlar.