30. Ütopyalar Toplantısı: Oyunbaz Ütopyalar

Börklüce Mustafa'dan Savaş Emek'e

Oyun Kurmak, Oyun Bozmak

15. yüzyılda İzmir-Aydın civarında bir ateş yandı. Börklüce Mustafa, Şeyh Bedreddin'in müridi oldu. Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi ahali daha kardeşçe, daha eşit bir dünya için kazan kaldırdı. 

Fakat Oyun iyi kurulmuştu. Oyunu eden iyi etmişti. Zenginlik doğru kişilere pay edilmişti. Rüşvet, baskı, karanlık kazandı. Ateş küllendi. 

Ara ara aynı külden yeniden doğdu özgürlük, eşitlik ve kardeşlik. İnsanlığın büyük özlemleri hiç beklenmedik anlarda, hiç beklenmedik insanların önderliğinde yeniden dirildi.

İzmir-Aydın demiryoluna hakim İngiliz tütün rejisine ve yerli işbirlikçilerine karşı Ege köylüsü, Efeler ayaklandı. 

Her seferinde kanlı bitti başkaldırışlar. Yıllar sonra, yine aynı topraklarda alevlendi özgürlük ideali. 9 Eylül 1922'de küllerinden yeniden doğdu özgürlük, eşitlik ve kardeşlik. 

Karanlığın güçleri adım adım yeniden boğdu aydınlığı. Hiç beklenmedik anlarda yine başı dik insanlar belirdi. Bunlardan biri, Can Yücel ateşi yeniden harladı. 1994'te ilk Ütopyalar Toplantısı yapıldı. Bayrağı Yusuf Savaş Emek devraldı. 

O bayrak bugün hala ayakta. Dağarcık Türkiye'nin bir yazarı olarak o bayrağın bir ucundan tutmanın onurunu yaşıyorum. 

Bugün de oyunlar kuruluyor. Oyunu eden iyi ediyor: Kumpaslar, tezgahlar, sahte haberler, boş inançlar ve siyasal komplolar... Bu oyunları bozacaklar da var elbet. Hiç beklenmedik anlarda, hiç beklenmedik insanlar baş kaldırıp gerçeği haykırıyor. Gerçeği bulmak ise ütopyasız olmuyor. Onların oyunlarını bozmak ve yeni oyunlar kurmak için ütopyalara her zamankinden fazla ihtiyacımız var. 

27-29 Eylül 2024 tarihlerinde İzmir Karaburun'da Ütopyacılar buluşuyor. 

30. yılımızda da aynı çocuksulukla ve aynı heyecanla ütopyalara sarılıyoruz.

Hayat oyunla başladı. Oyunla öğrendik, oyunla öğrettik.

Toplumsal roller üstlendik. Oyunlarla iktidardan intikam aldık.

Oyunla dünyayı kavradık. Dünyayı oyuncak haline getirdik.

En zekilerimiz oyunun ve çocuksuluğun önemini kavradık.

Biri çocuklara bir gün olsun bırakmak istedi dünyayı; diğeri tüm dünya çocuklarına armağan etti günlerin en güzelini.

Mitolojik zamanlardan bugüne oyunlar kuruyor, oyunlar oynuyoruz.

Bazen başkalarının yazdığı oyunlarda figüranız. Bir an geliyor oyunu bozup yepyeni bir oyun kuruyoruz. Hepimizin birlikte, hepimiz için oyun kurup doyasıya oynadığımız bir geleceğin özlemiyle sizleri oyunların en güzeline, geleceği düşlemeye çağırıyoruz.