Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

Pazaryerinden internet araştırmalarına giden süreç

Pazaryeri, insanların yerleşik hayata geçmeye başladıkları dönemlerden beri var olan bir kavramdır ve pazar araştırmaları da araştırma konuları arasında çok önemli bir yere sahiptir. Pazaryerlerinin varlık nedeni sadece ürün ya da hizmet alıp satmak değildir. İnsanlar aynı zamanda bu mekanlarda sosyalleşmektedirler. Semt pazarlarının periyodik olarak her hafta kurulmalarının sebebi de sadece fiziki ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere alışveriş yapmak değil, aynı zamanda sosyalleşme ihtiyacıdır. Panayırlar, fuarlar da bu sebeple gelişmiş ve günümüze kadar yaygınlaşarak gelmiştir. Öte yandan, günümüzde sosyal medya dediğimiz ortam aynı zamanda bir ticaret ortamı da olmuştur. Sosyal ticaret kavramı bunu vurgular. Diyebiliriz ki, sokaklarda kurulan pazaryeri dijitalleşerek sosyal ticaret ortamına dönüşmüştür. İşte, günümüzün pazar araştırmaları için sosyal medya önemli bir mecra haline gelmeye başlamıştır. 

Benzer şekilde, Ackland da 2013 tarihli Web Social Science adlı kitabında “İnternetin ilk günlerinden itibaren, sosyal, siyasi ve ekonomik etkilerini inceleyen araştırmalar, medya ve kültürel çalışmalar, iletişim, ekonomi, siyaset bilimi, sosyoloji, hukuk ve kamu politikaları gibi bir dizi disiplinden katkılarla yapılmıştır” diyerek alanın hem de disiplinler arası çalışmaların önemine vurgu yapmaktadır. Ona göre, insanların ve toplulukların “İnternet üzerindeki davranışlarını” incelemeye yönelik sosyal bilimsel araştırmaları teşvik eden üç temel neden bulunmaktadır:

  1. Çevrimiçi ortamlardaki davranışların, “benzersiz bir kültürel form” olması.

  2. Çevrimiçi ortamdaki bazı davranışların, “gerçek dünyadaki davranışa yeterince benzer” olabileceği ve dolayısıyla gerçek hayatta insanların veya toplulukların neden öyle davrandıkları hakkında fikir verebilecek olması.

  3. Çevrimiçi ortamdaki davranışların toplumları etkileyebileceği, yani “İnternetin toplumsal bir etkisi” olabileceği ve dolayısıyla bu etkilerin sonuçlarının incelenebilecek olması. 

Ackland’ın birinci maddede bahsettiği benzersiz kültürel form örneklerini, Ekşi Sözlük, Instagram, TikTok ve Pinterest gibi sosyal medya platformlarında paylaşılan içerikler olarak görmekteyiz. İkinci maddede bahsettiği gerçek dünyadaki davranışa yeterince benzer davranış örneklerini, arttırılmış gerçeklik oyunlarında ve özellikle pandemi döneminde kullandığımız uzaktan eğitim sistemlerinde görmekteyiz. Üçüncü maddede bahsettiği İnternetin toplumsal etkisi ile ilgili örnekleri ise Arap Baharı, Gezi Olayları ve Cambridge Analytica Skandalı gibi olaylarda Twitter platformunda paylaşılan içerikler olarak görmekteyiz.

Burada bir noktayı özellikle vurgulamak isterim. Yıllar içinde İnternet ve onunla yapabildiklerimiz çok hızlı ve büyük ölçüde gerçekleşti. Ackland’ın Claude S. Fischer’den aktardığı gibi Web1 dönemi de denilen İnternet’in ilk yıllarında, 1997’de, teknolojinin etkisi şöyle yorumlanıyordu: “Yeni teknolojilerin yaşam biçimimizi devrimleştireceğine dair görüşler genellikle cesur, büyüleyici ve mutlu gelecekçidir. Onları duymak heyecan vericidir; onlardan bahseden kitaplar çok satarlar, şirketlerin konferans takvimlerinde iyi bir yer kazandırabilirler. Ancak bunların raf ömrü, bir 'Big Mac'inki kadardır... Bu teknolojileri, insanların sosyal amaçlarını takip etmek için kullandığı araçlar olarak düşünmeliyiz, insanların eylemlerini kontrol eden güçler olarak değil.”

Yaklaşık otuz yıl önce kısa ömürlü olarak düşünülen etkilerin ne kadar kalıcı olabildiğini Arap Baharı örneğinde yaşadığımız için artık bu bakış açısının değiştiğini düşünüyorum. Günümüzde, bu teknolojiler ve özellikle onları geliştirip pazarlayan teknoloji şirketleri, tam da bu alıntının son cümlesinde bahsedildiğinin aksine, insanların alışveriş, oy verme, taraf olma gibi ve benzeri eylemlerini kontrol eden ve yönlendiren güçler haline gelmiştir. Bunun böyle olmasının sebeplerinden en önemlilerinden biri de Ackland’ın da vurguladığı gibi “İnternet'in gerçek dünya etkilerinin karmaşık olması ve iletişim ve toplumun desenlerini etkileyen diğer büyük güçlerden, örneğin demografik ve ekonomik faktörlerden ayrıştırılmasının zor olabileceği” gerçeğidir. 

Ayrıca şunu da görmekteyiz ki teknolojilerin raf ömrü hamburgerler kadar kısa olmasa da göreceli olarak kısa diyebileceğimiz sürelerde başka teknolojilere dönüşmekte veya yöndeşmektedir. Yaklaşık elli yıllık bir süreçte buzdolabı büyüklüğündeki bilgisayarlar 15 milimetre incelikte taşınabilir bilgisayarlara dönüşmekte, radyolar, televizyonlar, fotoğraf makineleri cep telefonlarına yöndeşmektedir. Web1’den Web2’ye ve sonra Web3’e geçiş de böyle bir dönüşümü ifade eder.