Geçenlerde bir toplantıda Sanayi Bakanı Sayın Mehmet Fatih Kacır ile karşılaştık.
Çok kasvetli geçeceğini düşündüğüm için gitmeyeceğim bir toplantı idi.
Bayram gelmiş, hoş gelmiş de benim neyime.
Üst kattan aranınca, katılmak zorunda kaldım.
Toplantıya giderken de bir bakayım dedim kimmiş bu bakan.
Benden 10 yaş küçükmüş ama bizim gibi hayta değilmiş.
Üniversite sınavında Türkiye on ikincisi olmuş.
Rakamla da 12.
Bir-iki-üç…. ve on iki.
Özel bir zihin algoritmasına sahip demek ki.
Sıradan bir beyin değil. Yoksa çalışma ile özel ders ile ilk bine girmek mümkün değil.
Boğaziçi’nde Endüstri okumuş.
Bir nevi yanlış yönlendirme.
Puanı yüksek diye yazmış.
Hükümetimiz döneminde ilk işim, Boğaziçi Üniversitesinin Temel Bilimler hariç, tüm bölümlerine kilit vurucam.
Yok öyle doğanın bize bahşettiği özel çocukları, mühendislik ya da iletişim fakültelerinde harcamak.
Moleküler Biyoloji, Kimya, Fizik okuyacaklar.
Neyse, Satın Bakan bizimkilerin hazırladığı Harvard ayarındaki sunumu dinledikten sonra etkilenmiş gibi yaptı ve üstüne ayıp olmasın diye bazı eklemeler yaptı.
Sıra soru cevapa gelince, Bakanın sınav dercesine de güvenip, tüm gücümü topladım ve bu özel çocukların durumunu anlattım.
Mao’nun Kominist Çin’i ile Amerikan Başkanı Nixon’ın 1978 eğitim anlaşmasına atıf yapınca, Sayın Bakan sanırım beni bir miktar ciddiye aldı.
Soruları kaydediyordu. Benden sonra 10-15 soru daha soruldu ancak başka iki hoca da ilk 5-10 bine giren özel çocuklar konusuna değinince, diğerlerinin soruları önceliğini kaybetti.
Harvard ayarındaki sunumu anlayacak çocukların neredeyse tamamı ülkeyi terk ediyor.
İlk aşamada papaz okullarına kaptırdığımız çocukların kalanını da Osmanlı mirası ve Modern Türkiye’nin en güzide üniversite eğitimleri sonrası yine gavura kaptırıyoruz.
Sayın Bakan da tüm kalan süresini bu özel çocukların göçü üzerine kurdu.
Güzel bir haber de verdi.
TÜBİTAK lisesi kurulmuş.
Özel çocukları papaz okuluna kaptırmadan yetiştireceklermiş.
Belli ki papaz okulları yeteri kadar Türk genci devşiremiyor da TÜBİTAK bu boşluğu dolduracak.
Toplantının kalan süresinde boşluk bulup da üzerinde duramadığım bir konuyu da buraya yazayım da belki birileri Sayın Bakan’a iletir.
Eğitim alma kapasitesine sahip olmayan özel çocuklarımıza vergi avantajı sağlarken, doğanın bize bahşettiği bu zeki özel çocuklara neden böyle bir avantaj sağlamıyoruz da ülkeyi terk etmelerinin önünü açıyoruz.
Aklı başında hiçbir ülke, doğanın özel üretimi olan bu özel çocukları ülke dışına göndermez.
Gerekirse cebren yurt içinde tutar.
Bu arada kimse yok liberalizm var yok özgürlük var demesin, sopayı yer.
Sıradan insanların kafasını kurcalayan, beslenme-barınma-korunma-üreme sorunlarını, bu çocuklar için üstlenir ve kaygı seviyelerini sıfıra düşürür.
Çok Okunanlar

İmamoğlu İnşaat'ın yeni yönetimi belli oldu!

Eski Devlet Bakanına 'CHP'ye kayyum' teklifi iddiası

İşte CHP'ye kayyum iddiasının perde arkası...

Gelinim Mutfakta 17 Nisan Perşembe puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?

Cevheri Güven’e giden belge UYAP’tan mı sızdı?

Sapanca’da gizli kamera skandalı: Özel görüntüler patronun telefonundan çıktı

Erdoğansız AKP eriyor

Köy Enstitüleri bir nostalji mi?

Mazlum Kobani’nin koluna ilk kim girecek?

Kuvvetli sağanak yağış geliyor!