PKK’nın 12 Mayıs’ta açıkladığı kendini fesih bildirgesinde, Türkiye Cumhuriyetinin temeline saldıran ve terörü meşru göstermeye çalışan ifadeyi tekrarlamakta yarar var:
“PKK, kaynağını Lozan Anlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkar ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı… Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı…Silahlı mücadele stratejisi temelinde, meşru, haklı bir mücadele yürüttü...”
Kan dökmenin ve terörü, Türkiye Cumhuriyetinin varlık nedeni ile meşrulaştırmaya çalışan bu açıklamaya, emperyalizm uşağı olmayan herkesin karşı çıkması beklenirdi. Toplumun geniş bir kesiminde sessiz bir öfke oluştuğunu tahmin ediyorum. Ama emperyalizmin esiri ve uşağı olmuş çevrelerin büyük gürültüsü arasında bu tepki ve öfke ölçülemiyor.
Azgın, ama gürültücü emperyalist borazancılarının, “Yaşasın Barış geliyor, terörsüz Türkiye” nidaları arasında yaşanacak Meclis tartışmalarında, görüntüde “Terörsüz Türkiye” ama temelde “Lozan ve bir süreç içinde Cumhuriyetin üniter ve laik yapısı” tartışmaya açılacak.
Emperyalistlerin tutsağı ve maşası olanlardan bunu beklerim de, CHP’nin “Konuyu Mecliste görüşelim” açıklamasını şiddetle protesto ediyorum. Hayal kırıklığına uğradım diyemem. Uzun süredir tekrarlıyorum. 1992 yılında, Deniz Baykal’ın aynı adla kurduğu CHP, Atatürk’ün kurduğu CHP değil. Özellikle Altılı Masa döneminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin, AKP larvası partilerin önerisiyle 1921 Anayasasını ve neoliberal ekonomi politikalarını referans alan açıklamaları hala hafızalarda. O zamanlarda çok sert karşı çıkmamıza rağmen, sesi yüksek çıkan azgın bir grup tarafından “muhalefete muhalefet mi ediyorsunuz” diye susturulmaya çalışılan bir avuç kişi idik. Şimdi de değişen bir şey yok.
İstiklal Savaşı döneminde başlayıp günümüze kadar devam eden yaklaşık 30 kadar gerici ve ayrılıkçı isyanları uzun uzun burada anlatacak yerimiz yok. Ama özellikle Lozan’da ertelenen Musul Kerkük meselesi, bugün de hiçbir şekilde unutmamız ve PKK ayaklanması ile birlikte düşünmemiz gereken ibretlik bir emperyalizm öyküsüdür.
CHP üst yönetimi ya da emperyalist bir planın parçası olanların aşağıda aktaracağım tarihi gerçeklerden etkilenmesi söz konusu değil. Ama ben yine de hatırlatmak isterim.
Atatürk döneminde, İngiliz emperyalizminin tezgâhladığı irticai ve ayrılıkçı benzeri birçok ayaklanma yaşandı. Hepsi bastırıldı ama yeni kurulan cumhuriyete büyük kayıplar verdirdi. Bunlardan en önemlisi Şeyh Sait isyanı sonucunda yaşanan kayıptır. İsyan nedeniyle, İstanbul’da Türkiye ile İngiltere arasında yapılan Musul Kerkük görüşmeleri sonlandırılmış, konu Milletler Cemiyetine taşınmıştı. Milletler Cemiyeti de, İngiltere’nin isteği doğrultusunda, ayrılıkçı ve dinci Kürt isyanlarını gerekçe göstererek Musul ve Kerkük’ü Misak-ı Milli sınırlarından çıkarmıştı.
Şeyh Sait isyanı bastırılmıştı ama İngilizler yine istediğini almıştı. İngiltere manda yönetimine aldığı Irak’ta, Musul Petrollerinin kontrolünü eline geçirmişti.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki gerici ve ayrılıkçı isyanlar, demokratik gelişmeleri, kalkınma hamlelerini kesintiye uğrattı, mali olanakların büyük bir bölümünün kalkınma yerine savunmaya harcanmasına neden oldu. 1984’te yine emperyalizm tarafından hortlatılan PKK ayaklanması da, o dönemin devamıdır.
AMAÇ AYDINLANMA DEVRİMLERİNE KARŞI FEODAL YAPIYI SÜRDÜRMEK
Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleri, bir yanda Cumhuriyeti kurarken, diğer yanda da din tarım imparatorluğu yapısındaki toplumu, ümmetten, kulluktan, feodal yapıdan çıkarıp 20. Yüzyıla taşımayı hedefliyordu.
Osmanlı toplumu Avrupa’nın epey gerisindeydi, Doğu ve Güneydoğu bölgesi, tarikat, aşiret ve feodal yapısı nedeniyle daha da sorunluydu. Gerçi bu feodal yapı, 21. Yüzyılda da hala çözülmüş değil.
İşin tuhafı, fesih bildirilerinde, “PKK, doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı” diye yazmışlar. DEM sözcüleri sol jargonla konuşuyor. Bizde kendisinin sosyalist ya da solda tanımlayan bir grup DEM’i hala solcu bir parti zannediyor. Ama solcu DEM’cilerden de, reel sosyalist olduğu söyleyen PKK yönetiminden de, aşiret reisleri, toprak ağaları, tarikat şeyhlerinin baskıları altında inim inim inleyen marabalar için, Kürt halkının refahı için, feodal yapı karşıtı çıkan tek kelime laf yok.
Cumhuriyetin ilanından hemen bir yıl sonra yaşanan irtica ve Kürt ayaklanmaları, bir iç dinamik olarak ya da Kürt kimliği ile ortaya çıkmadı. Toplumsal yapıyı değiştirmeyi hedefleyen devrim hareketi; Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’daki aşiret reislerini, tarikat şeyhlerini, ağaları, feodal güçleri rahatsız etti. Aşiret reisleri, toprak ağaları, tarikat şeyhleri bu güçlerini kaybetmemek adına, din elden gidiyor söylemi ile birlikte, Lozan’ı bir türlü içine sindiremeyen İngiltere’nin emperyalist planlarının önemli bir parçası oldular.
O dönemde ümmet kimliği altında toplanan Osmanlı tebaasında Türk Milliyetçiliği, Kürt Milliyetçiliği gibi ırka dayalı bir milliyetçilik anlayışı da yoktur. Sadece Kürtlerin yaşadığı bölgeler değil, Osmanlı’nın savaşlarda heder ettiği toplum, Anadolu’nun her tarafında gerek ekonomik açıdan gerek sosyal hayat açısından çok uzun yıllar süren sefalet içindedir.
Kısacası, etnik ya da ekonomik hayatta Cumhuriyetle birlikte meydana gelen büyük ve yeni bir yoksullaşma yoktur. Zaten Osmanlıdan devralınan sefalet ve yoksulluk içinde bir ülke vardır. Üstüne üstlük, Osmanlının dış borçları da yeni kurulan Cumhuriyetin üzerine yüklenmiştir. Yeni bir yoksullaşma olmadığı gibi, yurdun dört bir tarafını gözeterek girişilen kalkınma hamlesi ve eğitim hamleleri vardır. Herhangi bir ayaklanma nedeni de yoktur. İngiliz emperyalizminin kışkırtmasıyla irtica ve bağımsız Kürdistan hayalleri bahanesi ile feodal yapının sürdürülmesi gayreti vardır.
İngiliz emperyalizminin 1924’lerde tezgâhladığı plan, günümüzde özünü değiştirmeden ama birkaç küçük değişiklikle ABD-İsrail Projesi olarak sahneleniyor.
“Lozan tartışılsın, Sevr benzeri yeni bir harita ortaya çıksın.”
Ve maalesef bu proje iç cephede sesi gürültülü çıkan bir kesim tarafından topluma “Zafer, Barış, demokrasi ve refah” olarak tezgâhlanıyor.
Çok Okunanlar

Real Madrid - Real Sociedad maçı ne zaman, saat kaçta, hangi kanalda?

İktidara yakın şirketin anketinde görülmemiş fark!

Gerici Yeni Akit'ten Mansur Yavaş'la ilgili çirkin başlık!

Son seçim anketinde çarpıcı sonuç! '25-30 yıldır ilk kez oluyor' diyerek duyurdu

Fenerbahçe'nin seri başı olma hayali uzatmalarda yıkıldı

Lozan’dan önce Kürtler demokrasi ve refah içinde mi yaşıyordu?

Suudi Arabistan’ın reform aynasında Türkiye!

Mahmut Tanal'ın paylaştığı o görüntüden sonra emniyet inceleme başlattı

Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybettiği kazada yeni görüntüler ortaya çıktı

DEM Partili Hatimoğulları'ndan 'Free İmamoğlu' açıklaması