'Bakara 216' ne diyor?

Arda Güler, genç bir çocuk. 

2005 doğumlu, Fenerli bir futbolcu.

Yaklaşık değeri bir buçuk milyar dolar, taraftar sayısı da iki yüz milyona yakın olan Real Madrid’te oynuyor.

Geçenlerde gol attıktan sonra yaptığı sevinç hareketi çok konuşuldu.

“Gol sevincimin anlamı tevekküle dayanıyor, her şeyin Allah’tan geldiğine inanıyorum” dedi.

Bu sözleri duyunca, benim de aklıma hayatımın bazı dönüm noktaları gelmedi değil.

Yıllar önce, inşaat mühendisi olmuşum, Amerika’da yüksek lisans yapmışım, gezip, eylenip, çalışmışım. 

İstanbul’a dönmüşüm.

Cebimde bir miktar, dolar da var.

Keyfim gıcır.

Üniversitede birlikte okuduğumuz çok yakın bir arkadaşımın evinde kalıyorum.

Babası rahmetli İsmet Çelik; Kadıköy-Suadiye bölgesinin en sağlam konutlarını yapan müteahhidi, yarın seni STFA’dan bekliyorlar, dedi 

Bilmeyenler için: Uluslararası alanda inşaat projeleri yürüten ilk Türk İnşaat firması; Libya Misrata Limanını 1970’lerde inşa eden, çok büyük bir mühendis-müteahhitlik firması, teknik kabiliyetini dışında ancak çok iyi referans ile işe girilebilen okul gibi inşaat şirketi.

Ömrü uzun olsun, Genel Müdür Altok Kurşun seni işe alacak, dedi.

Altok Bey’in yanına gittiğimde beni kısa bir sorguya aldı ve ardından yarın Gebze-Çayırova Organize Sanayi Bölgesi, Altyapı Şantiyesinde işe başla dedi.

“İsmet abi aradı, onu kıramam” diye de ekledi.

Sevinçle, arkadaşımın evine döndüm.

Akşam İsmet amca ve arkadaşımın müteahhit dayısı ile birlikte yemek yedik.

Ne olduysa o akşam oldu.

Dayı beni kandırdı ve STFA gibi dünya çapında bir firma yerine, yerel ölçekte iş yapan bir müteahhitlik firmasında işe başladık.

Tabi, ancak 3-5 ay dayanabildim ve hemen kendime yeni bir iş aramaya başladım.

Derken Amerika’dan bir arkadaşım, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde çalışır mısın, diye teklifte bulunca hemen işten ayrılıp, üniversiteye geçtim.

Soluksuz 25 yıl çalıştım.

STFA da olsam, ne işten ayrılmak, ne de üniversiteye geçmek diye bir niyetim olacağını zannetmiyorum.

Pensilvanyalıların müdahalesini saymazsak çok güzel anılarım oldu.

Akademik hayatı ve Anadolu Üniversitesini çok sevdim.

Kitaplar, projeler, yayınlar, öğrenciler, konferanslar.

Şu resme bakıldığında da severek çalıştığım çok belli. 

Bakara 216 ne diyordu.

Olur ki, bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz halde o, hakkınızda şer olur. 

Allah bilir, siz bilemezsiniz.

Üniversitelerde, Pensilvanyalıların üzerimize karabasan gibi çökütüğünde de, vardır Cenab-ı Allahın bir bildiği diyerek teselli bulmaya ve nefes almaya çalışırık.

Teknik olarak çözemediğimiz, algoritmasının error verdiği bazı durumlarda, Bakara 216 gelsin aklınıza.

Kalın sağlıcakla.