Kablo hırsızları ve hayatın ucuzluğu

Açıktan kablo hırsızlığı diye yaygın bir suç var. Kimisi şeytanın iğvasına kapılıp kimisi uyuşturucu parasını denkleştirmek kimisi çocuğunun karnını doyurmak için bu kabloları kesip hurdacıya satıyor. 

Bu kabloların kesilmesi veya açıkta duran kablonun alınması soruşturma ve kovuşturmaya konu olabiliyor. 

Kablolar genellikle elektrik dağıtım şirketlerine veya elektrik hizmeti sağlayıcılarına ait oluyor. 

Hal böyle olunca bu şirketler bu davalara dahil oluyor. 

Oluşan somut zararlarının dışında, kablonun çalınmasından veya kesilmesinden kaynaklı elektrik kesintilerini de davaya konu ediyor bu şirketler. 

İnsanın vicdanı yaralanıyor. Nasıl da üzülüyor insan! Belki de bu elektrik kesintisi nedeniyle birisinin tıbbi cihazı zarar gördü, durdu veya birinin sağlığı zarar gördü ya da Allah korusun canını kaybetti belki de birisi. 

Bu iddia bir kez konuşuldu mu hemen iş bilirkişiye havale. 

Peki, ama ''olağan'' elektrik kesintisi sonucu bu zararı yaşayan insanların hakları ne olacak? Bu konuda açılan davalar var mı? Planlı veya plansız elektrik kesintisi nedeniyle bozulan elektrikli cihazlar, aksayan hizmetler sonucu nasıl bir tazminata hükmediliyor dersiniz? Ben, bilmiyorum. Bilen lütfen aydınlatsın. 

Elektrik tesisatının sahibi şirketle elektrik hizmeti sağlayan şirket birbirinden farklı. Ne güzel memleket!

Bu kabloları çalanlar ceza alacaklar muhtemelen, alıyorlardır da. 

Peki, kablo kesmediği halde, elektrik hizmeti vermeyi taahhüt ettiği halde, bu hizmeti veremeyenler... Onların yol açtığı zararlar ne olacak? 

Hiçbir şey olmuyor ama olmalı. Hayat bu kadar ucuz olmamalı. Elektriğin çağımızdaki önemi düşünüldüğünde, elektriksiz kalmak susuz kalmaktan beter. İşte bu yüzden bu ihmalin, tedbirsizliğin karşılığı olmalı. 

Maneviyatınız ve hayatınızın değeri ölçüsünde manevi tazminat miktarınız belli olur. Manevi tazminat miktarı, hayatımızın değersizliğini ortaya koyuyor. 

Belki de gücümüz sadece kablo hırsızlarına yetiyordur.