Gresham Yasası ekonomi alanında, kötü paranın iyi parayı piyasadan kovduğunu ifade eden kuralın anlatım yasasıdır. Geçmiş zamanlarda, altın ya da gümüş gibi değerli madenlerin para olarak kullanıldığı sikke dönemlerinde görülen ve “kötü para iyi parayı kovar” şeklinde ifade edilen kuralın formel adıdır.
Değerli metallerle üretilen sikkede kuralı, sikkede gömülü metal değerinin sikkenin nominal değerine eşit olmasıdır. Piyasa koşullarında yaşanan enflasyonun sikkede gömülü metalin değerini nominal değerin üzerine çıkarması durumunda sikkenin satın alma gücü nominal değerinin üzerine çıktığından sikke para olarak değil, metal olarak kullanıma çekilir. Böyle dönemlerde Bimetalik sistemler kullanılarak sikkenin metal değeri nominal değerine eşitlenmeye çalışılır. Fiyat artışları devam ettiği sürece piyasaya sürülen metal değeri düşük sikkeler tedavülde kalır, metal değeri yüksek sikkeler ise kişisel tasarruf aracı olarak tedavülden çekilir.
Ulusal hâkimiyet simgesi olan parada da ekonomi başat olunca, süreç ekonomi kuralına göre çalışır ve aynı işi görecek vasıtanın asgari maliyetle üretilmesine çalışır. Açıktır ki, ekonomik sürecin dayattığı bu durum maliyet tasarrufu sağlanması açısından olumludur. Bundan dolayıdır ki, ekonomi sözcüğünün bir anlamı da tasarruf etmektir. Örneğin, “içinden geçtiğimiz koşulda hızlı kalkınma için ekonomi yapmalıyız” dediğimizde, yatırımlara kaynak sağlamak için tasarruf yapmanın önemini belirtmiş oluruz.
Öğrencilerin eğitime önem vermemeleri hükümetin iradî ya da gayri-iradî uyguladığı yanlış politikalarının bir bakıma doğal sonucudur. Şöyle ki, eğitim hizmetini beşeri sermaye üretim hizmeti olarak gördüğümüzde, teorik olarak bu hizmete olan potansiyel talebin gelecek dönemde eğitilmiş beşeri sermayeye olacak talebin veri faiz haddinden bugüne indirgenmiş sermaye değeri olarak karşımıza çıkar. Şu hale göre, gelecek dönemi net olarak göremeyen, ya da gelecek döneme ait olumlu bir beklentisi olmayan gençlerin en eğlenceli dönemlerinde büyük maddi ve zamansal maliyete katlanarak eğitime yönelmelerini beklemek fazla iyimserlik olur. Durum tam da bu olunca, gençlerin eğitimden kopmalarını şiddetle değil, anlayışla karşılamalıyız. Gençlere anlayış gösterirken, siyasi ajanlara, uyguladıkları politikaların anlamsızlığına ve ülkenin ve gençlerin geleceği açısından sakatlığına vurgu yapmalıyız.
Bilindiği üzere iki yönetsel harcamacı dairenin isminde özel niteliklerini belirleyen “milli” sözcüğü bulunmaktadır. Bunlardan biri “Milli Savunma Bakanlığı”, diğeri ise “Milli Eğitim Bakanlığı”dır. Kozmik Oda’nın hallaç pamuğu gibi atıldığı, bir zamanların Genel Kurmay Başkanı’nın yargılandığı, polisin düşmanla savaşır misali ağır silahlarla donatıldığı bir ortamda Milli Savunma Bakanlığı tartışmaya açılmıştır demek fazla yanlış olmasa gerek. Diğer milli nitelikli bakanlığa gelince, buradaki “milli” nitelemesinin de her açıdan tedricen değersizleştiğini üzülerek görmekteyiz. Dinci eğitim zorlaması yanında, uluslararası arenada boy gösteren AI uygulamaları, chatgpt ya da bireyleri zengin bilgi ve verilerle donattığı zannedilen bilgi ağlarının aslında bilgimiz ve irademiz dışında tüm insanlığı mutlak bir hâkimiyet altına aldığının henüz iradi olarak farkına dahi varabilmiş değiliz.
İnsanlık, tedricen ısıtılan kazanda öldürülen kurbağa misali, artık tedricen de değil, çok hızlı değişen dünyada en önemli doğa verisi beynini ve hafızasını kaybetmekle yüz yüzedir. Günümüzün hızlı değişimi tedricen ısıtılan kazandan çok daha etkili olarak insanlığı aslında tam bir felaket olan koyu bir monarşizme, daha doğrusu koyu bir despotizme sürüklemektedir. İnsanlığa parlak gelecek vadedeceği düşünülen yapay zekâ ve chatgpt gibi kullanım motorları ise aklımızı, beynimiz ve doğa verisi zekâmızı şimdilik destek hizmet gibi ikame etmekte, çok yakın gelecekte de bu çok değerli hazinemizin tamimiyle yerini alacağa benzemektedir. Boynuz kulağı geçerken görüntü hoş olabilir, fakat yakın gelecekte kulak yok olunca beynin bir algıcının tahrip edilmiş olması ile karşı karşıya kalmış oluruz. Ve zamanla tüm beynin tam dumura uğratılmış olma durumu ile karşı karşıya gelmiş oluruz ki, bu durum tam bir felaket olur!
Bu durumda, girilen çok hızlı değişim, hatta belki de gelişim dememiz gereken döneme dur mu demeliyiz? Kesinlikle, hayır! O zaman, çözüm nedir? Çözüm, hızla gelişen süreçleri özel yönetim ve denetimden alıp, kamu yönetim ve denetimine vermektir. Bunun sebebi, halktan toplanan milyarları ancak halk denetimi ve gözetimi altında halkın yararı doğrultusunda halkın kullanımına açmaktır. Genel iletişim ağlarının özel denetimde olmasının nasıl bir halk denetimine yol açabileceğini düşünebilir misiniz?
Bu süreci özelleştirme ya da kamulaştırma tartışmaları dışında tutarak yürütmek durumundayız. Konuyu tamamıyla halk yararı amacıyla yaygın halk denetiminin sağlanması ilkesi anlayışıyla ele almalıyız. Zira kaynak, yani cevherin kaynağı halktan gelmektedir. Sosyal alanda Gresham Yasasına yer olamaz; sosyal alanda hâkimiyet kurma amacıyla cince tasarlanan mucizevî görünümlü şeytanları doğa verisi saf akıl ve zekânın yerini alacak şekilde değil, ancak, onun işlerini ve işleyişini kolaylaştırıcı alanlar açabilecek şeklide geliştirip, uygulamaya koyulmasının denetlenerek sağlanması gerekir.
Çok Okunanlar

BEDAŞ İstanbul'da bugün elektrik kesintisi yaşanacak ilçeleri sıraladı

AKP'li Tayyar, Kabine'de değişmeyecek tek bakanın adını verdi

A101 Aktüel 12 Haziran kataloğu yayımlandı! Bu hafta hangi ürünler indirimde?

Reyting sonuçları 11 Haziran 2025: Çarşamba günü en çok izlenen yapım ne oldu?

Fatih Altaylı'dan 'Halk TV' iddiası: 'Kayyum atanabilir' dedi, isim verdi

Kemalizm de elbet bir gün hakkın rahmetine kavuşacak

Murat Ülker'in Osimhen'le anlaşması ortaya çıktı

İnan Kıraç nerede? Hastaneden kaçırıldığı iddia edilmişti

Yurdum insanı yolunacak kaz mı?

AKP'nin kalesinde alarm: CHP farkı kapattı