Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,3651
Dolar
Arrow
36,4434
İngiliz Sterlini
Arrow
46,2284
Altın
Arrow
3412,0000
BIST
Arrow
9.500

Ukrayna'nın başına gelenler kimlere ders olmalı

Batı ile Rusya arasındaki çekişmenin kurbanı Ukrayna’dan kimler hangi dersleri çıkarmalı? Hiç kuşkusuz, ders çıkarması gerekenlerin başında Ukrayna halkı geliyor.

Batı kurgulu turuncu kalkışmanın ülkeye yaşatacağı felaketi, Rusya ile savaşın getireceği parçalanmayı öngöremeyen çapsız liderlerin peşine takılmanın ağır faturası Ukrayna halkından tahsil edilecek.

Hedef ülkelerde, sıranın kendilerine gelmesini bekleyen geleceğin Zelenskilerinin de karikatür liderlerin, misyonları bittiğinde nasıl ortada bırakılıverdiklerinden ders almaları gerekiyor.

Bir gün Zelenski’den, ertesi gün Putin’den yana yatan, bir gün Montrö’yü beğenmeyen, ertesi gün Montrö’ye toz kondurmayan siyasi tarih ve reelpolitik cahili kimi yöneticilerin de alması gereken dersler var.

Rusya Ukrayna Savaşının teolojik boyutunu dikkate almamak bir yana, mekancı durumuna düşmemize yol açan derin aymazlık nedeniyle ders alması gerekenler listesine ülkemizi de ekleyelim.

5 Ocak 2019’da Fener'de düzenlenen törenle Bartholomeos, Ukrayna Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Epifaniy'e, Ukrayna Ortodoks Kilisesine "Otosefali" kazandıran "Tomos" kararnamesini takdim etmişti.

Senaryosunun emperyalizmin yazdığı, saha uygulaması Fener Patriğine verilen teopolitik kumpastan söz ediyoruz.

6 Ocak’ta Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ve eşi Marina Poroşenko'nun Patrikhane bahçesindeki Aya Yorgi Kilisesindeki ayine katılımının, Rusya Ukrayna savaşına teolojik katkısını öngörecek devlet aklından yoksunluğumuzu bir başka yazıya bırakıp konumuza dönelim.

Batı’nın Ukrayna’ya yönelik ilgisinin tarihsel geçmişine bakmadan yapılacak değerlendirmeler eksik kalacaktır. Savaşın arka planında, Rusya Federasyonu’nu batı ve güneybatıdan kuşatan Ukrayna’nın, hangi tarafın nüfuz alanında kalacağının yattığının altını çizelim. I. Ve II. Dünya Savaşlarında, Almanya ile Rusya arasındaki en şiddetli çatışmaların yine bu sahada yaşandığını hatırlayalım.  

Atlantik kıyılarından Urallara uzanacak, Alman patronajlı birleşik Avrupa ülküsü, Germen kökenli Töton Sövalyelerinden günümüze farklı terimlerle ( özünde değişmeden ) devam etmektedir.

19. Yüzyıl Alman yayılmacılığının Drang Nach Osten terimi, Hitler döneminde Lebensraum ( hayat alanı ) olarak adlandırılacaktır. Batı emperyalizminin, Rusya’yı Polonya ve Ukrayna tamponuyla çevreleyip, Karadeniz’den izole etme stratejisinin tarihsel köklerini burada noktalayıp günümüze dönmenin zamanıdır. Batının Ukrayna’yı nüfuz alanına dahil etme hayaline Rusya’nın sert yanıtı, askeri güce dayanmayan niyet, söylem ve girişimlerin sonuçsuz kalmaya mahkum olduğunun ibretlik örneği olarak tarihe kaydedilecektir. 

Rusya, Nato üyeliğinin gerçekleşmesiyle temelli batının nüfuz alanına girecek bir Ukrayna’ya asla izin vermeyeceğini sahada kanıtlamıştır.  İlk yanıtı Kırım’ı Ukrayna’dan kopararak veren Rusya’nın, Donbas( Donetsk  ve Luhansk )bölgesini denetim altına alarak, Ukrayna’yı can damarlarından yoksun bırakması, en ince ayrıntılarına kadar hesaplanmış  bir stratejik planlamanın göstergesidir.

ABD Başkanının, Zelenski’ye, kazanma olasılığı bulunmayan bir savaşı kaybettiği, işi daha fazla uzatmadan, Rusya’nın koşullarını kabul etmekten başka seçeneği olmadığını alaycı ve aşağılayıcı bir üslupla söylemesinden ders alınmalıdır.

Yine ABD Başkanının, Zelenski’ye yapılan parasal yardımın çok üzerinde bir rakamdan bahsetmesi, karşılık olarak Ukrayna’nın kıymetli madenlerinin kendilerine verilmesini istemesi, emperyalizmin ipiyle kör kuyulara inenlerin ibretlik sonlarını göstermektedir.