Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8412
Dolar
Arrow
33,9580
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8874
Altın
Arrow
2747,0000
BIST
Arrow
9.771

Siyasette değişim dedikleri…

2023 Genel Seçimi sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi’nde yaşanan Genel Başkan değişimi ile yerel seçimlerde aldığı zafer sonucunda Türkiye siyasetindeki tüm partilerin diline pelesenk oldu “değişim”.  Siyasette değişimin nasıl anlaşıldığı ya da nasıl algılandığı konusu epeyce izaha muhtaç. Pratikte baktığımızda; 2024 seçimlerinden sonra İyi Parti‘de yaşanan genel başkan değişimi ile başlayan süreç, Saadet Partisi’nde genel başkan değişimini sağlamak üzere girişilen ve ertelenen kongre ile devam etmiş, Ak Parti’deki iki bakanın değişimi ile sonuçlanmış görünüyor. Aralarda yaşanan milletvekili istifalarını ve başka partilere geçişleri değişim fotoğrafı içerisinde değerlendirmiyorum. 

Türkiye siyasetine uzaktan baktığımızda ideolojik çerçevedeki değişimden, yenileşmeden ya da siyaset yapış biçimlerindeki farklılıktan söz etmek pek de mümkün değil. 

Cumhuriyet Halk Partisi’ni kısmen bu tablonun dışında tutabiliriz. Çünkü CHP’de yaşanan genel başkan değişiminden sonra siyaset yapış biçiminde bir farklılık olduğu rahatlıkla gözlemlenebiliyor. Normalleşme görüşmelerini de kapsayan bu farklılaşmanın, siyasi sonuç olarak nereye varacağını öngörmek için henüz erken. Velhasıl istisnalar dışında, Türkiye siyasetinin bütününe baktığımızda değişimden anlaşılanın, kişilerin ya da sadece genel başkanın değişimi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 

Mevcut düzende kongreyle genel başkan değişimi sağlanmasının imkansız göründüğü siyasi partiler de var tabii. Genel başkanın varlığının hiç tartışmaya açık olmadığı Ak Parti, MHP ve kısmen de olsa bu gruba dahil olan Deva ve Gelecek Partileri gibi… Diyeceksiniz ki hadi genel başkan değişimi bu partilerde çok zor, peki kimileri için 2023, kimileri için 2024 seçim yenilgisi sonrasında siyaset yapış biçiminde, felsefesinde bir değişim, farklılaşma olması gerekmez miydi? Elbette gerekirdi. Fakat bu partilerin liderleri açısından böyle bir çaba ve niyet henüz görünmüyor. 

Bu arada Ak Parti’de iki bakan değişimi oldu ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yeniden eski bakan Kurum’un atanmasıyla aslında siyasetin bir avuç insanla dar alanda kısa paslaşmalara döndüğünü söyleyebiliriz. Gerçekten bir avuç insan! Sürekli aynı yüzler, sürekli aynı sözler… Türkiye’de siyasetin bu kadar dar kadrolar arasında, adeta bir kısır döngü içinde ilerliyor oluşu mu daha rahatsız edici, yoksa bundan hiç kimsenin şikayetçi olmayışı mı inanın bilemedim. Daha doğrusu şikayetçi olacak takatin kalmayışı diyebiliriz. Ya da siyasete duyulan inancın ve güvenin azalması… İnsanlar yorgun ve bıkkın. Bu yorgunluk sadece seçmende yok, parti örgütleri de üst üste yaşanan seçimlerden, işlemeyen parti içi demokrasiden, evir çevir aynı isimlerin aynı makamlara gelmesinden yorgun ve bıkkın düştü. Mevcut siyasi partiler yasasının yarattığı düzende genel başkana yakınsanız aktif siyaset yapma imkanınız var. Yakın değilseniz ne kadar liyakatli olursanız olun işiniz zor.

Yüzlerce nitelikli, liyakatli, bilgili, birikimli insan mahalle delegesi dahi çıkamazken 15-20 yıldır aynı isimlerin aynı koltuklarda oturuyor oluşu bugün Türkiye’nin bilimde, sağlıkta, eğitimde, hukukta ve daha birçok alanda geri kalışının kök nedenidir. Hiç uzaklarda aramaya gerek yok. Bugün Türkiye’de yeni anayasa tartışmaları yapıldığı kadar siyasi partiler yasası tartışılsa idi çok farklı bir siyasi iklimde yaşıyor olurduk. Başta siyasi parti genel başkanları bu “liderlik sultasından” vazgeçmedikçe işimiz de, gerçek bir değişim de zor görünüyor.