19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda herkesin gözü kulağı İzmir’deydi.
Günler öncesinde İzmir’in sokaklarında, ilçelerinde miting heyecanı yaşanırken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilçe başkanlıklarının ışıkları gece yarılarına kadar yanık kaldı.
Böylesine büyük bir heyecanla demokrasiye sahip çıkan İzmirliler 19 Mayıs, saat 19’u 19 geçe Gündoğdu Meydanı’na aktılar.
İstanbul’da oluk oluk yağmur yağarken, 19 Mayıs’ta İzmir’in dağlarında çiçekler açıyordu.
1923’de Cumhuriyet ilan edilirken mübadele ile yerleştiğimiz güzel İzmir’im olabilecek en ılık havası, demokrat insanları ve kırmızıya boyanmış Kordonuyla “en güzel benim” dercesine nispet yapıyordu…
Heyecanla beklenen mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, PKK terör örgütünün silah bırakırken yayınladığı metinde rahatsızlık veren Lozan vurgusuna İzmir’den yanıt verdi:
“Mustafa Kemal millete güvendi. Millet de ona yoldaş oldu. Ve o mücadele Lozan Antlaşması'yla taçlandı. İşte Cumhuriyet Halk Partisi Sevr'i yırtıp atanların Lozan'ı yapanların yedi düvele bir ülkenin tapu senedini kabul ettirenlerin partisidir."
Lozan Antlaşması’na yönelik bu anlamlı vurgu İzmirliler açısından önemliydi. Yerindeydi.
Elbetteki tarih 19 Mayıs’ı gösterdiği için öncelik ve ana tema gençler üzerine kuruluydu.
Özel, gençlerin barınma sorunundan, %40’a ulaşan genç işsizliğine, hayat pahalılığından, düşmeyen enflasyona, ifade özgürlüğünden, gösteri özgürlüğüne gençlerin tüm sorunlarına değindi. En önemlisi de son yıllarda gitgide artarak yurtdışına gitme hayalleri kuran, her 10 gençten 7’sinin kendi ülkesinde bir gelecek umudu bulamamasına değindi.
Tam da TÜİK‘in 2025 ilk çeyrek işsizlik oranlarını açıkladığı, 3.5 milyon gencin evde oturduğu, AKP iktidarı döneminde “ev genci” diye bir kavramın oluştuğu dönemde bu mesajlar taşı gediğine koydu.
Ayrıca Özel genç işsizliği konusunda ekledi; “Avrupa dert ediyor bunu. Avrupa'daki oranı yüzde 6. Bizdeki oran en iyimser hesapla yüzde 25."
Evet, ne yazık ki bir 19 Mayıs daha genç işsizliğini, gençlerin demokratik haklarını kullanmadaki kısıtlılıklarını, geleceğe dair umutsuzluklarını konuştuğumuz bir gün oldu.
Öte yandan İzmirliler her zaman olduğu gibi üzerine düşeni yaptı. Dağlarında çiçekler açtırdı.
Peki ya siyaset kurumu üzerine düşeni yapıyor mu?
Siyaset kurumunun görevi gençlerle ilgili sorunları dile getirmek olduğu kadar, aynı zamanda gençler açısından ilgi odağı haline gelmektir.
Bakınız Konda Araştırmanın 2024 Mart’ında açıkladığı “Gençlerin Politik Tercihleri Araştırması” sonuçlarına göre gençlere “Genel milletvekiliği seçimi olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?” diye sorulduğunda %31,2’sinin kararsız olduğu görülüyor. Oy kullanmayacağım diyen gençlerin oranı da (%14,9) eklenince, siyasi katılıma uzak veya mesafeli olan gençlerin toplam oranının %46,1 olduğunu görüyoruz. Ayrıca “herhangi bir toplumsal kuruluşa üye olmamanızın sebebi nedir?” diye sorulduğunda ise gençlerin %48,3’ü “ilgilenmiyorum” cevabını veriyor. Nerdeyse her iki gençten biri. Çok açık ki gençler gelecekten umudu kestikleri kadar siyasetten de umudu kesmişler.
Sözün özü önemli olan gençleri anlamak…
Siyaset kurumuna neden güvenmediklerini anlamak…
Siyasete dahil etmek ve eş-dost siyasetine, kayırmacılığa son vermek...
Umut olmak…
Çok Okunanlar

İşte Sarayı kara kara düşündüren o anket

PKK açılımında son söz-2: 2007’de 'Birçok Ulus Devlet Kaybedecek' diyen kimdi?

Ünlü yorumculardan Kerem Aktürkoğlu'na olay sözler!

Katil Ayberk Kurtuluş’un içeri nasıl girdiği ortaya çıktı

Akın Gürlek'ten İBB dosyası çıkışı

Erdoğan’ın 1994 tarihli mal varlığı belgesini ortaya çıkardı

Fatih Altaylı’dan Mansur Yavaş’a adaylık uyarısı

Talha Bin Ubeydullah ve bir tarih

Evde unuttuğu anahtar sonu oldu, hayatını kaybetti

Kontrollü mühimmat imhası kontrolden çıktı