Dünya Ormanlarını Koruma Örgütü kurulsun

Ormanların sessiz çığlığı: Orman vatandır, orman candır, orman insandır, orman sudur, orman mutluluktur ve orman her şeydir. Ülkemizde yıllardır insana ve doğaya dair her şey talan edilip yakılıp yıkılıyor ve yeri dolmuyor. Yakılan ya da yanan ormanların yeri bir müddet sonra; yerli işbirlikçilere ya da uluslararası sermayeye peşkeş çekilerek oteller ya da başka yapılarla doluyor. 

Gelişmiş kapitalist ülkeler: insan hakları ve çevre gibi faktörleri hiç ağızlarından düşürmemelerine rağmen şimdiye kadar Dünya Ormanlarını Koruma Örgütü’nün kurulmamış olması tamamen samimiyetsizlik . 

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ormanları azaldıkça kapitalist ülkelere daha bağımlı olacağız ve daha çok sömürecekler. Bu tam anlamıyla İnsan hakları, doğa, çevre ve emek sömürüsü konusunda iki yüzlülük göstergesidir. 

Tıpkı kayıt dışı ekonomiye suç ekonomisine karşı olup ama vergi cennetleri kurmaktan hiç çekinmedikleri gibi. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler emek sömürüsü ve yolsuzluk konusunda samimiyetsizdirler. Sözüm ona karşı oldukları yolsuzluk ve kayıt dışı ekonomi çıkar söz konusu olduğunda hiçe sayılarak mazlum halkların yarınları çalınabiliyor. Bu yapılırken de kredi verilirken kredi notu bekleniyor. Tek manifestoları: sömürü ve para sömürge ve para olduğu sürece insan, adalet, çevre, gibi faktörleri göz önüne almazlar. Gelişmiş kapitalist ülkeler için mevzu gerçekten doğa olsaydı ormanları katleden ülkelere sosyal yardım ve borç verilmesi söz konusu olmazdı.

Unutmamak gerekir ki ormanlar hem küresel hem de kamusal mallardır. Orman koruması tüm dünya halkının temel bir insan hakları görevidir. Yine haziran geliyor, Haziranda ölmek zor. Ormanlarımız yakılacak. Ülkemizdeki orman yangınları uluslararası raporlara konu olmuş boyuttayken kim ülkemde bir ağaç keser orman yakarsa katli vacip olmuştur.

Birleşmiş Milletler gıda ve tarım örgütü verilerine göre 4,06 milyar hektar büyüklüğünde olan dünya ormanları karasal alanların %31 ini kapsamaktadır. Bu verilere göre ormanlar Dünya nüfusu ve coğrafi alan olarak eşit dağıtılmaktadır ve Dünyada kişi başına düşen orman alanı 0,52 ha’dir. Dünya ormanları 1990-2020 yılları arasında 30 yıllık dönemde net olarak 178 milyon ha azalmaktadır. Bu Libya’nın yüz ölçümüne eşittir. Ülkemizde 2021 verilerine göre orman alanı 22,1 milyon hektardır. Bunun doğal yollarla oluşan kısmı 21,5 milyon hektar, ağaçlandırma yoluyla oluşan ormanlık alan miktarı 717 bin hektardır.

Ülke ormanlarının nasıl yok edildiğini kolayca anlayabilmek için; 2/B uygulamaları sonucunda 620 bin hektar orman arazisi orman dışına çıkarılmıştır. Ülkemizde kişi başına düşen orman alanı 2002’den 2023 yılına kadar genel olarak azalmıştır. Bu durum nüfus artış hızının orman artış hızından daha yüksek olduğunu göstermektedir. Azalışın temel nedeni işgalcilerdir. Ülkemizde kişi başına düşen orman miktarı dünya ortalamasının altındadır. 2002 yılında 0,00031 metre kare olan kişi başına orman alanı zaman içinde azalmıştır. 2022 yılında 0,00026’ya düşmüş ve Dünya ortalamasının altında kalmıştır.

Türkiye deki ormancılık politikaları nüfus artışı politikaları nüfus artışı arazi kullanımı değişiklikleri çevresel etkiler gibi birçok faktörden etkilenebilir. Örneğin ormancılığı korumayı teşvik eden projeler ve politikalar kişi başına düşen orman alanını artmasında etkili olacaktır. Çok ivedi bir Ormancılık Bakanlığı kurulması gerekmektedir. Bir ağaç bile kesilmeyecek ve asla orman yangınlarına sebep olmayacak politikaları uygulamak olanaklı. Eğer yapılamayacak olursa biz bunu en iyi şekilde üstlenmeye hazırız.