Türk siyasi yaşamına ve basın camiasına kalıcı izler bırakmış bir siyasetçiyi, gazeteciyi, aydını, Cumhuriyet çınarını, Altan Öymen’i kaybettik. Altan Öymen’le hayatının herhangi bir döneminde bir vesileyle birlikte çalışmış, birlikte yol yürümüş insanların hatıralarında sakin ve bilge kişiliğiyle, detaycı, disiplinli çalışma tarzıyla, mütevazılığı ve hoşgörüsüyle önemli bir iz bırakmıştır.
CHP’nin baraj altı kaldığı bir dönemde Genel Başkan Deniz Baykal’ın istifa etmesi ile birlikte Altan Öymen Genel Başkan seçilmiş, Genel Sekreter Tarhan Erdem’le birlikte üyenin ve örgütün güçlendiği, genel başkanın yetkilerini delege ettiği, örgütün halkla bütünleşmesinin sağlandığı önemli reformlara imza atmıştır.
Yaşam boyu tanıklıklarını duru bir Türkçeyle kaleme alan Öymen “Bir Dönem Bir Çocuk”, “Değişim Yılları”, “Öfkeli Yıllar”, “Ve İhtilal”, “Umutlar ve İdamlar” gibi arşivlik kitapları yazarak birikimlerini ve tecrübelerini gelecek kuşaklara miras bırakmıştır.
Yaşamına dokunduğu herkese önemli öğretiler bırakan bilge insan, benim yaşamıma da CHP’nin 34. Kurultayının gerçekleştiği 2012 yılının Temmuz ayında dokundu. Öymen’in Divan Başkanı olduğu kurultayda, İzmir kurultay delegesi olarak Divan Yazman Üyesi göreviyle birlikte çalışma şerefine nail olmuştum. Benim de parti meclisine aday olduğum, Genel Başkanın 98’lik geniş anahtar listesinde olmama rağmen sonradan çıkarılan listelerde olmadığım için seçilemediğim, çarşaf listenin uygulandığı ve divanın görevini başarıyla yerine getirdiği o kurultaydan sonra bir yazı kaleme almıştım. İşte o yazıdan değerli büyüğüm Altan Öymen‘le ilgili bölümü sizlere aktarmak isterim:
“…..İkinci gün sabaha doğru saat 03.00 sularında seçim sonuçları ortaya çıkmaya başlamıştı. Seçilen Parti Meclisi Üyelerimizi bir Divan Üyesi olarak büyük bir gururla tebrik ettim. Yelpaze, çarşaf listeden dolayı çok genişti. Bir çoğu eski ve tecrübeli parti büyüklerimden, bir kısmı da kamuoyunda sevilen isimlerden oluşuyordu. Yaşlarına ve tecrübelerine hürmetim sonsuzdu. Benim için aslolan ideolojiydi... Tabii genç kotasından giren partili kardeşlerimizin de mutluluğunu paylaştım. Genel Başkanımızın imkan tanıdığı genç ve cinsiyet kotası tüzük hükmü gereği, oluşan Parti Meclisi’nde gençler ve kadınların temsiliyet hakkı korunmuştu.
O andan itibaren duyduğumuz gurur, çarşaf listeyle yapılan bir seçimi Kurultay Divanı olarak başarılı bir şekilde tamamlamaktan ötürüydü... Bu haklı gururun baş mimarı da eski Genel Başkanımız olan Divan Başkanımız Altan Öymen’di...
Dedim ya tecrübe heybeme nice anılar attım bu Kurultay’dan... Ama en büyük anı Altan Öymen’in bana verdiği nasihatleriydi. Bana uzun uzun seçimi kaybetmediğimi aslında çok şey kazandığımı anlattı. Kazanımlarımı anlatırken tarihte bir yolculuğa çıktık adeta...
“Yıl 1951...” diyerek başladı Öymen sözlerine; “Kasım Gülek’in Kasım Gülek olduğu seçimdir. Hem de Genel Sekreter’dir. Hiç kazanamayacağını bile bile Bilecik’ten aday olmuştur. Kaybetmiştir de nitekim. Ama seçimden sonra Bilecik’te neredeyse herkes Gülek’i tebrik etmiş ve adeta bir sevgi yumağı oluşmuştur.” Altan Öymen bana aktardığı bu anıyla, aslında kaybedilen her seçimin bir yeniden doğuş olduğunu vurguladı. “Hem de senin kadar genç biri için büyük kazanç” diyerek sürdürdü sözlerini... Bana aktardığı ve beni çok etkileyen bu hatıradan sonra 1951 seçimini araştırdım. 9. Kurultay 26 Kasım 1951’de gerçekleşmiş. Gözü kara seçime girip kaybeden Kasım Gülek yeniden Genel Sektereter seçilmiş. İsmet İnönü de Genel Başkan...
Ve yaşayan tarih Altan Öymen’den son nasihat; “Rahmetli Bülent Ecevit derdi ki siyaset bir hastalıktır. Bu tartışılmaz. Ama siyaseti gerçek bir hastalığa dönüştürmek istemiyorsanız muhakkak sevdiğiniz bir işiniz, meşguliyetiniz olmalı”.
“Ama siyasetten vazgeçmek, küsmek asla yok...” diyerek noktaladı sözlerini Altan Öymen...
Payıma düşen tüm nasihatleri büyük bir gurur duyarak aldım. Sanki daha da güçlenmiş hissediyordum kendimi... Bu hissi bende uyandıran hem Öymen’in güzel sözleri, hem de bana iyi dileklerini ileten partili büyüklerim, dostlarımdı. Duyduğum tüm sevgi ve destek sözcüklerini gönül defterime yazmış, yoluna emin adımlarla devam eden genç bir siyasetçiydim artık...“
Bu satırların üzerinden 13 yıl geçmiş… Altan Öymen’in söylediği her satır, her söz bugün de geçerliliğini koruyor. Bir siyasetçi için en önemli şey gönüllerde taht kurmaktır. Öymen o tahtı gönüllerde kurmuş, değerli bir büyüğümüzdü. Anısına saygıyla…
Çok Okunanlar

Yangının ortasında kalan Mucize Bahçe! Orası hariç her yer kül oldu

Rusya'da deprem oldu, AKP'li Birinci Cumhuriyet'i hedef aldı!

Kızılcahamam kampında gündeme gelmiş: Hangi bakanlar gidici?

Kamera kayıtları Yargıtay'a sunuldu! Kritik detaylar ortaya çıktı

Erdoğan'ın açıkladığı AKP-MHP-DEM ittifakı da İmamoğlu'nun önüne geçemedi

PKK'nın elindeki kanı CHP mi yıkayacak!

Fatih Altaylı CHP'li belediyelere operasyonun nasıl başladığını paylaştı!

Gazeteler, Özgür Özel’in komisyon kararını nasıl gördü?

21 yaşındaki Derya'nın şüpheli ölümü

Kamçatka'daki 8.8'lik deprem tarihe geçti