'Biz yoldan gönüllü çıktık'

Tayyip Erdoğan, Meclis'in açılış resepsiyonunda CHP dışındaki bütün muhalefeti Nazilli bardağı gibi karşısına dizince kıyamet koptu.

Günlerdir tartışılıyor.

İslamcısı, Kürtçüsü, milliyetçisi artık huzura kabul edilme imtiyazını haiz kim varsa karşısında el pençe divan vaziyetinde, hayran hayran ağzının içine baktılar durdular. Sol yanında Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan, sağ yanında DEM'ci Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları!

Diğerleri de say ki konu mankeni. Cümlesi etrafında pervane olmakta!

Büyük usta Nazım, Saray'ın servis ettiği fotoğrafları görseydi acaba “Bana, ilkesizliğin, onursuzluğun, omurgasızlığın resmini çizebilir misin Abidin?” diye sorar mıydı!

Muhtemelen...

Hal böyle olunca yurdum muhalifi küplere bindi, salvo atışına geçti; sosyal medya karıştı. Muhalefete nasıl muhalefet edilirmiş cümle alem gördü.

Tepkiler aldı yürüdü.

Tabii ki mesele, sadece itinayla servis edilen iki kare fotoğraf değil; arkasındaki ince hesap, plan, proje; iktidarın milleti kafa kola alma niyeti.

Siyasal İslamcıların “rıza inşa etmek” için sembolizmi nasıl kullandığını son çeyrek asırda iyice öğrenmiş bulunmaktayız. Öyle ki bir başörtüsü mağduriyeti üzerinden dönüp dolaşıp İslamofaşizme demir attık.

Geri kalanı lafı güzaf!

Fotoğrafta beşlik simit gibi yayılıp sırıta sırıta poz verenlerin ertesi gün sosyal medyada ayarı yedikten sonra buldukları bahaneler komik olmaktan öte gitmedi.

Herkes çok iyi biliyor ki Tayyip Erdoğan'ın, iktidarının sallanmadığını, siyaseten miadının dolmadığını ispat etmeye fazlasıyla ihtiyacı var.

Seçmenini tahkim etmek ya da muhalefeti köşeye sıkıştırmak için şapkasından çıkardığı tavşanlar neredeyse bitti, önündeki kamuoyu araştırmaları ise pek hayra alâmet değil.

Üstelik memleketi içine soktuğu, iktisadi, siyasi buhran her geçen gün derinleşiyor. Gündem belirleme kabiliyeti kalmadı. Özgür Özel milyonları her hafta meydanlara topluyor. Her ne kadar ideolojik olarak sağa sola savruluyor olsa da ahlaki ve psikolojik üstünlük elinde.

Tayyip Erdoğan, işlerin pek istediği gibi gitmediğinin farkında, erken seçim olursa o koltuğa bir daha oturamayacağının da...

Anayasa değişikliği ile yeniden aday olabilir.

O vakit bu işi ya Meclis'te halledecek ya da referanduma gidecek.

İkisi de bıçak sırtı.

DEM'in ve CHP seçmeninin verdiği oylarla Meclis'e girmiş olan eski yoldaşlarının desteği ile yurdum insanının önüne sandığı koymadan meseleyi çözme ihtimalinin bir tık fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Rasyonel siyasi zemini berhava eden sanki kendisi değilmiş gibi iktidarının ayakta kalabilmesi için ittifak ilişkilerini bir şekilde yeniden tanzim etmek için uğraşıyor.

Önünde fazla vakit yok.

Ez cümle bu fotoğrafların ruhunu iyi anlamak lazım. İslamcı-Kürtçü federasyona giden yolda “tarihi bir enstantane”

Zurnanın zırt dediği yere gelelim.

Kuyumcu terazisi hassasiyeti ile tartıp ederek Washington'a kadar gitti, istediği meşruiyeti çantasına koydu, geldi ama bütün bunların ete kemiğe bürünmesi lazımdı ki yurdum insanını ikna edebilmek için bir fırsat ortaya çıksın.

İşte Meclis'te tam olarak bunu yaptı.

Bu fırsatı yakaladı, iki kare fotoğrafla yurdum insanının gözüne soktu.

Kimse, biz huzura kabul edildik, sırıta sırıta pozlar da verdik ama yarın kaldığımız yerden muhalefet etmeye devam edeceğiz filan demeye kalkmasın. O fotoğraflar, sureti haktan görünüp milletin gazını almak için iktidarı tenkit edermiş gibi yapanların yüz buldukları vakit dümeni Saray'a nasıl kırabileceklerini çok güzel biçimde göstermiştir.

Orada, verilecek her bir kare fotoğrafın ne anlama geleceğini, Tayyip Erdoğan'ın bunu nasıl pazarlayacağını, tepe tepe kullanacağını bilerek davete icabet ettiler. Çünkü işlerine öyle geldi.

Selam-ı Şahane'ye mahzar olmanın verdiği mutluluk hepsinin yüzünden okunuyordu.

Yani cümlesi “yoldan gönüllü çıktı”

Özgür Özel, Kılıçdaroğlu gibi bir yanlışa düşüp CHP listelerine almazsa, siyasi hayatlarını noktalayacaklarını çok iyi biliyorlar, eğer ki Tayyip Erdoğan bunları seçim arifesinde kanatları altına almasın.

Şimdiden Saray'ın istediği “büyük ittifakın” resmini kendisine hediye ederek bir “iyi niyet” mesajı vermiş olduklarını düşünebiliriz.

Sabah ola hayrola...

Ama işe yarar mı ya da ne kadar işe yarar orası tartışılır.

Çünkü bu büyük resim, siyasal İslamcılardan sıdkı sıyrılmış yurdum muhalifinin hepsinin CHP çatısı altında toplanmasını sağlar, siyaseten elini kuvvetlendirir. İktidarın karşısındaki cepheyi tahkim eder.

CHP bu fırsatı değerlendirir mi, bir şey söylemek zor çünkü mesele Tayyip Erdoğan olunca Özgür Özel'in nasıl bir tavır takınacağını kestirmek pek mümkün değil. Yerel seçimden sonra durduk yere ılıklaşalım, normalleşelim, öpüşüp koklaşalım diye Saray'a yaranma derdine düşmesinin sonuçlarını hep birlikte gördük.

Sadece bundan değil, umarız 2016'da Bahçeli'yi Tayyip Erdoğan’ın iktidar ortağına dönüştüren, Kılıçdaroğlu'nu da yıllar boyunca AKP'nin payandası yapan 'Yenikapı Ruhu'ndan lazım gelen dersleri çıkarmıştır, diyerek yazımıza noktayı koyalım.