Netenyahu Trump’a koşuyor, Erdoğan Trump’a gidiyor. İsrail de, Türkiye’de Trump’tan bir iyi görüntü, hatta öğüt(!) alma peşinde. Her nasılsa, her iki ülke de, hatta belki de birçok diğer ülkeler de aynı yolun yolcusudur.
İlk bakışta olağan gelen yukarıdaki ifadeler aslında yeni dünya düzeninin tam bir patolojisinden başka bir şey değildir. Nasıl olmasın ki, bir yanda bağımsız devletler var, diğer yanda ise uluslararası meselelerin çözümünde söz sahibi olduğu düşünülen, zira bu amaçla kurulan ve güçlü olduğu sanılan bir Birleşmiş Milletler var.
Bu iki durumu bir arada değerlendirdiğimizde çok garip bir durum ortaya çıkmıyor mu? Şöyle ki, Birleşmiş Milletler duruyorken, nasıl oluyor da İsrail ile Filistin arasındaki ihtilafın çözümünde ABD gündeme taşınabiliyor, hatta bu yoldan çözüm üretilmeye çalışılıyor. Aynı şekilde, Türkiye’nin iç meseleleri de nasıl oluyor ABD’nin müzahareti yoluyla çözülmeye çalışılıyor?
Bütün bu meselelerde hiçbir yanlışlık yok, çünkü artık dünyaya hakim olan yeni kural tedricen yürürlüğe koyulmaktadır. Dünyaya şimdilik kısmen hakim olan ileride daha da güçlü olarak hakimiyetini kuracak olan yeni kural “güç hakimiyeti”dir. Kuralsızlık olarak algıladığımız ulusal ve uluslararası düzeydeki uygulama aslında gücün hakim olduğu kuraldır.
Güç kuralı, yani güçlünün başat olduğu kural kalubeladan beri yeryüzüne başat olan kuraldır: Güç kuralı ve güçlünün hakimiyeti! Toplayıcılık-avcılık döneminde adele gücü, feodal dönemde toprak sahipliği gücü, kapitalist dönemde ise sermaye sahipliği gücü tarihin her durağında ortaya çıkmış olan vazgeçilmez güçler-dayatmalardır. Ne var ki, sistem kapitalizme doğru evrilirken, gücün sahibi aynı kalmakla beraber, kılıf değiştirmiş olarak devlet görüntüsündeki objektif kurumlara emaneten devredilmiş oldu. Bu aşama tarihsel bir durak olarak özde yapay bir durumdur.
Kapitalizmde devlet hakimiyeti görüntüsünde aslında başat dokunun sermaye olduğu çok açıktır. Hatta, bu durumu Ralph Miliband “sopa devlet” benzeri kavramla açıklayarak, devletin sermayenin sopası gibi çalıştığını ortaya koymuştur. Türkiye’de AKP iktidarının, TÜSİAD sermayesini zaman zaman azarlayıp, bunun karşısına “Anadolu Sermayesi” oluşturarak,“sermaye sopası devlet” olgusunu “sermaye sopalı devlet” olgusuna dönüştürmeye çalışması rastlantısal değil, kapitalist mantığın bir başka modeli olarak görülebilir. İş insanı cesareti ve pervasızlığındaki Trump’ın bu dönüşümü yapamaması, bilgisizliği ya da öngörüsüzlüğünden değil, Amerikan sermayesinin devasa boyutundan kaynaklıdır.
Hukuk sisteminin ortaya çıkması, yaklaşık sermaye yapılanması ve kapitalizmin boy göstermesi ile eş anlıdır. Günümüz devletlerinde, özellikle de Türkiye’de yaşadığımız hukuksal alt-üst oluşları hukuksuzluk olarak değerlendirmek ilk anda doğrudur. Ancak bu noktada kalırsak, etmene değil de, etkiye bakmış olarak sistemin işleyişini atlamış oluruz. Zira günümüzde ulusal ve uluslararası düzlemde yaşadığımız görüntüsel hukuksuzluklar sebep değil, sonuçtur.
Bir sosyal nizam kuralı olarak hukuk, toplumsal güç dengeleri üzerine oturur. Peki, durum bu ise, nasıl oluyor da, hukuk kuralı, günümüzde gördüğümüz gibi tedricen bozuluyor? Günümüzde hukuk kuralının bozulduğu doğrudur, çünkü güç dengeleri olağanüstü boyutta sermaye lehine değişti ve sermaye artık eski kurallar manzumesini parçalama yoluna girdi.
Öyle anlaşılıyor ki, bir zamanların ünlü ifadesi olan “ya barbarlık, ya sosyalizm” yavaş yavaş hükmünü icra ediyor. Sosyalizmin olmadığı durumda barbarlıkla karşı karşıya kalacağımızı anlatan bu sözcük artık hükmünü icra etmeye başlamaktadır. Bunun sebebi ise, artık sermayenin geçmiş zaman güç dengeleri ortamında oluşturulmuış hukuk kurallarını saymamaya ve onları kendi yasaları ile değiştirmeye kalkışmaktadır.
Durum bu ise, günümüz koşullarında ulusal ve uluslararası ilişkilerde klasik hukuk kurallarının niçin ihlal edildiğini anlamamız ve hangi noktalara bakmamız gerektiğini ona göre saptamamız kaçınılmazdır.
Çok Okunanlar

AREA anketi: Cumhur İttifakı dağılırsa tüm dengeler değişiyor!

Gazeteler, Galatasaray'ın Liverpool zaferini nasıl gördü?

NTV Washington temsilcisi Hüseyin Günay mutluluğunu paylaştı

Bülent Arınç'tan Erdoğan'ı kızdıracak 'İmamoğlu' çıkışı

AKP ile ilgili 'yeni transferler' iddiası!

Ahmet Çakar: Osimhen'in çok önemli bir sağlık problemi var

Bülent Arınç, Özgür Özel'in mesajına verdiği yanıtı açıkladı

Ayşe Barım'ın davasında Ceyda Düvenci'den Yavuz Bingöl itirafı!

ATATÜRK’ü anlamak üzerine

MGK toplantısı ardından 8 maddelik bildiri