Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,5658
Dolar
Arrow
33,9499
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6408
Altın
Arrow
2814,0000
BIST
Arrow
9.577

Anadolu'nun Türk mührü sökülürken Malazgirt'i anmanın dayanılmaz hafifliği

Öncekiler, Bizans’ı tedirgin eden keşif seferleriydi. 26 Ağustos 1071 Malazgirt, Bizans garnizonları ile Türk akıncılarının küçük çaplı çarpışmalarından çok farklıydı. Malazgirt, Anadolu’yu Oğuz yerleşimine açan, ebedi Türk yurdu yapan büyük zaferdi.

26 Ağustos 1071’in üzerinden çok geçmeden, Türk akınları, Marmara, Ege, Akdeniz sahillerine uzanacak, Oğuz çadırları yaylağıyla, kışlağıyla Anadolu’yu kaplayacaktır. 1071 sonrasında, Bizans’ın Anadolu’daki egemenliği zayıflamış, siyasi coğrafyası ciddi biçimde küçülmüştür. Türkleri Anadolu’dan sürmek için çevrilen Bizans entrikaları da boşa çıkmıştır.

26 Ağustos 1071’de Anadolu’ya vurulan Bizans kilidi kırılmış, dağına taşına, ovasına, suyuna verilen adlarla coğrafya Türkleştirilmiştir. Uygarlıktan uzak göçebeler olarak görülen Oğuzların yerleşik yaşama geçmeleri, köy, kasaba ve kentlerde tarımsal üretim ve el zanaatlarında varlık göstermeleri ayrı bir yazının konusudur. 

Sözün burasında, 1071 Malazgirt zaferiyle kilidi açılan yeni yurda, vurulan Türk mührünün sinsi fekkinden (Bozulma/sökülme) söz etmenin zamanıdır. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı döneminde merkezi bürokrasi ve devlet örgütünde devşirmeler bulunmakla birlikte, halk ezici çoğunlukla Türk unsurundan oluşmaktadır. Öyle ki, Batılılarca sultan/padişah, Grand Türk (Büyük Türk) Anadolu,  Türkomanya  (Türklerin ülkesi ) olarak adlandırılmaktadır.

1071 Malazgirt Zaferinin 953.yıldönümünde Ahlat’ta atılan nutuklar, tarih dizilerinin kostümleriyle yapılan gösteriler, dileriz ki Ensar/Muhacir demagojisiyle, Anadolu’nun kırılmakta olan kilidini gözlerden kaçırmasın! Malazgirt hamasetiyle Anadolu’nun Türksüzleştirilmesi projesinin, sis bombaları olarak atılan yerlilik ve millilik nutuklarıyla halk uyutulmasın!

26 Ağustos 1071, Anadolu’nun kilidini açıp sonsuza kadar Türk yurdu yapan zaferdi. 26 Ağustos 1922, emperyalizmin tetikçisi Yunan Ordusuna, Anadolu’nun kilidini kapatıp, İzmir’e kadar süpürecek zaferin ilk günüydü. Yurt kuran ve yurt kurtaran iki büyük komutanın kutlu zaferlerinin 26 Ağustos olması  üzerinde düşünülmelidir.

29 Ekim 1923 ise, ulus devlet üniter yapı temelli kuruluşun tarihiydi. Kurtuluşun ve kuruluşun öncüleri, yeni devletin hangi esaslara göre kurulması konusunda, çok dinli, çok dilli, çok etnisiteli Osmanlının çöküşünden dersler almışlardı. Türkiye Cumhuriyeti, ulus devlet üniter yapıyı, çağdaşlığı, laikliği esas alacaktı. Merkez kimlik, ana unsur Türklük temelinde şekillenecek, Türk Milletine mensubiyet, ortak aidiyet olacaktı.

Özgürlük ve bağımsızlık için savaşan Türk Milletinin safında değil de Vahdettin, Damat Ferit, İskilipli Atıf, Mustafa Sabri gibi ihanet cephesinde yer alanlar, kurtuluşu engelleyemedikleri gibi, kuruluşu da engelleyemediler. Fakat Cumhuriyet / Atatürk / Türklük düşmanlığı, lanetli bir miras, bilinç felcine yol açan düşünsel bir zehir olarak kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar getirildi. Cumhuriyet’in antitezi bu anlayışın sabırlı ve sinsi siyasi temsilcileri hep en uygun anı beklediler. 

Yol geçen hanı belleyip, kapağı attıkları Türkiye’nin ve Türk Milletinin hiçbir değerini benimsemeyen 10 milyonu aşkın kaçak, Malazgirt’in 953.yıldnümünde ülkemizde ne mi arıyor? Anadolu’nun Türk kilidini kırma, Türk mührünü sökme, Türkiye’yi demografik çöplüğe dönüştürme projesinin kurgulayıcılarına bakarsanız sorunun doğru yanıtını görürsünüz. Ama Malazgirt üzerinden atılan sis bombalarının görüş mesafenizi engellemesine izin vermeyecek sağduyunuzu ve bilincinizi kaybetmemiş olmak kaydıyla!