Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Abdullah Öcalan’ın Türkiye’yi parçalamak için yazdığı kitap; “Sümer Rahip Devletinden...

“Terörsüz Türkiye” 

Milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi komisyonu, eşitlik, özgürlük v.s.

Ne güzel sözler değil mi? Ne kadar da kulağa hoş geliyor bu sözler. Ancak gerçekte öylemi, bir bakalım.

Siz hiç Abdullah Öcalan’ın “Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine doğru” adlı kitabını okudunuz mu? Okumanız pek mümkün değil. Kalın ve kaba zaten. İçeriği de ağır cümlelerle dolu. Anlaması zor. 

Ama gelin ben anlatayım;

Bu kitap 2 cilt ve yaklaşık 1000 sayfa civarında. Bu kitabı Öcalan Kandil’de veya yurt dışında yazmadı. Bizzat yurt içinde, İmralı’da yazdı.

2001-2002 yıllarında.

Bu kitap sıradan bir kitap mı? Elbette hayır. Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli. Önemi, içeriğinden geliyor.

İçerisinde ise basit bir roman yok. Masal yok. Hikaye yok. Yaratılmak istenen bir tarih var. Bir proje var. Ne projesi derseniz, Ortadoğu’da 4 ülkeden toprak koparılarak kurulmak istenen bir Kürdistan projesi var.

“Canım ne olmuş alt tarafı bir kitap yazmış” demeyin sakın.

Ve kitap deyip de geçmeyin.

Her şey bir kitapla başlar. İslamiyet bir kitapla başlamıştır örneğin. Kuran’la.

Hristiyanlık da öyle. İncil’le. 

Hadi geçelim dinleri, Sosyalizm bir kitap ile başlamıştır; “Komünist Manifesto”

Adam Smith Kapitalizm’i bir kitapla hayata geçirmiştir;“Ulusların zenginliği”

Boethius, “Consolatio” adlı kitabıyla Avrupa Rönesansını aydınlatmıştır.

Jean-Jacques Rousseau Toplum Sözleşmesini bir kitap ile ilan edilmiştir.

Her neyse..

Abdullah Öcalan’ın “Sümer rahip devletinden Halk Cumhuriyetine doğru” adlı kitabı da bu açıdan önemlidir.

Bu kitapta Kürtlerin tarihini Sümerlere dayandırır ve Kürtleri bir millet olarak addeder. Onlara bir tarih verir. Ortak yaşam paydası verir. Kürtlere gelecek açısından toplumsal bir hedef verir.

Ortak dinleri, ortak dilleri olduğunu söyler o kitapta. “Kürtler ortak bir coğrafyaya sahiptir” der. “Ortadoğu Kürtlerın vatanı” der.

Tüm bunlardan sonra ortaya çıkan sonuç; Ortak dil, din, tarih, ülkü birliği. Ve İran Irak, Suriye ve Türkiye’den koparılmış ortak bir vatandır.

Ve bir Büyük Kürdistan’dır. 

Abdullah Öcalan projenin çerçevesini o kitapta bu şekilde çizmiş.

25 yıl önce. 

Ha bu kitapta yazılanlar hayata geçirilir mi derseniz, çoktan geçirildi bile.

Bu kitapta hedeflenen Büyük Kürdistan için Irak parçalandı. Kuzey Irak’ta Barzani kontrolünde küçük Kürdistan kuruldu. Suriye parçalandı, Türkiye’nin güneyinde Abdullah Öcalan’ın, ''manevi oğlum''  dediği Mazlum Abdi kontrolünde bir PYD kuruldu. 

İran yalnızlaştırıldı, parçalanmak için hedef tahtasına konuldu.

Türkiye'de ise PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan ile görüşmelere başlandı. Terör örgütü PKK’nın Türkiye’yi bölmek istediği unutuldu. Unutturuldu.

Bitip tükenmiş olan PKK adeta kuyudan çıkartıldı. 

Yani Abdullah Öcalan’ın kitabındaki Kürdistan projesi tıkır tıkır işledi.

Bu projeye engel olan veya olacak olan ne varsa pasifize edildi. 2010’lu yıllarda düzmece Ergenekon davalarıyla TSK susturuldu, 15 Temmuz sonrasında TSK tamamen hükümete, yani siyasi organa bağlandı.

Halk yoksullaştırıldı. Kendi sorunlarında gark edildi.

Ulusalcılar içeri atıldı. Basın susturuldu. Veya satın alındı.

Ardından İmralı siyaseti başladı.  Öcalan ile görüşmeler yapıldı. Gitmeler, gelmeler. Gitmeyeni linç etmeler.

Daha neler neler.

Tamam,

Terörsüz Türkiye, Milli Dayanışma, kardeşlik, eşitlik, özgürlük gibi barış içeren sözler kulağa hoş gelen sözler ama, Paris Konferansı da, Sevr Antlaşması da bir barıştı. Fakat o antlaşmalar bizim için barış değildi. Parçalanıştı.

1918’de Mondros esaret anlaşmasını İstanbul basını “Sonunda barış geldi” diye taşıdı manşetlere.

Unutmayın;

Yıkılışlar, yok oluşlar, parçalanışlar, “Barış” perdesi ile sunulur topluma. 

“İmralı Barışı” perdesi ile de Türkiye parçalanmasın. Türkiye parçalanırsa herkes parçalanır.

Milli Dayanışmayı, özgürlüğü, demokrasiyi, kardeşliği, Libya, Suriye, Irak’ta olduğu gibi mumla ararız.

Türk, Kürt kim olursa olsun parçalanırız. Ve bir daha sittin seni toparlanamayız.

O yüzden,

İmralı’da Apo’ya koşan siyasetçiler, milletvekilleri, politikacılar dikkatli olun. Siz oraya ondan sadece akıl almaya gitmiyorsunuz. Onun o kitabında yazdığı ve Türkiye’yi parçalayacak olan o projesine katkı sunmaya da gidiyorsunuz. 

Bunu biliyor musunuz?