Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.121

Hastane değil ticarethane…

İki genç kadının vahşice katledilmesinden kısa bir süre sonra henüz yeni doğmuş bebeklerin para için katledildiği kara günlere uyandık. İnsanlığın, doktorluğun ve hipokrat yeminin namusundan nasibini almamış tüccarların, bebeklerin canından ve kanından beslenen bir şeytana dönüşüp, çeteleşerek aramızda dolaştığına şahit olduk. Elbette verilecek hiçbir ceza, atılacak hiçbir adam evlatlarını yitirmiş annelerin yüreğine su serpmeyecek, acılarını dindirmeyecek. Fakat başka bebeklerin, canların ölmemesi için yapısal tedbirler alınmasının da gerekli olduğu gün gibi aşikar… 

Bakınız, COVID-19 pandemi döneminde ekranlarda sıklıkla gördüğümüz ve yakından takip ettiğimiz Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap’ın birkaç gün önce Aydın’da yapılan meslek örgütü toplantısında söylediği sözler çok önemli... Dr. Azap konuşmasının sonunda yapılması gerekenleri şöyle özetlemiş;

1. Ücretsiz, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, kamusal bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu belirterek, Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan, sağlığın ticarileşmesinden ve taşeronlaştırılmasından derhal vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizmiş,

2. Gerekli denetimleri yapmayarak vahim sonuçlara neden olan kamu yetkililerinin kanun önünde hesap vermesi gerektiğini vurgulamış,

3. Kapatılan hastanelerin kamuya devredilmesi gerektiğini söyleyerek, burada çalışan doktor ve sağlık çalışanlarının haklarının korunması gerektiğini ve konuyla ilgili tüm yasal ve idari süreçlerin açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtmiştir. (ttb.org.tr)

Bu üç madde Türkiye’de ticarileşen sağlık sisteminin geldiği noktayı açıklamakla birlikte, yapılması gerekenlere dair önemli bir rehber olma niteliği de taşıyor. AKP iktidarı döneminde saraylaşan devasa hastane binaları yapılmasına rağmen randevu sistemi tıkanmış ve insanlar çok çeşitli özel hastanelere mecbur bırakılmıştır. Apartman dairesine yapılan özel üniversitelerden sonra, ticarileşen özel hastanelerle birlikte vatandaşın kamusal hakkı olan eğitim ve sağlık hakkı elinden alınmakla kalmamış, niteliksizleşmiş, güvencesiz hale gelmiştir. Niteliksizleşen ve denetimden uzak kalan her türlü kurumda yaşanabileceği gibi bu alanlarda da suistimaller artmış ve şeytani çeteler milletin canıyla oyun oynamıştır. Bebeklerin hayatı üzerinden kazanılan bu kanlı paranın, çeteleşmenin sağlıkta başka hangi alanlarda var olduğunu bilebiliyor muyuz? Hayır! Bu yapının başka uzantıları var mı? Sorgulamanın dışında kalmış unsurları var mı? Güven bir kere kayboldu mu akla binbir soru geliyor… 

Elbette işini hakkıyla yapan binlerce doktorun, sağlık personelinin ve hastanenin onurunu korumak kaydıyla sağlık hizmetinin kamusal bir hak olduğunu belirtmek gerekir. İnsanlar canını, çocuğunu, bebeğini, yaşlısını, anasını, babasını yaşatmak için varını yoğunu, tarlasını arsasını satmak zorunda ya da geliri yoksa ölüme terk etmek zorunda kalmamalı… Bu bozuk düzen değişmedikçe, sağlık sektörü piyasacı bir zihniyetten uzaklaşmadıkça, piyasada yaşanan, ticari dünyada görülen her türlü usulsüzlüğün ve pisliğin buralarda da yaşanması mümkündür. İşin acı tarafı burada söz konusu olan bir insanın hayatı olduğu ve insan hayatının da herhangi bir meta gibi parayla, gelir durumuna göre korunacak ya da göz ardı edilecek, yok sayılacak bir unsur olmadığını özümseyen bir iktidara ihtiyaç vardır. Kamucu bir sağlık yaklaşımı ancak kamucu, sosyal devleti savunan bir ideolojik yaklaşımla, siyasi iradeyle mümkündür. Dr. Azap’ın dediği gibi o hastaneler kapatılmak yerine kamulaştırılıp, halka ücretsiz sağlık hizmeti vermelidir. Ayrıca yaşanan bu sağlık katliamının, halkın sağlık çalışanlarıyla olan güven ilişkisini zedelememesi için gerekli tedbirler derhal alınmalıdır. 

Ne kaybedecek bir bebeğimiz, ne de kaybedecek bir doktorumuz olmalı… 

Peki yurttaşın ve sağlık çalışanlarının hakkını, hukukunu koruyacak aynı zamanda sağlıkta kamucu devrim yapacak siyasi irade nerede? Gören var mı?