Sani Şener “TAV Havalimanları” Yöneticiliğine sadece ortak olarak devam edecekmiş.
TAV İnşaatın Başkanlığına ise devam edecekmiş.
Sevinsen mi üzülsem mi bilemedim?
Türk Havacılığının geldiği noktaya olan katkısını düşününce karar veremedim.
Ama methiye haberlerini okurken aklıma yıllardır derslerde bahsettiğim Prof.Dr. Jared Mason Diamond geldi.
Birçoğumuz bilir.
Bilmeyenler de hemen öğrensin.
Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli bilim insanlarından.
Sanayi devrimlerinden sonraki ilk on arasına rahatlıkla girer.
Amerikalı bilim insanı ve popüler bilim kitaplarının Pulitzer ödüllü yazarı.
Diamond, fizyoloji eğitimi almasına rağmen antropoloji, biyolog, ornitolog ekoloji, coğrafya ve evrim biyolojisi gibi çeşitli alanlarla da ilgilenmektedir.
Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entelektüeli listelerinde, sırasıyla 9. ve 31. sırada yer almıştır.
Anlayacağınız on parmağında on marifet var.
Birçoklarımızın Jared Diamond'la tanışması Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabı ve belgeseli ile oldu.
Her yıl özellikle yüksek lisans öğrencilerim için onlarca kitap ve CD siparişi veririm.
Hala okuldaki kütüphanemde öğrencilere bila bedel verilmek üzere 50-60 kadar CD’si var.
Kitabı ve belgeselini raporlamayan pek mezun olamaz değil, hiç mezun olamaz benden.
Kitabı okuyunca ve de belgeselini izleyince, sanki beyninize çip yerleştirilmiş gibi bir aydınlanma oluyor. Milyonlarca yıllık geçmişimizi bir kitaba ve belgesele sığdırmış.
Bu belgeselde ilginç bir sahne var.
Anglosaksonlar, Papua Yeni Gine gibi bölgeleri keşfettiklerinde, bölge halkı ile hemen kaynaştı. Onlara iş verdi.
En önemli iş ise hamallıktı.
Gemilerle gelen yükleri ve kargoları taşıdılar.
Ama, yerlinin biri yavaş yavaş uyanmaya başladı.
“Bana neden hiç kargo gelmiyor”, sorusunu sormaya başladı kendi kendine.
Kargo işi arttıkça, soru sorma sıklığı da artıyordu.
“Bana neden hiç kargo gelmiyor”
“Bana neden hiç kargo gelmiyor”
Sani Şener’i tanıyınca ve tanıdıkça, dünyanın değişik bölgelerinde havalimanı inşa ettiğini, hatta hem inşa edip hem de işlettiğini ve hatta hatta finansmanı da kendi bulduğunu, sonrasında da harcadığı milyar dolarları “bir dolar-bir dolar” geri toplayıp, ödünç aldığı finans kuruluşlarına geri ödediğini öğrenince, ben de benzer soruları kendime sormaya başladım.
Biz neden düşünemiyoruz?
Biz neden düşünemiyoruz?
1900'lerin başında Türkiye'de ilk hava ulaşımının başlatıldığı yer olan Yeşilköy Havalimanı, Sani Şener’in, 1997 yılında Yap-İşlet-Devret modeli ile aldığı Atatürk Havalimanı başka bir hale geldi.
Konfor üst seviyeye yükseldi.
Sıradan insanların da VİP ayarında yolculuk yaptığı havalimanı oldu.
Yolcu sayısı logaritmik bir artış gösterdi.
1999 Gölcük depremine ve ekonomik krizlere rağmen, zamanından önce bitirdiği havalimanı inşaatı sırasında dönemin başbakanı bir milyar dolar kredi için sevinirken, Sani Şener işte böyle bir zamanda bireysel teminatı ile yurtdışından 300 milyon dolarlık bir kredi de buldu.
Ardından bu büyük yürüyüş durdurulamadı.
Gürcistan Tiflis Uluslararası Havalimanı ve Batum Havalimanı, Hırvatistan Zagreb Havalimanı, Kazakistan Almatı Havalimanı, Kuzey Makedonya Ohri Aziz Pavlus Havalimanı, Üsküp Uluslararası Havalimanı, Letonya Riga Uluslararası Havalimanı, Suudi Arabistan Medine Uluslararası Havalimanı, Tunus Enfidha-Hammamet Uluslararası Havalimanı, Monastır Uluslararası Havalimanı, Adnan Menderes Havalimanı, Gazipaşa-Alanya Havalimanı, Milas-Bodrum Havalimanı.
Ve 1,812 milyar avrosu peşin ödenmek üzere, 7 milyar 250 milyon avroya, 2052 yılına kadar, otuz yıllığına Yap-İşlet-Devret modeli ile kiralanan Antalya Havalimanı.
Bir ara da Newyork Laguardia Havalimanının Yap-İşlet-Devret’li ihalesine meşhur finans voltranı Goldman-Sachs ile birlikte teklif verdiğini de duymadım değil.
Harvard Üniversitesi, Columbia Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve İstanbul Aydın Üniversitesi gibi, dünyanın en prestijli üniversitelerinde ders verdiğini de basından takip ettim.
Akademiye verdiği destekle, fukara akademisyenlerin Avrupa Birliği fonlarından yararlanmasına ve milyonlarca avroluk araştırma projelerinin alınmasına bile destek verdi.
Hatta, Columbia Üniversitesi, Mainz Üniversitesi ve İstanbul Aydın Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümlerinin birlikte kurduğu “İnşaat Yönetimi İkmal Enstitüsünde” de Akademisyen olmayı kabul eden ilk Mühendis-Müteahhitlerimizdendir.
Diğer yandan, TAV İnşaat bünyesinde çalışan arkadaşları da tanıyınca, ben de üniversite yerine neden TAV’da çalışmamışım diye hayıflanmadım değil.
Muhtemelen, üniversite için yeterli olan kabiliyetim, TAV’da çalışmak için pek de yeterli değildi.
Haddizatında, eğer ki bir üniversite açmak istese, bünyesinde akademik kadroyu tamamlayacak ve YÖK’ten kolaylıkla onay alacak kadar, son derece yetişmiş, yüksek eğitimli ve profesyonel insanları tanıdım.
Dünyada eşi benzeri pek olmayan bu güzel işlerin, buraya yazıldığı kadar kolay olmadığını, yapılmadığını basından okuduğumuz haberlerden anlıyoruz.
Tahran Havalimanı yapımı sırasında, devrim muhafızları tanklarının birden aprona dalması, Rus-Gürcü savaşında bombalanan Tiflis ve Batum, Arap Baharı ile kuzey sahranın karışması ve Tunus ve Libya’nın işgali, Atatürk Havalimanı işid baskını.
Hepsinde de Sani Şener’in yatırımları, havalimanları ve inşaat şirketi doğrudan silahlı şiddete maruz kaldı.
Sani Şener, özellikle Libya kargaşası sırasında, coğrafyanın altı üstüne gelirken, özel uçaklarla daha güvenli olan Tunus’a müdürlerini göndermek yerine, kendisi bizzat giderek, sadece kendi şirketinin çalışanlarını değil, firmaları tarafından savaş bölgesinde yüzüstü bırakılan diğer firmaların çalışanlarını da güvenli bölgelere taşıdı.
Tüm bu olumsuz siyasi ve sosyal gelişmelere rağmen, TAV Havalimanları ve TAV İnşaat, dünyanın en büyükleri arasındaki yerini korudu. Bütün bu krizli durumlardan zarar görerek değil büyüyerek çıktı. Samimiyetin, liyakatin, çalışkanlığın ve dürüstlüğün her zaman kazanacağının örneğidir TAV ve Sani Şener.
Coğrafyamız bir Sani Şener daha yetiştirir mi, orasını Cenabı Allah bilir, ben bilemem.
Ama bu dünyaya erken geldiğimi, fakat Sani Şener Beyefendiyi geç tanıdığımı biliyorum.
Büyük Atatürk’ün, 19 Mayıs 1919’da başlattığı Çağdaş-Laik-Milliyetçi-Devrimci-Halkçı Modern Türkiye çalışmalarının da bir eseri olan, Sayın Dr. Mustafa Sani Şener Bey’in Ömrü Uzun, Bahtı Açık Olsun.
Çok Okunanlar
BEDAŞ açıkladı... İstanbul'da elektrik kesintisi
23 Kasım 2024 günlük burç yorumu
Fenerbahçe-Kayserispor muhtemel 11 belli oldu
Yalı Çapkını dizisinde ayrılık
Al-Nassr'da kadroya alınmayan Talisca'nın gitmesine bu formülle izin verecek!
Av. Turan Karakaş hayatını kaybetti
Gazeteler Kılıçdaroğlu'nun davasını nasıl gördü?
22 Kasım Cuma reyting sonuçları: Zirvede hangi program yer aldı
22 Kasım 2024 Cuma yayın akışı: Bugün TV'de neler var?
Conor McGregor'a cinsel tacizden ceza