Barzani, halaybaşı olur mu?

Pek belli etmemeye çalışsalar da çoktan olmuş gibi...

Emperyalizmin Ortadoğu'daki planı tıkır tıkır işliyor.

Görünen o ki, pamuklara sarıp sarmaladıkları PKK'nın terör devletçiğini, Suriye'nin tapusuna ortak edecekler.

Tayyip'in emri hak vaki olana kadar o koltukta oturmasını, Erdoğanizm'in kurumsallaşıp kendisinden sonraya kalmasını sağlayacak, karşılığında Atlantik ötesinin uşaklığını hiç gocunmadan üstlenen Kürtçü siyasetin gönlünü hoş edecek Anayasa değişikliği meselesini kendi akıllarınca buraya bağlamaktalar.

Yurdum insanına yedirmek için yaptıkları boş hamaseti bir kalemde geçelim.

Bu, memleketin parçalanma sürecine giden kritik eşik olur!

Nasıl ki, bugün Suriye'yi bölmek için böyle bir adım atıyorlarsa, yarın aynısını İran ve Türkiye'ye de yapacaklar.

Kimsenin kuşkusu olmasın.

"Apo'ya özgürlük", "demokratik cumhuriyet", "Anadilde eğitim", "eşit vatandaşlık" filan, bunlar işin hikaye kısmı. Sırrı Süreyya ile Pervin Buldan'ın barış güvercini kılığına girip sağa sola uçuşması da yurdum insanının gözünü boyamak için oynanan tiyatrodan ibaret.

Siyasal İslamcı zihniyet ile etnik Kürtçülüğün nihai hedefi, zaten bugünkü şekliyle Türkiye Cumhuriyeti'ni, - ne kadar kaldıysa - laik, demokratik sistemi yok etmek; memleketi, dinciliğin, mezhepçiliğin, etnikçiliğin, feodal zihniyetin karanlık çukuruna gömmek.

Hiç lafı eveleyip gevelememek lazım, en başından beri tek dertleri bu! Ellerinden geleni yapıyorlar.

PKK'nın Suriye'deki terör devletçiğinin başındaki Mazlum Kobani geçenlerde Irak'ın kuzeyine gitti.

Orada Mesut Barzani'nin elini öpüp eteğine yüz sürdü mi bilmiyoruz ama bu ziyaretin bölgedeki muhtemel gelişmeler açısından "kritik önemi haiz" olduğu aşikar.

Has adamlarından Hoşyar Zebari görüşme sonrası "Toplantı, Kürt birliğini güçlendirmek ve Şam'daki yeni Suriye yöneticilerine karşı sorunsuz bir siyasi geçiş için önemli bir başarıdır. Tüm müttefiklerimize ve dostlarımıza teşekkür ederiz" diye sosyal medyadan bir açıklama yaptı.

Adam daha ne desin; açık açık hiç çekinmeden söylemiş, anlayana sivrisinek saz, anlamayanın önünde saz çalsan az!

Tabii hemen düğün yok, bayram yok eniştem beni niye öptü diye düşünmemek lazım.

Bahçeli'nin, Apo ille Meclis'e gelsin, diye kendisini paralamaya başlamasından sonra Tayyip'in Barzani'yi bir şekilde bu işe dahil edeceği zaten konuşuluyordu. 

Mazlum Kobani'ye davet, 7 Ocak'ta Mesrur Barzani'nin Ankara'da yaptığı temasların sonrasında gitti.

Saray'ın ricacı olduğunu anlamak için kristal küreye ihtiyaç yok.

Bizdeki siyasal İslamcılar için Barzani, "makbul" şahsiyet. Mesele, Nakşibendilik'in Halidiye kolu olunca, akan sular duruyor.

Geçenlerde Cengiz Çandar dedi ki:

“Bir bilgi olarak söyleyeyim. Ahmet Türk, Mesut Barzani’ye eleştirilerde bulunmuştu. Öcalan, ‘Kürt toplumunda saygın bir isimdir, o da heyette olsun’ diye ısrarcı olunca, bizim devlet Mesut Barzani’ye haber vermiş. Demiş ki ‘Ahmet Türk senin için böyle laflar etmişti, girsin mi heyete sen ne diyorsun?’ O da ‘Biliyorum ama Kürt toplumunda karşılığı olan bir isimdir, benim için sakıncası yok’ manasında bir cevap vermiş. Bu, bu süreçte gözle görünür olmayan başka alanlarda faaliyetler olduğunu da gösteriyor.”

Yani işlerin  bu kadar içinde.

Büyük bir ihtimalle süreci birlikte yürütüyorlar!

Oluru olmadan neredeyse adım bile atmayacaklar!

Şimdilik, ser verip sır vermiyorlar ama hangi yemeğin piştiğini, kokusu çıkınca cümleten öğrenmiş oluruz.

Ancak, Barzani ile halaya kalkmak öyle her babayiğidin harcı değil.

Altını kalın kalemle çizelim.

Buradakiler daha suya bu derken Barzani elinde keleşle dağ, kır, bayır dolaşıyordu.

Zamanında, Saddam'ı suya götürüp susuz getirmişliği bile vardır!

Nasıl yani, diye soracaklara perşembe günü için randevu verip yazımıza noktayı koyalım.