Biz bunun oyununa hastayız bacım

Soğuk savaşın ardından esen liberalizm rüzgarlarının sonuna yaklaşıyoruz diyor, işten anlayanlar.

2030’larda füzeler havada uçucacakmış.

Avrupa tekrar ortaçağa dönebilirmiş.

1960’larda bilgisayarın icadı ile başlayan üçüncü sanayi devrimin ardından çöken sosyalist blok, yeniden toparlanıyor.

1989’da, batının çılgın üretim teknolojine daha fazla direnemeyen Rusya, teslim bayrağını çekmişti.

Şimdi yeniden sahnede.

35 yıl sonra.

Hem de yapay zeka ile şekillenen dördüncü sanayi devrimine hiç bir katkı sunamadan.

Belli ki eski gücünde de değil.

Ne teknolojik ne de askeri gücü, eski müstemlekesini tuş etmeye yetmedi.

Göğüs çaprazına almaya çalıştığı eski müstemlekesi, ölümü pahasına sürekli kurtarıyor kafa koldan.

Hala el ense çekmekle meşgul, Rusya.

Belliki yine, soğuk savaş dönemindeki rakibinden destek alarak ilerliyor.

Anlayacağınız, ülkesini yeniden üretim üretim üssü yapmaya çalışan Amerika, Züğürt Ağa filmnindeki gibi “hepimizle eğlenir”

Şimdi de Venezuellayı gözüne kestirdi.

Oralarda bir oyun kuruyor.

Tıpkı şu hikayedeki gibi.

Bir gün, adamın biri, çalıştığı yerdeki bir kadınla çok ilgilenmiş.

Molalarda, kahve çekirdeği hikayeleri anlatarak, kadının ilgisini çekmeye çalışmış.

Bir şekilde de kadını yemeğe çıkarmayı başarmış.

Sonrasında, pahalı hediyeler almış.

Lüks akşam yemekleri artık rutin olmuş.

Her akşam yemeğinden sonra, kadını evine bırakan adam, bir türlü kahve için kadının evine davet edilmeyi başaramamış.

Kadın, her seferinde, bahaneler üretip, küçük öpücükle adamı sepetliyormuş. 

Adam, yılmamış, kadının peşinden koşmaya devam etmiş.

Hediyelere ve lüks restoranlara devam derken, adam kadının güvenini epeyce kazanmış.

Kadın da adamdan hoşlanmaya başlamış.

Yine bir akşam, restoran dönüşü kadını evine bırakan adam, yukarı kahve içmeye gelmez misin teklifini duyunca, yok gelemem, eve gitmem lazım demiş.

Kadıncağız epey bozulmuş ve ne diyeceğini bilememiş.

Biraz da öfkeli şekilde, neden gelmiyorsun, aylardır bunun için uğraşmıyor musun diye serzenişte bulununca, adam, bıyıklarını okşayarak, biz bunun oyununa hastayız bacım, demiş.