Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6287
Dolar
Arrow
34,8925
İngiliz Sterlini
Arrow
44,3362
Altın
Arrow
3006,0000
BIST
Arrow
10.125

Ak Parti’nin stratejisi

Türkiye yerel seçimden sonra, liderler arası görüşmeler trafiği ile çalkalanıyor. Başta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ile Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşen görüşmelerin etkileri Türkiye siyasetinin bir numaralı gündem konusu oldu. 18 yıl sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’ne yapılan ziyaret liderlerin tavrından, oturdukları koltuğa, duvarda asılı olan tablodan, ne yiyip içtiklerine kadar merak konusu. 

Öncelikle şunu söylemek lazım ki Türkiye demokrasi tarihi birbirine rakip liderlerin çeşitli dönemlerde buluşabildiği, görüşebildiği ve hatta tartışma programlarında karşılıklı sözler söyleyebildiği siyasi hatıralarla dolu. Ak Parti iktidarı döneminde bu görüşmeler, buluşmalar, ekran tartışmaları yerini, kutuplaşmaya, dışlamaya ve hatta düşmanlaştırmaya bırakmıştı. Bırakın liderleri, iktidar milletvekilleri bile karşılıklı tartışma programlarına çıkmaz olmuştu.

Bu kadar soyutlanmış bir iktidar zamanla halktan ve halkın gerçek sorunlarından kopmuş, üstten bakan bir yapıya dönüşmüştü. Bugünkü farklı tutuma baktığımızda 2024 seçimlerinde yerelde iktidarı kaybeden Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasi tecrübesiyle de artık bir şeyleri farklı yapması gerektiğini gördü ve yeni bir strateji inşa etti diyebiliriz.

Muhalif kamuoyu olarak genellikle meselelere muhalefet ve Cumhuriyet Halk Partisi perspektifinden bakmaya alışkın olduğumuz için yaşanan gelişmelerin Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan açısından ne ifade ettiğini, neyi hedeflediği ve stratejinin nasıl ilerleyeceğini biraz gözden kaçırıyoruz. Görüşme için ilk teklif CHP Genel Başkanı Özel’den geldikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan bu görüşmeleri CHP dışında da genişletmiş, farklı kesimlere yayarak bir stratejiye dönüştürmüştür. Oyunu kuran Özel olsa da, Erdoğan’ın oyunun nasıl ilerleyeceğinde karar verici olmaya talip olduğu açıktır.

Yerel seçimlerden sonra mevcut Cumhur İttifakı yapısının artık iktidarda kalmak için yeterli olmadığı, bu ittifakın mutlak suretle genişletilmesi gerektiği gerçekliğinin Erdoğan tarafından da tespit edildiği söylenebilir. Belli ki bu genişleme stratejisi sadece partiler bazında bir genişleme değil. Öncelikle kutuplaşmanın muhalif tarafında var olan “Erdoğan karşıtlığını” yumuşatmak ve eğer mümkünse muhalif kamuoyunun önde gelen siyasi isimleriyle bir araya gelip görüşmeler yapmak. Bugüne kadar gerçekleşen başta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ile yaşanan görüşme, AKP 31. Değerlendirme ve İstişare Kampı öncesinde Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapıldığı iddia edilen görüşme, katledilen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile yapılacağı söylenilen görüşme ve İYİ Parti Eski Genel Başkanı Meral Akşener’le yapılan görüşme ilerleyen günlerde başkaca kesimlerden önemli isimlerle yapılacak görüşmelerin öncüsü diyebiliriz. 

Normal şartlar altında 2028’de olması gereken fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dönem daha adaylığı için olası bir erken seçime ihtiyaç duyan Ak Parti’nin, gerek yeni anayasa, gerekse de ihtiyaç duydukları erken seçim kararını çıkarabilecek meclis çoğunluğuna ulaşmak için bu müzakerelere ihtiyaç duyduğu aşikar.

Ekonomi kendini biraz toparlayıp Ak Parti olası bir seçime hazırlanana kadar daha ılıman bir iklimin sağlanacağı, bu sırada mecliste transferlerin artacağı, asla görüşmez dediğimiz isimlerin görüşüp buluşacağı yeni bir sürece giriyoruz. Seçim kazanma ve iktidarda kalma odaklı bir lider olan Erdoğan’ın bu konuda usta olduğunu da hatırda tutmak iyi olur. Cumhuriyet Halk Partisi de bu süreci bazı önemli konuların çözümünü sağlayarak kendi açısından bir avantaja dönüştürebileceği gibi, belirli bir çizgi aşıldığında Türkiye’yi muhalefetsizleştirmeye de sürükleyebileceği tehlikesini unutmamalı. Şu ana kadar müzakere ile mücadelenin güzel bir denge içerisinde götürüldüğü söylenebilir. Bu görüşmelerin CHP açısından bir olumlu çıktısı da devlette çalışan dürüst bürokratlara, Cumhuriyet Halk Partisi’nin olası iktidarında görevlerinde rahatlıkla devam edebilecekleri hissini vermesi. 

Son olarak Türkiye siyasi tarihinde liderlerin buluşmasına birçok kereler şahit olduk demişken madem normalleşiyoruz parti liderlerini ekranda bir tartışma programında görmek de fena olmaz hani. Ne dersiniz?