Yıllar önce Japonya’ya mühendislik kongresine gitmiştim.
O zaman işler iyiydi.
Uluslararası kongrelere katılabiliyor ve Dünyayı tanıma şansı buluyorduk.
Üniversite hem katılım ücretini hem de uçak biletini bizim için üstleniyordu.
Günlük harcırah da cabası.
Bazı ilim irfan sahibi hocalar, ucuz otellerde konaklayıp ve de öğün atlayıp harcırahının bir kısmı ile diğer akademik faaliyetlerine kaynak aktarıyordu.
Kitap felan alıyordu.
Bendeniz de epeyce öğün atladım ve diğer bilimsel faaliyetlerime odaklandım.
Geri dönüşte, kongre katılım beratını, uçak biletini ve pasaport giriş çıkış sayfalarını içeren dosyayı mali işlere teslim ettim.
2-3 hafta sonra sayıştay denetçisi tarafından arandım.
O yaşlarda sayıştay, danıştay gibi kavramlara çok yakın değildim.
Hayırdır dedim.
Hocam, rektörlük binasındaki sayıştay ofisine uğrayın dedi birisi nazik bir ses tonuyla.
Endişelendiğimi anlamıştı belki de konuşmamdan.
Neyse, acele gittim.
Ter kafamdan aşağı boşalıyordu.
Gözlerim yerinde zor duruyordu.
Ofise gittim.
Ceketi ilikledim, kapıyı usulca tıklattım.
Gir dedi içerdin birisi.
Girdim.
Otur hocam dedi.
Denetçinin sakinliği beni de bir nebze olsun rahatlatmıştı.
Çay söyledi ve konuya girdi.
Kongrenin katılım ücreti hem dolar hem euro hem de japon yeni cinsinden belirlenmiş internet sitesinde.
Katılım beratında da yazıyor.
Ben dolar olarak ödemişim.
Eğer ki japon yeni ödeseymişmişim 25 lira daha az ödermişmişim.
Bugünün parasıyla 25 lira, yanlış anlaşılmasın.
E dedim.
Bu 25 lirayı geri ödemeliymişim.
Biraz rahatladım.
İsterseniz 50 lira ödeyeyim diyerek cüzdanıma yöneldim.
Yok dedi.
Şu hesaba yatırın dedi.
Tamam dedim.
Hocam bir konu daha var dedi.
Ortam yumuşak olduğu için bu sefer pek heyecanlanmadım.
Hocam, uçağınız sabah 7 de İstanbul’ a inmiş dedi.
Evet dedim.
Saat farkından dolayı her ne kadar tüm gün uçtuysam da akşam yerine sabahleyin indim dedim.
Sorun yok hocam dedi.
Son günün harcırahının içindeki öğlen ve akşam yemeği miktarını da geri ödemeliymişim.
Onu da aynı hesaba yatırın lütfen dedi.
75 doları da verilen ibana anında yatırdım ve hesabı sıfırladım.
Ha unutmadan son bir konu daha var dedi.
Kongreniz size öğlen yemeklerini bedavaya vermiş.
İnternet sitesinde öyle yazıyor dedi.
Evet dedim.
2 kere öğlen yemeği yedik dedim.
Beleş.
Onları da harcırahınızdan mahsup etmeliyiz dedi.
Hay hay dedim.
Cetvelden hesapladı ve hemen ödedim.
Kabus bitmişti ama devleti biraz daha tanıma fırsatı buldum.
Türk Devletinin muhasebe sistemini ucuza öğrenmiş oldum.
Sayıştayın da ne işe yaradığını öğrendim.
Biraz terlesem de.
Çok Okunanlar
Papa’nın ziyareti hayır mı şer mi - 1
Altın fiyatları için şok tahminler
Faruk Fatih Özer'in ölümüyle ilgili CTE'den açıklama
Yapay Zekâ üzerine nesnel değerlendirme
Fatih Özer'in ölmeden önceki notu ortaya çıktı
Hakan Fidan'ın diplomasıyla ilgili soru önergesine YÖK'ten itiraf gibi yanıt!
Türkiye'nin en borçlu illeri açıklandı
Birçok seçimde çuvallayan AKP'li araştırma şirketi, iktidarı yine birinci yaptı
Yeni Şafak’ın amacı gazetecilik olsaydı...
Türkiye'de insan olmak ve Maslow Teorisi