Türkiye’nin, tercihini demokrasi liginden yana değil, Ortadoğu liginden yana yapmış olmasının artçı sarsıntılarını yaşıyoruz. 3 Kasım 2002 öncesi ile sonrasının, hukuki, siyasi, idari fotoğrafı arasındaki derin uçurum, uğranılan köklü değişimin çarpıcı göstergesidir. Sorunun, sanılan ve görünenden daha derin tarihsel kökleri vardır. Sizin anlayacağınız, Türkiye, içeride ve dışarıda sosyolojik saatini 500 yıl geriye alarak Ortaçağ’a sabitlemenin çatışmalarını, sancılarını, kutuplaşmalarını yaşamaktadır.
19. Yüzyıl başlarında, III. Selim ile başlayan Osmanlı modernleşmesi batıyı esas almıştı. Saltanat ve hilafet makamının temsilcisi III.Selim döneminde, teokratik kurumsallık altında girişilen Osmanlı modernleşmesi merkezde medrese, taşrada yerel güç odaklarının direnciyle karşılaşacaktır. Halife Sultanın modernleşme girişimleri, şeriat karşıtlığı olarak nitelenecek; “Şeriat elden gidiyor” sloganıyla Medrese / Yeniçeri ittifakı, sarayı basacak, padişah dahil bazı idarecilerin kellesini alacaktır!
III. Selim’in yaşamına mal olan kalkışmada öldürülmekten son anda kurtulan II. Mahmut, modernleşmeyi kurumsallaştıran padişahtır. Bürokraside, askeriyede, idarede, köklü değişiklikler yapacak, merkezde medreseye, taşrada, merkezin denetimi dışındaki feodaliteye karşı merkezi devletin otoritesini egemen kılmaya çalışacaktır. 1828’de yayınlanan Kıyafet Nizamnamesi ile sarık, kavuk ve biniş giyilmesini yasaklayıp, ceket, pantolon, fes kuralını getirecektir. Sakalını kısa kestirerek o döneme göre çağdaş kıyafetle halkın karşısına çıkacaktır. Portresini devlet dairelerine astıracak, 1831’de ilk nüfus sayımını yaptıracak, ilk resmi Türkçe Gazete ( Takvim-i Vekayi ) yayınlanacaktır. Modern devlet kurumsallığının olmazsa olmazı, bürokrasinin temellerini atacaktır. İlköğretimin zorunlu hale gelmesi, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ( Tıp Okulu ), Mekteb-i Harbiye (Harp Okulu) gibi batılı tarzda eğitim veren okullar onun döneminde yaşama geçirilecektir. Danıştay ve Yargıtay’ın ilk adımları atılacak, 1838’de, Divan-ı Hümayun yerine Meclis-i Vükela ( Bakanlar kurulu ) oluşturulacaktır.
II. Mahmut döneminde temelleri atılan Osmanlı modernleşmesi hiç kuşkusuz yazdıklarımızla sınırlı değildir. Halife Sultanın modernleşme girişimlerini engelleyemeyen Medrese, II. Mahmut’a “Gavur Padişah” adını takacaktır! Osmanlı modernleşmesinin öncü padişahından uzunca bahsetmemizin nedeni, II. Mahmut’tan iki yüzyıl sonra, hukuk devleti, demokrasi, bağımsız yargı, düşünce ve ifade özgürlüğü açısından uygar dünya ile aramızdaki makasın kapanması gerekirken, daha da açılmış olmasını göstermek içindir!
Cumhuriyetin yol haritası, Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş uygarlık düzeyini yakalamaktı. Ne yazık ki günümüz Türkiye’si, kronik hale gelen bir rejim/devlet krizinin anaforunda, tarihsel yön duygusunu, kolektif sağduyusunu yitirmiş bir görüntü vermektedir. Türkiye, Cumhuriyetin temsil ettiği değerlerle doku uyuşmazlığı içinde olan bir anlayışın gücü ele geçirmesi halinde neler yaşanacaksa onları yaşamaktadır.
Demokrasi liginden küme düşen Türkiye, büyük bir hevesle transfer olduğu Ortadoğu liginde de aradığını bulamayacaktır. Ülkeyi yönetenler, uygar dünyada örselenen imajı, yitirilen saygınlığı, yanlış yerde aramaktadırlar. Uygar dünyada yitirilenleri, uygar dünyanın dışında aramanın nafile çabalarının ülkeyi küçük düşürmekten başka bir işe yaramayacağı bilinmelidir!
Çok Okunanlar
İzmir'de deprem riski artıyor! Naci Görür'den korkutan uyarı
Santorini Yanardağı patlarsa ne olur? En son ne zaman patladı?
Teğmenler 'Poz' vermedi!..
Türkiye kıyıları da risk altında mı?
BEDAŞ 5 Şubat'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Anket sonuçlarında dikkat çeken sonuç!
Meteoroloji ve AKOM'dan peş peşe uyarı! İkinci kar ne zaman yağacak?
Devlet yetkilileriyle yapılan görüşmenin detaylarını anlattı...
ŞOK 5 Şubat 2025 aktüel indirimleri bugün raflarda! İndirimde neler var?
Çetenin kilit isimlerinden Turan Yıldırım nasıl kaçırıldı? Film gibi operasyon..