Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,6128
Dolar
Arrow
34,0672
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5927
Altın
Arrow
2744,0000
BIST
Arrow
9.711

Kendi aklını kullanmanın önemi: Leonardo da Vinci'nin bilgeliği

Zekâ ve bellek, insan zihninin iki temel yeteneğidir. Bellek, bilgi birikimi ve bu bilgilerin saklanmasıyla ilgilenirken, zekâ bu bilgileri analiz etme, problem çözme ve yenilikçi düşünceler üretme yeteneğidir. Bu günlerde, dünyada gerçekleşen olaylar ve ihtiyaçlar ekseninde bu iki yeteneğin de artık yeterli gelmediğini zekayı ve belleği artırmak için bilgisayarlara ihtiyaç duyduğumuzu görüyoruz. Hatta bugünkü yapılarıyla bilgisayarların insan zekasını taklit etmekte yetersiz kaldıklarını da gözlemliyoruz. 

Hepimizin Mona Lisa tablosunun ressamı ve dahi olarak tanıdığımız Leonardo da Vinci, Preserved Smith’in 2019 basımı “Rönesans ve Reform Çağı” adlı kitabında belirttiğine göre, dünyanın kendi çevresinde döndüğüne inanıyordu. Dünyanın bir yıldız olduğunu ve aydan dünyaya bakılsa dünyanın bizim ayı gördüğümüz gibi görüneceğini belirtmişti. Bir yerde “güneş hareket etmez” diye yazmış ve bu gizemli cümle için hiçbir açıklama yapmamıştı. 

Yüzlerce çalışmaya başlamış ve hiçbirini bitirememiş biri olarak zihninde, bütün yeteneğine rağmen onu esas rotasından saptıran bir dağınıklık olduğu söylenmesine rağmen bilime sanata ve felsefeye pek çok katkıları olan Leonardo’nun "Her kim ki tartışmaya girdiğinde otoriteleri örnek verir, o kişi zekasını değil belleğini kullanmış olur" sözü, bu iki yetenek arasındaki farkı ve bireyin kendi aklını kullanmasının önemini vurgular. Bu yazıda, da Vinci'nin bu sözünden yola çıkarak, bireysel düşünmenin ve eleştirel aklın neden vazgeçilmez olduğunu tartışmak istiyorum.

Bellek, öğrendiğimiz bilgilerin saklanması ve hatırlanması sürecidir. Öğrendiğimiz her şey, belleğimizde depolanır ve gerektiğinde geri çağrılabilir. Ancak, bilgi depolamak tek başına yeterli değildir. Zekâ, bu bilgilerin işlenmesi, yeni durumlara uygulanması ve yenilikçi çözümler üretilmesi sürecidir. Bellek, zekâ için bir hammadde sağlar; zekâ ise bu hammaddenin işlenip değerli bir ürüne dönüşmesini sağlar.

Otoritelere körü körüne bağlı kalmak, bireyin eleştirel düşünme yeteneğini köreltir. Tarih boyunca, otoritelerin yanlış yönlendirmeleri nedeniyle alınan yanlış kararlar, büyük kayıplara ve felaketlere yol açmıştır. Galileo'nun güneş merkezli evren teorisine karşı çıkan otoriteler, bilimsel ilerlemeyi yüzyıllar boyunca geciktirmiştir. Günümüzde de, otoritelerin yanlış bilgileri yayması nedeniyle bireyler yanıltılabilir ve yanlış kararlar alabilir.

Kendi aklını kullanmak ve eleştirel düşünmek, bireysel gelişim ve toplumsal ilerleme açısından hayati öneme sahiptir. Özgün düşünce ve yaratıcılık, inovasyon ve bilimsel ilerlemenin temelidir. Bireyler, kendi akıllarını kullanarak, karşılaştıkları sorunlara yenilikçi çözümler üretebilirler. Bu, sadece bireysel başarıları değil, aynı zamanda toplumsal ilerlemeyi de teşvik eder.

Leonardo da Vinci, kendi döneminde otoritelere meydan okuyarak yenilikçi ve öncü çalışmalar yapmış bir dehadır. Doğaya ve deneyime dayalı bilimsel yöntemleri benimseyerek, sanat, bilim ve teknoloji alanlarında çığır açan keşifler yapmıştır. Da Vinci'nin başarıları, onun otoritelere körü körüne bağlı kalmak yerine, kendi aklını kullanarak hareket ettiğinin bir kanıtıdır.

Sonuç olarak, zekâ ve bellek arasındaki farkı anlamak, bireysel düşünmenin ve eleştirel aklın önemini kavramak açısından kritik öneme sahiptir. Leonardo da Vinci'nin "Her kim ki tartışmaya girdiğinde otoriteleri örnek verir, o kişi zekasını değil belleğini kullanmış olur" sözü, bizlere kendi aklımızı kullanmanın ve otoritelere körü körüne güvenmekten kaçınmanın önemini hatırlatır. Bireyler olarak, kendi aklımızı kullanarak, daha bilinçli ve yenilikçi kararlar alabilir, böylece hem kendi hayatımızı hem de toplumu ileriye taşımalıyız.