17 Mayıs 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2024/7 sayılı Tasarruf Tedbirleri konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kamuoyunda fazlasıyla ses getirdi.
Sekiz sayfalık Genelge’de en çok dikkat çeken konu memurların servis haklarının elinden alınması olsa da aslında Genelge’de pek çok etik dışı ilişki de ifşa ediliyor.
Örneğin, genel ilkeler başlığının ikinci paragrafında, "ihale şartname ve sözleşmelerine idare tarafından kullanılmak üzere araç, makine, ekipman temini gibi alım ya da yapım konusuyla ilgisi olmayan unsurları dahil etmeyeceklerdir" ifadesi yer almaktadır.
Normal şartlar altında böyle bir düzenlemeye gerek yoktur zira her kamu yöneticisinin, işle ilgili olmayan şeyleri şartnameye koymak suretiyle örtülü veya açık şekilde, ihale teklifi ve konusu içinde fiyatlanmayan unsurları temin etmemek konusunda hassasiyet göstereceği varsayılır. Genellikle pazarlık usulü ile yapılan ihalelerde karşımıza çıkan bu tür durumlarda, şartname kamuoyu ile paylaşılmadığı için, kamuoyu denetimi mekanizması devre dışı kalmaktadır.
Bu konu daha geçtiğimiz günlerde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlı Abdulkadir Uraloğlu’nun Almanya gezisi için müteahhit firmaya ait özel jeti kullanması ile gündeme gelmiştir.
Bakan’ın yaptığı açıklamaya göre, müteahhit firmanın yaptığı iş kapsamında hazırlanan şartnamenin 31. Maddesi'nde, “yurt içi ve yurt dışındaki eğitim, sempozyum ile ilgili masraflar bilabedel olmak üzere taraflarından karşılanır” hükmü bulunmakta ve Bakan ücretsiz şekilde bundan faydalanmaktadır.
Peki, Bakan gerçekten ücretsiz şekilde mi bu hizmetten faydalanmaktadır yoksa müteahhit firma bu gideri zaten ihaleye teklif verirken hizmet bedelinin içine eklemiş midir? Cevap tabi ki bizim vergilerimizle finanse edilen bu iş bedelinin içinde Bakan’ın kullandığı özel uçak bedelinin de olduğudur.
Bir diğer husus, Resmi Taşıtların Edinilmesi ve Kullanılması başlığının ikinci paragrafında yer alan “kamu alım garantisi kapsamında ilgili mevzuatına göre elektrikli taşıt alınabilecektir” hükmüdür. Bilindiği üzere 27 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararının 7’nci maddesi ile 31.12.2035 yılına kadar 30.000 adet TOGG’un kamu tarafından satın alınacağı garantisi verildi. Kamuda tasarruf genelgesi ile taşıt alınların neredeyse tamamen sınırlandırılırken TOGG alımları tam gaz devam edecek.
Hatırlatmakta fayda var, TOGG yerli ve milli olarak tanıtılmakla beraber özel bir girişimdir ve TOGG’un kârı devlete yatırımcılarına gitmektedir. Devlet tarafından verilen her türlü destek, şu anda TOGG için verilen faizsiz kredilerden doğan zarar devlet tarafından karşılanmakta ancak kâr tamamıyla özel sektöre aktarılmaktadır.
Yine aynı başlığın dördüncü paragrafında “vakıf, dernek, sandık, banka, birlik, firma, şahıs ve benzeri kuruluş ve veya kişilere ait taşıtlar, kamu kurum ve kuruluşlarınca izin alınmadan hiçbir şekilde kullanılmayacaktır” ifadesi yer almaktadır. Bu ifade de bir başka kötüye kullanımın itirafıdır.
Günümüzde kamu kurumları, kendilerine ait gelirleri kurdukları ve kontrolleri altındaki bir şirkete (KİT’ler), vakıf veya derneklere (Hizmetlerini güçlendirme vakfı veya derneği) aktarmakta ve buralardan kendi kurumlarına hiçbir mevzuat sınırlamasına tabi olmaksızın makam arabası, temsil giderleri, konaklama giderleri başta olmak üzere, aslında kamuya ait olması gereken para ile finanse etmektedirler.
Benzer şekilde, yukarıda ifade ettiğimiz gibi ihale şartnamesine ekleyerek veya tamamen gayri resmi bir şekilde müteahhitlere ait taşıtların kamu kullanılması, mevzuatın izin vermediği belli giderlerin müteahhitlerce finanse ettirilmesi günümüzde artık sıradan hale gelmiştir.
Personel servisi konusu ise başlı başına bir komedidir. Tasarruf Genelgesinin belki de en az tasarruf sağlayacak kalemi personel servisidir. Asker, polis, adliye personeli ve cezaevi personeli gibi yüksek güvenliğinin sağlanması devletin sorumluluğunda olan personel hariç taşrada personel servisi nerdeyse yoktur.
Personel servisinin neredeyse tamamı birkaç büyükşehirde ve hatta merkez teşkilat tarafından kullanılmaktadır. Ancak bunların masrafı da kamuoyunda tartışıldığı kadar fazla değildir zira bazı kuruluşlar kendi araçları ile servis hizmeti sunarken Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi bazı kuruluşlar personel servisi hizmetini yıllardır vermezler. Dolayısıyla personel servislerinin kaldırılmasının ciddi bir tasarruf sağlayacağını söylemek mümkün değildir.
Yazımızda sekiz sayfalık tasarruf genelgesinin çok az bir kısmında yer alan hususlara değinerek, tasarruf sağlama amacı güden bir genelge ile ne kadar çok etik dışı, hatta bazen mevzuat dışı işlemin ifşa edildiğini, aslında devletin bunları görmezden geldiğini izah etmeye çalıştık.
Kamu görevlerinde bulunanlar doğrudan veya dolaylı olarak menfaat sağlama veya itibar elde etme kaygısı güttüğü müddetçe ne kadar tasarruf genelgesi çıkarılırsa çıkarılsın hiçbir faydası olmayacaktır.
Çok Okunanlar
BEDAŞ açıkladı... İstanbul'da elektrik kesintisi
23 Kasım 2024 günlük burç yorumu
Yalı Çapkını dizisinde ayrılık
Fenerbahçe-Kayserispor muhtemel 11 belli oldu
Al-Nassr'da kadroya alınmayan Talisca'nın gitmesine bu formülle izin verecek!
Av. Turan Karakaş hayatını kaybetti
Gazeteler Kılıçdaroğlu'nun davasını nasıl gördü?
22 Kasım 2024 Cuma yayın akışı: Bugün TV'de neler var?
22 Kasım Cuma reyting sonuçları: Zirvede hangi program yer aldı
Conor McGregor'a cinsel tacizden ceza