Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,0624
Dolar
Arrow
34,1295
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5429
Altın
Arrow
2955,0000
BIST
Arrow
9.064

Terör 'geliyorum' dedi, şimdi ne yapacağız?

Terör geldi. Üstelik bir gece ansızın da değil. Göstere göstere geldi. Geliyor. Gıda teröründen bahsediyorum. 12Punto'da Gıda Terörünü defalarca yazdım. Yazmaya devam edeceğim. Bu terörün, halk sağlığı boyutunu, reklamcılık ve tüketici hukuku boyutunu, idare hukuku boyutunu ve en nihayetinde siyasal boyutunu... Hepsini yazıyoruz, yazacağız. 

Fakat yine işin dalgasındayız. Meslek üstadımız Gönenç Gürkaynak X'te veciz bir şekilde ifade etti: 

''Domuz eti konusundaki hassasiyetin kırmızı çizgi olarak toplumumuzun her kademesindeki belirginliği ve kalınlığı o kadar göz kamaştırıcı ki, insan bir an herhalde çalmak, rüşvet verip almak, adam öldürmek ve yalan söylemek daha hafif günahlar olmalı diye düşünecek hale geliyor.'' 


Ülkemiz garip. Rüşvet, kul hakkı yemek, kayırmacılık, gasp... Ne yapsanız unutulur gider. Hatta Gıda Terörü bile gözlerden ırak. Ama konu domuz eti oldu mu gök yarılıyor adeta!

Bunun ülkemizdeki kültürel İslam'la da çok yakından ilgisi var. Söz gelimi, alkol ve faiz de çoklarına göre günah. Ama ne tekellere ne restoranlara ne de bankalara domuz eti kadar düşman muhafazakar kesim. Dinin algılanışındaki bu gariplik ayrı bir yazı dizisinin konusu. Ne uzmanlığım ne de politik önceliklerim buna eğilmeme el veriyor. 

Domuz eti de en nihayetinde et. Sağlık açısından çok daha beterlerini yiyoruz, bize çok daha feci şeyler yediriliyor. Ama ürünlerine domuz etinin karıştığı bir köfte üreticisinin ensesinde boza pişiriyoruz. Tanımam etmem. Tanıdığım kadarıyla da sevmem. Ama gerçekten bu ne şiddet bu celal? Kontrolsüz at eti, eşek eti, kanatlı eti eklendiği defalarca görüldüğü halde bu kadar gündem olmadı. Bakanlığın benzer raporlarında ne üçkağıtçılıklar gözler önüne serildi. Allah'tan ''domuz eti'' katmışlar da gıda terörü konusunda bir farkındalık oluştu. 

Göz göre göre soyuluyor, göz göre göre aldatılıyoruz. Göz göre göre bize zehir yedirenler varken, çocuklarımıza zehir albenili paketlerle, reklamlarla yedirilirken... Ayağa kalktığımız şeye bakın! Gerçekten garip bir ülkeyiz. 

Benzer bir tutum kadına şiddette de söz konusu. İstanbul Sözleşmesinden çıkılırken kayıtsız kalan milyonlar şimdi birkaç güncel cinayetle bu konuya eğilmeye başladı. Yeter ki sansasyon olsun. Günbegün kadınlar ülkenin her bir köşesinde laf yerken, ayrımcılığa maruz kalırken, dövülürken, öldürülürken öbür yanına dönüp horul horul uyuyan ülkemiz birden ''uyandı''. Umarım gerçekten uyanmıştır. 

Daha dün onbinlerce yurttaşımızı enkaz altında bıraktık ve gündem değişti. Gündemin değişme ve bizim uyanıp uyanma hızımız beni ümitsiz kılıyor. 

Milletçe uyanmasak bile yeterince sayıda yurttaşımızın gözünün dönmesi lazım artık. Zehir yedirilmesine, canlarımızın katledilmesine karşı bu sefer gerçekten uyanık, kararlı ve atak olmalıyız. Yoksa yarın can veren kendi kızlarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz olacak!