Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

2026-2028 Orta Vadeli Programı: Makro ekonomik istikrar mı? Yoksa yoksulluk mu?

Ülkemiz uzun süredir kendi içinde IMF benzeri istikrar tedbirleri uyguluyor. Bu istikrar tedbirlerini aynen IMF programlarında olduğu gibi , istikrarı sağlama, dar gelirli, yoksul, çalışan ve emekli üzerine kurulmuştur. Bunun anlamı yoksul emekli çalışandan sermaye sınıfına servet transferidir.

Geçmiş dönemlerin Orta Vadeli Programlarını incelediğimizde bir temenniler dizisi olduğunu görürüz. Daha çok önceki programlarda döviz kuru, enflasyon milli gelir, bütçe açığı, vergi gelirleri, cari açık gibi hiçbir ekonomik ve mali  ön görünün tutmadığını görürüz.

Aslında orta vadeli programlar ülkemizin mali ve ekonomik planlamamasında bir yol haritasıdır. En önemli söylemi ekonomik büyüme ve ekonomik istikrardır. Ancak bu iki söylem, tüm programlarda var ama bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü programların söylemi harcama üzerine kurulmuştur. Oysa üretimi hedeflemeyen program, istikrarı  ve büyümeyi getirmez.

Bu programla; sürdürülebilir bir büyüme, dolayısıyla kalkınma gerçekleşmez, işsizlik önlenemez, sanayileşme sağlanamaz ve dolayısıyla halkın refahı da artmaz. Programlar emredici ve yol gösterici olur. Bu nedenle bu program mali, sosyal ve ekonomik açıdan bir siyaset belgesi olmaktan çok  uzaktır. Proğramı kısaca özetlemek gerekirse:

-Yurt içi özel tasarrufların 2024-2028 arasında neredeyse aynı kalması öngörülmüş. Bu, kişiler ve özel sektörün tasarruf etmeden, kazandığını harcamasına yönelik politikaların devamı anlamına gelmektedir. Yani, uzunca bir müddet daha vatandaş birikim yapamayacak 

-Net ihracatın büyümeye katkısı 2024 yılında %1 iken 2028 yılında %0,2 olması öngörülmüş. Yani, ya ihracatın büyüme oranından daha az artması ya da verimsiz ürün ihraç edilmesi öngörülmüş 

-Dış ticaret dengesinin (ihracat - ithalat) 2024 yılında -82 milyar dolar iken 2028 yılında -102 milyar dolar olması öngörülmüş. Yani, ithalat ihracattan daha yüksek seyirde olmaya, daha da artan oranlarda devam edecek. Bu da hükümetin yerli ve milli sanayi politikasının, kendi raporlarında bile ciddiye alınmadığını göstermektedir

-Mahalli idarelerin bütçe açığı 2025 için -9,8 milyar TL, 2026 için -7,8 milyar TL,  2027 yılı için 34 milyar TL olması öngörülmüşken seçim yılı olan 2028 yılı için -363 milyar TL öngörülmesi, seçim öncesi geleneksel seçim bütçesi yaklaşımının tezahürüdür.

-Vergi yükünün 2024’te %23’ten istikrarlı şekilde artarak 2028 yılında %25,3’e çıkması halk üstündeki vergi yükünün %10 daha artacağı anlamına gelmektedir.

-Yatırıma ayrılan pay 2025 yılı bütçesinde 1 Trilyon 316 milyar TL iken 2026 bütçesinde 1 Trilyon 310 milyar TL’ye düşmüştür. Yatırımların GSMH’de payı 2025 yılı %2,1 iken 2026 yılında %1,7 ye düşmüştür.

-2025 yılı bütçesinde gelirler 12 Trilyon 465 milyar TL de iken 2026 yılında %30,9 artış ile 16 Trilyon 216 milyar TL ye yükselmiştir.

-2025 yılında bütçe giderleri  14 Trilyon 674 milyar TL iken %28,99 arttırılarak 2026 yılında 18 Trilyon 928 milyar TL ye yükselmiştir.

2025 yılında personel giderleri 3 Trilyon 672 milyar TL iken %33,63 arttırılarak 2026 yılında 4 Trilyon 907 milyar TL olmuştur.

2025 yılında faiz giderleri 2 Trilyon 052 milyar TL iken %33,57 arttırılarak 2026 yılında 2 Trilyon 741 milyar TL olmuştur.

2025 yılında vazgeçilen vergi 3 trilyon iken 2026 yılında 3.3 Trilyona yükselmiştir. Her Yüz liralık verginin yirmibeş lirasından vazgeçilmiştir.

2025 yılında GSMH 1 Trilyon 569 milyar dolar öngörülmüştür. 2026 yılında %5 artışla 1 Trilyon 658 milyar dolara yükseleceği tahmin edilmiştir.

2025 yılında büyüme oranı %3,3 gerçekleşeceği ön görülürken 2026 yılı için %3,8 büyüme bekleniyor. %4’ün altındaki bir büyüme yoksullaşma ve küçülme getirir.

2025 yılında %17,5 olarak tahmin edilen enflasyon oranı yıl sonu için %28,5 olarak revize edildi.%62,8 sapma var 2026 yılı içinde %16 olarak öngörülen bu rakam gerçekçi değildir.

2025 yılı için öngörülen ortalama döviz kuru 39,63 TL iken 2026 için ise 46,60 olarak öngörülmektedir. Bu kur tahminleri de tutmayacaktır.

Bu yukarıda sıraladığımız sosyal mali ve ekonomik verileri dahada çoğaltılabilir. İvedi bir şekilde üretim ekonomisine dönmek zorundayız yoksa bu kumarhane kapitalizmi (Üç kağıt ekonomisi ) anlayışının bedelini halkımız daha uzun yıllar boyunca öder.

Prof. Dr. Duran BÜLBÜL