Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6287
Dolar
Arrow
34,8925
İngiliz Sterlini
Arrow
44,3362
Altın
Arrow
3006,0000
BIST
Arrow
10.125

Jandarma devletten adaletsiz vergi iktidarına

Toplumun en temel gereksinimlerini  bile yerine getiremediği  ekonomik krizin varlığında  iktidar, iyileştirme politikaları yerine yanlış politikalarla krizi daha da derinleştirmektedir.

Halk ise bu kriz şartlarında hayatta kalabilmek için çocuğundan yaşlısına, emeklisine kadar kötü şartlarda çalışmak mecburiyetine düşmüştür.

Bu yanlış politikaların bedelini halk ödemektedir. Elde avuçta hiçbir şey yokken bile sömürülmektedir. Çözüm ise devletin üzerine düşeni yapmasından geçmektedir. Halkın kapasitesinin üzerinde bir şeyler beklenemez. İktidar, yaptığı hataları halk üzerinden aklamaya çalışmaktadır. Devletin halktan değil halkın devletten beklentisi olması gerekmektedir.”

Emekçiler, işçiler, yoksul kesim sorumlusu olmadığı krizin faturasını ödemektedirler. Oysa krizi kim yarattıysa bedelini de o ödemelidir. Çifti, asgari ücretli, emekli bütün tabakayı yok etmeyi amaçlayan bir sistemi oluşturan iktidardır. Bu ekonomik yıkımı yaratanlar  halktan fedakarlık bekleme lüksüne sahip değildir. 

İktidar 22 yıldır yaptığı kriz sebebiyle  hatayı hep başkalarına atmıştır. Ne acıdır ki her zaman olduğu gibi bu sefer de krizin bedelini işçiler, emekçiler, emekliler ve çiftçiler ödemektedir.  Yeni vergi düzenlemeleri de sermaye kesimini  yine korumaktadır . Getirilmesi öngörülen  Borsada kazanç vergisi, izah edilemeyen servetten alınacak verginin taslaktan çıkarılması da bunun bir örneğidir. 

Türkiye’de vergi sistemi zengine ve sermayeye çalışmaktadır. 

Türkiye, OECD ülkelerinde en adaletsiz vergi sistemine sahip ülkedir. Türkiye’deki vergi sisteminin adaletsizliği gün geçtikçe  derinleşmektedir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi diğer ülke ekonomileriyle  karşılaştırıldığında, devletin zengin-fakir herkesten tüketimleri üzerinden aldığı KDV ve ÖTV gibi ‘dolaylı’ vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payında Türkiye maalesef ilk sırada yer almaktadır. Bu da Türkiye’nin maliyesinde dolaylı vergilerin baskın olduğunu göstermektedir. 

Dolaylı vergilerin hem oransal hem nominal olarak bu kadar baskın oluşu, vergi bilincinin ve vergi adaletinin büyük bir erozyona uğramasına yol açmaktadır” Bunun manası ise, devletin ekonomisindeki zengin kesimden ve sermaye sahibinden çok yoksul kesimin yükünü artırması ve bütçe giderlerinin adaletsiz bir biçimde  ülkenin yoksulları ve orta gelirlerinin sırtına bindiriliyor olmasıdır.

Gelir vergisi, kârlar ve sermaye gelirlerinden alınan “doğrudan” vergilerde ise Türkiye çok düşük bir oranla OECD sonuncusudur. Bunun anlamı ise  iktidarın, bütçe açıklarını  sermayesi ile para kazanan zengin kesim ve şirketlerden değil de, yoksul kesimden aldığı vergilerle kapatmayı tercih ettiğidir. Bir ülkede doğrudan ve dolaylı vergilerin oranı gelişmişlikle orantılıdır. Sürekli hale gelen vergi affı ve vergi harcamaları düzenlemeleri ise vergi sistemini tamamen etkisiz ve adaletsiz hale getiren bir diğer uygulamadır.

Adalet, en basit tanımıyla  hakka ve hukuka uygunluk demektir. Vergiler devletlerin en önemli gelir kaynağıdır ve Anayasamızca herkes mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. O halde Devlet vergilerin adil ve dengeli dağılımını sağlamak ve buna göre maliye politikası üretmek mecburiyetindedir.

 Ekonomik krizin yükü halkın sırtına bindirilerek; yoksul kesimden alıp zenginlerin rahatını bozmadan  bu düzen devam etmez.  Bu politikalar sürdürülebilir değildir ve derhal tam manasıyla sosyal devlete geçilmelidir. Siyasi iktidarın bu jandarma devlet anlayışı, adaletsiz vergi dayatmasına dönüşmüştür. Vergi adaletsizse o ülkede demokrasiden ve hukuktan bahsedilemez .