'Değişim’ mi demiştiniz?..

CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel oldu. Özel, partide “değişim” diyenlerin adayıydı. Kemal Kılıçdaroğlu da Mayıs 2010’da yapılan 33. Kurultay’da genel başkan seçilirken “değişime” ve “devrimciliğe” vurgu yapmıştı. Deniz Baykal sonrası göreve gelen Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit’e, Kurultay da 1973 yılında Ecevit’in seçildiği kurultaya benzetilmişti. Taktığı kasketle Kılıçdaroğlu “halkçı” lakabını almıştı. Bir lakabı daha vardı; “Gandi Kemal”. Hindistan’ın bağımsızlık önderi Mahatma Gandi’ye benzetiliyordu. Umutlar çok büyüktü…

Gazeteci; yaşadığı dönemin tanığıdır. Özgür Özel’in gelişi o dönemi hatırlattı. O tarihte yerel Medya Türk gazetesinde (26 Mayıs 2010), “Kılıçdaroğlu’nun gelişi üzerine… Bekle ve Gör” başlıklı bir köşe yazısı kaleme almıştım. Bir “umut ışığı” olarak gösterilen Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP, “iktidar alternatifi olabilecek mi?” demiştik. Hangi program ve ilkeler etrafında ve nasıl bir toplanmanın gerçekleşeceğine ilişkin sorularımızı yöneltmiştik.

Olumlu saydığımız siyasetlerin devam edip etmeyeceğini sorduk: CHP’nin 1 Mart 2003 tezkeresinin (ABD’nin Irak’ı işgali sürecinde Türkiye’den de işgale destek olmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi) Meclis’te reddedilmesinde gösterdiği tavrı, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’ne karşı tavrını ve Ergenekon davasının “avukatı” tavrını sürdürecek mi?

Ve kaygılarımızı belirttik: Okyanus ötesinden desteklenen “Truva atları”na kucak açılacak mı?

13 yıl önce bu soruları ve kaygıları belirtmiş, Kemal Kılıçdaroğlu’nun emperyalizm karşısında dik durup durmayacağını, CHP’nin temel ilke ve programları doğrultusunda bir siyaset izleyip izlemeyeceğini dile getirmiş ve hep birlikte yaşayıp, görelim demiştik.

13 yıl geride kaldı. Gelinen aşamada parti ana doğrultusundan daha da uzaklaştı. Özüne dönecek mi, halkçı ve devrimci bir parti olabilecek mi derken, tersine, çizgisinden çok çok farklı bir noktaya evrildi ve sağcılaştı. Cumhuriyet’in yıkımı sürecine sağlam bir direnç gösteremedi. Son seçimlerde yıkım sürecine katkı veren gericileri parlamentoya taşıdı. Atatürkçüler partiden uzaklaştırıldı. Antiemperyalizm yerine emperyalist merkezlerden kurtuluş ve demokrasi beklenmeye başlandı. NATO’culuk partinin dış politikasının belirleyicisi oldu…

Tarih 4 Kasım 2023’ü gösterdi. CHP Kurultayı’nda “değişim” isteyen ve bunu dillendirenler kazandı. Özgür Özel Genel Başkan seçildi. Bugün ‘değişim’ diyenler acaba yukarıda saydığımız eleştirilere ne yanıt verirler? Mevcut politikanın değişmesini isterler mi?..

“Değişim” tek başına bir olumluluk ifadesi midir? Bütün değişimler ileriye ve gelişime yönelik olmayabilir. Sözü edilen “değişim” ne, nasıl olacak, siyasetler ve ideolojik politik hat değişecek mi? Değişecekse içeriği ne olacak? 

Değişimden kastedilen sadece kişilerin ve yönetim kademelerindekilerin değişmesiyle mi sınırlı kalacak? Bir ittifakın doldurduğu yönetim koltuklarını, onun yerine gelen başka bir ittifak mı alacak?

Sorularımızı kamuoyuna açık olarak soruyoruz…

Cumhuriyetimizin 100. Yılında kurucu parti CHP, yeniden Atatürk devriminin partisi, halkçı bir parti olacak mı? Bu yönde pek bir işaret ve umut olmasa da sormadan edemiyoruz…