Tarih, mekan ve konu özenle seçilmiş.
Tarih: 27 Mayıs 2024
Mekan: Özgürlük ve Demokrasi Adası (Yassıada) Adnan Menderes Kongre Merkezi
Konu: Türkiye yüzyılı Anayasası / Sivil Anayasa Güçlü Türkiye Sempozyumu
Düzenleyen: İstanbul 2. Nolu Barosu
Sempozyumun açılış konuşmasına; "Türkiye yüzyılı Anayasasını konuşmak üzere bizleri buluşturan 2.Nolu Baromuzu tebrik ederim" cümlesiyle başlayan Erdoğan, Sivil Anayasa çağrısında bulundu.
"Elitlerin uzlaşısını yansıtan mevcut Anayasa ile devam edemeyiz. Bu utancı milletimize daha fazla yaşatamayız. Yeni Anayasanın milli bir ödev olduğuna inanıyorum" diyen Erdoğan, 28.yasama döneminde, yeni anayasa yapmanın, siyaset müessesesinin milli ödevi olduğuna işaret etti.
"Türkiye'ye, tarihinin en büyük demokrasi zaferlerini kazandırmış bir iktidar olarak, biz yapıcı ve uzlaşmacı tavrımızı sonuna kadar koruyacağız" sözünün ardından; "Muhalefetteki muhataplarımızın da ülkemizi darbe anayasasına mahkum ve mecbur etmekte ısrarcı olmayacaklarını düşünüyorum" diyerek, muhalefeti, Yeni Anayasa minderine çekme stratejisini tek cümlede özetleyiverdi.
Avukatlık Kanununda, her ilde tek baro kurulabileceğine ilişkin hükmün hangi amaçla değistirildiğinin yanıtı, 27 Mayıs Yassıada sempozyumu ile verilmiştir. Baroların, hukuk, demokrasi, yargı bağımsızlığı, insan hakları, çevre duyarlılığı, kültürel mirasın korunması,imar yağması, yolsuzluk vs.konularda yürütmenin karşısında değil, yanında yer alması istenilmektedir. Siyasî iktidarın hukuka aykırı uygulamalarına karşı durmak yerine, hukuk tribününden destek verilmesi arzusu, ikinci baroların yolunu açmıştır. Çünkü, ikinci barolar, siyasi otoritenin her icraatını onaylayan ve savunan hukuk şubeleri olarak kurgulanmıştır.
Avukatlık yasasında ikinci barolara yol veren değişikliklerin temel hedefi, seçimle ele geçirip yandaşlaştıramadıkları, üye sayısı yüksek baroları devre dışı bırakacak paralel barolar oluşturmaktı. Şimdilik Ankara ve İstanbul'da yaşama geçirilen ikinci baroların, iktidarın her icraatını onaylamanın, ihtiyaç duyulan konularda hukuk tribününden destek vermenin dışında bir misyonlarının olamayacağı kuruluşlarından bu yana sergiledikleri pratikle kanıtlanmıştır.
Acı olan, Avukatlık yasasında bu amaçla yapılan değişikliklere karşı protesto yürüyüşü yapmak için geldikleri Ankara'ya sokulmayan, parklarda sabahlayan baro baskanlarımızın/ meslektaşlarımızın ve Türkiye Barolar Birliğinin, bugün, paralel baro yapılanması konusundaki önceki dönem duyarlılıklarını yitirmiş görüntüsü veriyor olmalarıdır.Yani, iktidarın hukuk şubesi, hukuk koltuk değneği olarak imal edilen ikinci barolara karşı TBB ve barolardan bu dönem, istisnalar dışında kurumsal ses çıkmıyor oluşudur.
Yine barolarımızın, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, tüm gücü elinde toplayan reis rejimi, etkisiz TBMM konusunda yüksek sesli bir itirazlarının duyulmuyor oluşudur.
Sivil Anayasa demagojisiyle, yaşanmakta olan fiili despotizme hukuk meşruiyeti sağlama kampanyası tüm hızıyla sürerken,2.barolar iktidarın kendilerinden beklediği işlevi yerine getirirken, halk, barolardan ve Türkiye Barolar Birliğinden hukuktan yana tavır ve duruş beklemektedir. Halkın haklı beklentisine sessiz kalmanın tarihsel sorumluluğu, barolarımızın ve Türkiye Barolar Birliğinin omuzlarındadır.
Çok Okunanlar

Erdoğan, 'kilo ver' diyerek rozetini takmıştı: Gözaltına alınmış

MHP lideri Devlet Bahçeli'yi Alaattin Çakıcı ile birlikte ziyaret etmişti

AKP'li isimden olay iddia: Bir CHP'li Belediye Başkanı daha AKP'ye geçiyor!

Siyasi ahlâk ve etik üzerine…

Belediye operasyonları anketinde Erdoğan’ı düşündürecek sonuç!

'Gizli bilgi' diyerek cevaplamadı! Ekrem İmamoğlu sırrı

Sıkışınca 'Suriye'ye geçer iki bomba Türkiye'ye atar savaş çıkarırız' diyen adam

31 Mart'tan bu yana AKP'ye geçen belediyelerin sayısı dikkat çekti!

Emekli ve memurlar için 3 farklı zam senaryosu

Şamil Tayyar'dan 'yeni transferler geliyor' mesajı