Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8385
Dolar
Arrow
34,1542
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9695
Altın
Arrow
2916,0000
BIST
Arrow
9.109

Asayişe bir de buradan bakalım

Toplumsal yapıda ve devletin kurumlarında hemen her alanda çoklu çürüme ve çöküş yaşıyoruz. Ülkenin dört bir yanında suç çeteleri dolaşıyor. Uyuşturucu müptelası olmuş gençler, durduk yerde sokaklarda kadınlara dedesi yaşındaki insanlara saldırıp dövüyor, bıçaklıyor, öldürüyor. Silahları kuşanıp yol kesenler var. Her gün sayısını bilemediğimiz kadar; çocuk ve kadın tacizi, darp, gasp, soygun, uyuşturucu çetelerinin çatışmaları, cinayet haberleri geliyor. Olayların birçoğunda failler, adli kontrol şartıyla serbest kalıyor.

Diyorlar ki, cezaevlerinde yer kalmadı. Herhalde Türkiye’de en fazla yatırım yapılan alanlardan bir tanesi cezaevleri. Bu arada devletin 22 yılda yaptığı tek fabrika yok.  Durmadan cezaevi açıyor. Ülkenin yönetiminde bulunanların siyasi tercihleri nedeniyle sistem, sürekli suçlu üretir hale geldi.  

Konuya bütçe harcamaları ve istatistikler üzerinden bakalım.

2003 yılında 171 bin polis varken 2024 yılı başında 320 bin dolayında. (Emniyet Genel Müdürlüğü internet sitesindeki bilgiye göre Şubat 2024’te personel sayısı 336 bin kişi. Yüzde 95.3’ü emniyet hizmetlerinde yüzde 4.7’si  yan hizmetlerde…)

2002 yılında, Türkiye nüfusu 66 milyon kişi idi. 2023 yılı sonunda 85 milyon… Nüfus artışı bu sürede yüzde 29 olmuş. 15 milyon civarında sığınmacıyı da eklersek, Türkiye’de asayiş bakımından hizmet verilmesi gereken insan sayısı AKP iktidarı döneminde yüzde 50 dolayında artmış, 100 milyon kişiye ulaşmış. Polis sayısındaki artış yüzde 87 ile asayiş hizmeti verilecek nüfustan daha fazla olmuş.  

Avrupa’da 100 bin kişiye düşen polis sayısına göre, 568 polisle üçüncüyüz. 100 bin kişiye düşen poliste bizden daha çok polis olan ülkeler 596 ile Sırbistan, 678 ile Karadağ…  100 bin kişi için, İngiltere’de 212, Hollanda’da 296, Almanya’da 307, İtalya’da 399, Bulgaristan’da 421, Yunanistan’da 520 polis bulunuyor. (AB İstatistik Ofisi 2021 verileri) Özetle polis sayımız da, polisin elindeki teknik olanaklar da yeterli…

Jandarma sayısına gelirsek… 2022 itibarıyla Jandarma Sayısı 194 bin 668. Görev alanı bakımından, yüzölçümün yüzde 93’üne, nüfusun da yüzde 20’sine hizmet veriyor. 2002 yılı Jandarma sayısı verilerine ve Avrupa ülkelerindeki jandarma sayılarına ulaşamadığım için bir karşılaştırma yapamıyorum. Ancak fikir vermesi açısından şunu söyleyebilirim. 2024 yılı için bütçede Emniyet Genel Müdürlüğüne 305 milyar 480 milyon lira, Jandarma Komutanlığına da 189 milyar 694 bin ödenek çıkartılmıştı. 

MİLLİ SAVUNMA VE İÇ GÜVENLİK BÜTÇELERİ

Şimdi gelelim, bir başka veriye…   AKP iktidarı, iç tehdidin dış tehditten daha fazla olduğunu değerlendirmiş olmalı ki; bütçede Milli Savunma payını azaltırken, iç güvenlik hizmetlerinin payını artırdı. 

Milli Savunma Bakanlığının bütçeden aldığı pay, AKP öncesi 2002’de yüzde 6.7 idi. 2022’de yüzde 4.4’e düştü. Bu arada sınırlarımızın da yolgeçen hanına döndüğünü hatırlatalım.

Yine aynı dönemde asayiş için (emniyet genel müdürlüğü, jandarma ve sahil güvenlik komutanlığı) bütçesi de yüzde 3.9’dan yüzde 5.4’e çıktı.

CEZAEVLERİ VE KAPASİTE

Bir başka veriye daha bakalım… 

AKP iktidarı öncesinde cezaevlerinin kapasitesi 71 bin kişi, tutuklu ve hükümlü sayısı da 59 bin,  cezaevlerinin doluluk oranı yüzde 83 idi. 10 bin kişiden 9 kişi cezaevindeydi. 

Son açıklanan veriye göre, cezaevlerinin kapasitesi 295 bin 268 kişi. Tutuklu ve hükümlü sayısı 356 bin 865… Kapasitenin üstünde 61 bin 597 hükümlü ve tutuklu var. Buna karşılık tutukluluğu gerektiren suçlar, her geçen gün giderek daha da artıyor.  Cezaevlerinde doluluk oranı yüzde 120’yi buldu. Bin kişiden 3 kişi cezaevinde.

2003 -2024 arası nüfus 66 milyondan 85 milyon kişiye yüzde 29 artıyor.

Polis sayısı yüzde 87 artıyor.

Cezaevi kapasitesi 71 binden 295 bin 268’e yüzde 315 artıyor.

Cezaevindeki kişi sayısı 59 binden 356 bin 865’e yüzde 505 artıyor.  

Sadece 2024’ün ilk altı ayında artan hükümlü ve tutuklu sayısı 87 bin kişi… Suç işleme hızı her geçen yıl daha da yükseliyor. Bu verileri yorumlarken, şuna da dikkat çekelim. Kamuoyuna yansıyan cinayetler, kadın cinayetleri, her köşeden çıkan uyuşturucu şebekeleri, her gün olağan hale gelen silahlı saldırılar, gasp, mala çökme, darp olayları gibi olayların adli kontrol şartıyla serbest bırakılan failleri bu istatistiklerde yer almıyor. Bunun üstüne bir de basına ve istatistiklere yansımayan ve sayısını bilemediğimiz her gün yaşanan cinsel taciz, çocuklara ve kadınlara karşı işlenen suçlar, gasp, darp, soygun gibi olayları ekleyin. 

Ayrıca cezaevlerinde hiçbir suçu olmadığı halde sırf iktidarı eleştirdiği için hüküm yiyenler, hatta yatarı bile olmayan suçlardan tutuklananların olduğunu da belirtelim.

AKP iktidarı gerek polis sayısındaki artışa, gerek bütçede artırdığı asayiş harcamalarına rağmen, asayişi sağlayamıyor. Artan harcamalar, daha otoriter bir rejim kurmak için kullanılıyor.  Çoğu yerde en temel anayasal haklarını korumak için zeytinliklerini, tarlalarını, meralarını korumaya çalışan insanlar jandarma dipçiği ile karşı karşıya kalıyorlar. Anayasaya ve yasalara aykırı olarak sırf sendikalı oldukları için demokratik gösteri haklarını kullanan işçiler polisin sert müdahalesine maruz kalıyorlar. Demokratik hak talepli gösteriler düzenleyenler, kadın cinayetlerine dur demek için toplanan kadınlar, öğrenciler, işçiler, polis ve jandarmanın sert müdahalesine uğruyorlar.  Sokaklarda, gülen, eğlenen, birbirine selam veren insan kalmadı neredeyse…

Kişinin gelişimini ve analitik düşünce biçimini sağlayacak laik eğitim sistemi yerine, dindar ve kindar nesil yetiştiren eğitim sistemine geçerseniz…

Sanatı, sanatçıyı, özgür düşünceyi, mizahı boğmaya kalkarsanız…

Adaleti, hukukun üstünlüğü ve en temel hakların korunması mekanizması olarak değil de kendi iktidarınızın sopası olarak kullanırsanız…

Uyuşturucu baronlarını koruyup kollarsanız, uyuşturucu çetelerinin ilkokullara kadar dadanmasına izin verirseniz…

Rüşveti, yolsuzluğu, yoksulluğu ve sefaleti yaygınlaştırırsanız…

Eğitimsiz ve mesleksiz bıraktığınız gençleri suç çetelerinin emir eri haline getirirseniz…

Aralarında teröristlerin, Afgan asıllı Amerikan askerlerinin de bulunduğu 15 milyon sığınmacıyı ülkeye doldurur kendi vatandaşlarınızın rızkını bunlara dağıtırsanız, işlerin daha da kötüye gideceğini söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.