Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8385
Dolar
Arrow
34,1542
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9695
Altın
Arrow
2916,0000
BIST
Arrow
9.109

Enflasyonla mücadele yine yoksul halkın sırtında

Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK “sıkı para ve maliye politikalarına devam edeceğiz.” açıklamasını yaprak yeni vergilerin olmayacağını beyan etmiştir. Seçim öncesi böyle bir açıklama yapması çok manidar. Ancak siyasi iktidarın geçmişten günümüze yaptığı uygulamalara baktığımızda ne söylemişlerse tersi çıkmıştır.

Hazine ve Maliye Bakanı sıkı para ve maliye politikasına devam edeceğiz diyor ama uygulamaya baktığımızda mali ve ekonomik veriler, sayın bakanı yalanlamaktadır. Sıkı para politikasına devam edeceksen neden son iki ayda Merkez Bankası emisyon hacmini daraltıp piyasadan para çekmesi gerekirken, piyasaya karşılıksız 24 milyar TL sürmüştür. Bunun anlamı enflasyonun daha da artacağı anlamına gelmektedir.

Bütçe açığına bakacak olursak: Son 2 ayda bütçe 358 milyar TL açık vermiştir. 2023’ün ocak ve şubat ayına göre bütçe açığı %400 artmıştır. Faiz dışı açık ise 128,6 milyar TL’dir. Daraltıcı maliye politikasının temel şartı; denk bütçe ve faiz dışı fazladır. Bu açıdan baktığımızda iktidarın ve iktidarın, mali sözcüsü Hazine ve Maliye bakanının uygulama ile söylediklerinin uyuşmadığı açıkça görülmektedir.

Enflasyonla mücadele bir kez daha yoksul halka kaldı. Sayın bakan diyor ki "kredileri müteahhide, sanayiciye vereceğiz". Bunun anlamı yoksul halka konut kredisi, taşıt kredisi, tüketici kredisi verilmeyeceğidir. Konut yapacak müteahhide var, taşıt üretecek sanayiciye var. O zaman üretilen evleri ve taşıtları alacak olan kimler? Unutmamak gerekir ki tüketimin olmadığı yerde üretim olmaz, üretimin olmadığı yerde de büyüme ve kalkınma olmaz. Bu durumda önümüzdeki günlerde ekonomi daha da daralarak, durgunluğa girecektir. Bunun anlamı; durgunluk kaçınılmaz bir şekilde tüketim olmadığı için enflasyonda doğal olarak düşecektir. Enflasyonun düşmesi ile birlikte yaşanan durgunluk sonucunda ne olacak? Üretim düşecek, büyüme düşecek, firmalar iflas edecek ya da küçülecek, işsizlik artacaktır. Daha çok insan; firmalar küçüldüğü  yada iflas ettiği için işini kaybedecektir. Sayın bakan KDV ve kurumlar vergisini artmayacak diyor. Zaten Türkiye’deki KDV oranı, kişi başı milli geliri 52.000 dolar olan Almanya’dan daha yüksek. Almanya’da KDV oranı %19 Kuerumlar Vergisi oranı %15 iken bizde ise KDV %20 Kurumlar  Vergisi oranı %25’dir. Almanya ile ülkemizi kıyaslarsak hem KDV hem de Kurumlar Vergisinin ülkemizde çok daha yüksek olduğunu görmekteyiz.

Yine sayın bakan ilave tedbirler alacağız diyor. Bunları da muafiyet ve istisnaları yeniden gözden geçirmek olarak açıklıyor. Aslında 2024 bütçesinde devletin alması gerekirken almadığı 2,2 trilyon TL vergi harcaması var. Sıkı para ve maliye politikası uygulaması gerekiyorsa önce almaktan vazgeçilen vergilerin alınması gerekir. Bunun anlamı şudur siyasi iktidar dolayısı ile  Hazine ve Maliye Bakanı, alınması gereken her 100 liralık verginin 28 lirasını almamıştır.

Sonuç olarak sıkı para ve maliye politikasının bedelini bir kez daha yoksul halk ödeyecektir. Yani yoksul halktan alıp yine zengine servet transferi yapılmaya devam edilecektir.