Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Dünyada politik yozlaşma, yolsuzluk ve temiz toplum arayışı

Son zamanlarda ülkemizde ve bazı ülkelerde “Temiz Toplum” hedeflerinin belirlenmesine yol açan olaylar ardı ardına ortaya çıkmıştır. İlk olarak 1993 yılının başlarında Fransa’da eski bir başbakanın, kendisine yöneltilen rüşvet aldığına dair ithamları sindiremeyerek intihar etmesiyle dikkatler politikacıların ve bürokratların üzerine çevrilmiştir. O güne değin politik mekanizmada zaman zaman ortaya çıkan, kısa bir süre sonra unutulan rüşvet iddiaları ve bazı yolsuzluk olayları, bu tarihten sonra çeşitli çevrelerce sorgulanmaya başlanmıştır. Fransa’dan sonra, uzun yıllardır yeraltı ekonomisinin beşiği kabul edilen İtalya’da “Temiz Toplum” arayışı, “Temiz Eller Operasyonu” adı altında başlatılmıştır.

Bilindiği gibi İtalya’da mafya ile ilgili olayların araştırılması ve dava edilmesinde büyük güçlükler yaşanıyordu. Bu tür araştırmalar yapan birimler, savcılar ve hâkimler sürekli tehdit altında görevlerini yapıyor; pek çoğu, yapılan tehdit ve baskılara dayanamayarak görevlerini bırakıyordu. En son, büyük bir uyuşturucu kaçakçılık şebekesinin ortaya çıkarılan suçlarını soruşturan savcı, kendisine düzenlenen bir suikast sonucunda yaşamını yitirmiştir. İtalya’da bu olaylar yaşanırken, kapitalizme doğru adımlar atıldığı, merkezi ekonomiden piyasa ekonomisine geçişi yaşayan Çin’de ise özellikle Başbakan Yardımcısı Zhao Ziyang pek çok alanda radikal istikrar uygulamalarına girişirken artan yolsuzluklara karşı savaş başlatıyordu.

Fransa, İtalya ve Çin’deki “Temiz Toplum” arayışları, gözlerin farklı bir ekonomik kültüre sahip Japonya’ya çevrilmesine yol açmıştır. Çünkü özel sektör ile devletin iç içe yaşadığı Japonya’da, neredeyse boyutu İtalya’ya yakın yolsuzluk, rüşvet ve skandallar sıklıkla gündeme geliyordu.

Yine Brezilya’da Cumhurbaşkanı ve ailesinin aşırı sefahat içindeki yaşamı halkın tepkisini çekmiş; bunun üzerine kamu idarecileri ve politikacılar olayın üzerine gitme gereği duymuştur. Sonunda Cumhurbaşkanı istifa etmek zorunda kalmış ve ayrıca hapis cezasına çarptırılmıştır. İtalya’da “Temiz Eller Operasyonu” çerçevesinde yapılan sorgulamalar sonucunda Yunanistan’da da politikacılara rüşvet verildiği ortaya çıkmıştır. Yunanistan’da bilindiği gibi 1988 yılında “Koskotos Skandalı” yaşanmıştır. Uzun süre yankıları devam eden Koskotos dosyasında, bir banka başkanı çeşitli imtiyazlar sağlamak için pek çok politikacıyla rüşvet ilişkisine girmiştir.

Güney Kore’de yolsuzluk ve rüşvet iddialarının artması üzerine ülkede bir yolsuzluk soruşturması başlatılmıştır. Hatta soruşturma devam ederken, yolsuzlukları soruşturma komisyonu üyelerinden Lee Çeng Bohm, görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle görevinden alınmıştır. Ayrıca bu soruşturma sonucunda 77 bürokrat istifa etmiş; Sağlık Bakanı Pankyung, sahibi olduğu hastanenin vergi borçlarını ödememesi nedeniyle kaçakçılık yaptığı gerekçesiyle istifaya zorlanmıştır.

İspanya da son yıllarda yolsuzluk skandallarından nasibini alan bir diğer ülkedir. Politikacılar, bürokratlar ve iş insanları, diğer ülkelerde olduğu gibi olayın baş aktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin Başbakan Yardımcısı ve kardeşinin iş takipçiliği yaptıkları ve bunlardan büyük komisyonlar aldıkları ortaya çıkmıştır.

İtalya’daki Temiz Toplum hareketi, “Temiz Eller Operasyonu” ile yeni bir döneme girmiş; ülkedeki yolsuzluk, rüşvet ve mafya zincirine karşı kapsamlı bir mücadele başlatılmıştır. Temiz Eller Operasyonu, 1992 yılında Milano ve Roma savcılarının çabalarıyla başlamıştır. Operasyon henüz devam ederken, pek çok politikacı ve iş insanının rüşvet, yolsuzluk ve mafya ile çıkar ilişkilerine karıştıkları ortaya çıkmıştır. Gün geçtikçe skandalların yelpazesi genişlemiş; siyasi partiler, mafya, kamu kuruluşları ve iş dünyasının iç içe geçtiği bir yolsuzluk düzeni açığa çıkmıştır. İtalya’da Temiz Eller Operasyonu ile tüm partilerin yolsuzluk yaptığı ve mafyayla kirli ilişkilere girdiği saptanmıştır.

İtalya’da girişilen bu temizlik harekâtı, uzun yılların birikiminin patlaması sonucu adeta “sivil bir darbe”ye dönüşmüştür. Operasyonun başlamasına temel olan ilk olay 1992 yılında yaşanmıştır. Mafyanın merkez üssü gibi kullanılan Sicilya’daki Palermo Başsavcısı Giovanni Falcone’nin öldürülmesinin ardından yerine geçen savcı Paolo Borsellino’nun da bir suikast sonucu öldürülmesi, devletin mafyayla girdiği savaşta yenildiği algısını doğurmuştur. Halk, yılların birikmiş öfkesiyle büyük protestolar düzenlemiş; adaletin işlemesi ve mafyaya dur denmesi talep edilmiştir.

İtalya’da her şey, mütevazı bir sosyalist parti yöneticisi olan Mario’nun eşinden boşanmasıyla başlamıştır. Bizde de kamyon–Mercedes kazasıyla başlayabilirdi. Kendisine bağlanan nafakayı az bulan eşi, öç almak amacıyla Milano Savcılığı’na başvurarak eşinin servetinin uzun yıllardır rüşvet toplaması sonucu milyarları bulduğunu ileri sürmüştür. Mario’nun bilgisayar kayıtları incelendiğinde, aralarında pek çok ünlü politikacının da bulunduğu 7.000 isim ortaya çıkmıştır. Bu isimlerin tamamı, birbirlerine rüşvet zinciriyle bağlıydı.

Temiz Eller Operasyonu kapsamında ilk etapta 2.400 kişi hakkında; yolsuzluk, rüşvet, şantaj, sahtecilik, siyasi partilerin finansmanı ve siyasi gücün kötüye kullanılması gibi gerekçelerle soruşturmalar açılmıştır. Bunların yaklaşık 300’ü milletvekiliydi. Belediye meclislerinin 250’de 1’i lağvedilmiştir. Ülkenin en güçlü isimleri dahi bu operasyondan kaçamamış; büyük şirketlerin üst düzey yöneticileri tutuklanmış, pek çoğu hapse girmiştir.

Hatta İtalya’nın en büyük sermaye gruplarından biri olan IRI’nın Yönetim Kurulu Başkanı, ihalelerde büyük rüşvetler ödenmesini emrettiği gerekçesiyle tutuklanmıştır. Olivetti’nin sahibi Carlo De Benedetti ise 1988–1992 yılları arasında İtalya Posta İdaresi’nden ihale alabilmek için defalarca rüşvet verdiğini itiraf etmiş ve hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştır.

İtalya’da 1992 Şubat’ından bu yana toplam yaklaşık 1.500 politikacı ve şirket yöneticisi tutuklanmıştır. Ayrıca uzun yıllar ülkenin yönetiminde bulunan Hristiyan Demokrat Parti yöneticisi ve yedi kez başbakanlık yapmış olan Andreotti’nin de rüşvet aldığı ve mafya ile ilişkileri olduğu tespit edilmiştir.

Umarım bize örnek olur.