Genç kuşaklarla atılan kazık

''Genç'' kuşaklarla geçmiş kuşaklar arasında örtülü bir sözleşme var: ''Gençler okula gidecek, kurallara uyacak, sınavları geçecek, üniversite kazanacak, olaylara karışmayacak ve bir yerlere atanıp veya işe alınıp orta halli bir yaşam sürecek, belki zengin de olacak''. Bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetti sistem. Hem de ihbarsız. Hem de haksız bir şekilde. Hiçbir uyarı olmadan. 

Bu durumu Emrah Safa Gürkan çok güzel anlatıyor:

 https://x.com/jeandpardaillan/status/1853847792416067756

Genç kuşaklar liseyi bitirdiler. Onları mezun etti sistem. 

Genç kuşaklar üniversiteyi ''kazandı''. Yurtlara yerleştiler, KYK kredisi aldılar geri ödemek koşuluyla. Kimisi ev tuttu. Eski orta sınıfı zengin etti. 

Genç kuşaklar üniversiteden mezun oldu. İşe girmeyi beklediler. İş yok. İş bulanlar kazandıklarını ev kirasına, faturaya, kredi borcuna ödüyor. 

Genç kuşaklar aldatıldı. Milletçe birbirimizi aldattık. Sadece bizim millet mi? Küresel bir aldatılma bu. 

Çokça okul açıldı, üniversite açıldı. Ama üretim sistemi çöktü. Fabrika artış hızıyla üniversite artış hızı birlikte gitmedi. Rant yaratma dehası sistem, üretimden yana çöktü. Şimdi Almanya, Japonya ve Fransa çöküşte. Türkiye geri durur mu? O da çöküyor. Üretim sermayesini boğazladı finans sermayesi. 

Bugünler geliyorum dedi. Sustuk. Her şey güzel görünüyordu. Dört bir yanda neon lambalar, kafeler, restoranlar, ucuz uçak biletleri vb. 

Sözleşme yırtıp atılıyor. Batı akademisi bursları kısıyor. Akademiye finans kaynağı yaratmayan hocalara kapılar kapatılıyor. 

1945-2000 arası refah ve demokrasi çağı son buldu. Eskiden bu çağın sonunda ''yeni ortaçağ''ı görmüştük. Roberto Vacca The Coming Dark Age [Yaklaşan Karanlık Çağ] adlı kitabıyla 1971'de duyurmuştu. Derken, ''Karanlık bir Aydınlanma'' konuşuluyor derin koridorlarda. İnsansız, insafsız ve elbette demokrasisiz bir gelecek konuşuluyor. 

Çalışacaktık ve hakkımızı alacaktık. Sistemin vaadi veya yalanı çöktü. Sistem karşıtlarının da vaatleri vardı: Haklıyız, kazanacağız! Haklılığımız da sonuç vermedi. Zira hem büyük anlatılar hem adalet çöktü. Artık ne refah devleti ve demokrasi ne büyük umutlarla dolu sosyalist anlatı. Gençlik, genç kuşaklar, 50'sine merdiven dayamışlar... Hayal kırıklığı içinde... 

Türlü vaatlerde bulunanlarla imzalanmış sözleşme feshedildi. Şimdi oyalanma vakti. Şikayet, sızlanma, hayıflanma evresindeyiz. Acımızı dindirmek için dijital platformlarda vakit geçiriyoruz. Hele bir acımız dinsin! İnanacak yeni vaatler bulacağız. Ama şimdilik siyaset çok meşgul. Bizlik bir şey yok!