Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

Bakan Fidan'ın kendinden emin yürüyüşü ve Moldova'da deport edilen Türkler

Yurt dışına çıkmayı pek sevmiyorum. Bunun başlıca nedeniyse Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına yapılan vize muamelesi. 

Nadiren gazetecilik faaliyeti kapsamında bazen de eşi dostu, akrabayı görmek için yurt dışına çıkmaya mecbur kaldığımda kendimi bir vize gerilimiyle karşı karşıya buluyorum. 

"Hangi ülkeden alacağız, çok sıra var mı, bekleme süresi ne kadar olur, ne zaman başvurmalıyız, kısa süreli mi yoksa uzun süreli mi vize verecekler?"... 

Bir sürü soru zihnimizi kemiriyor. 

Beni kemiren asıl şey ise Türk halkına reva görülenler... 

3-4 günlük bir seyahat için bir sürü belge topluyoruz, parmak izlerimiz alınıyor, başvuru için hatırı sayılır miktarda para veriyoruz....

Şimdiye kadar vize başvurularım hiç reddedilmese de binlerce başka insanın hayalkırklığı yaşadığını biliyorum. 

Bizim yedi sülalemizi sorgulayan ülkelerin vatandaşları ise elini kolunu sallayarak giriyor Türkiye'ye.. 

Hani nerede dünyaya diz çöktüren itibarımız? Nerede yeni dünya düzeninde oyun kuran güçlü Türkiye? 

Daha birkaç gün önce Yunanistan, planlı şekilde çöktüğü adalara kapıda vize verecek diye sevinçten havalara uçtuk. 

Kamu bankalarınca fonlanan ve türlü yalan, dolan, propagandayı pompalayan iktidar medyası öyle bir algı dünyası yarattı ki milyonlarca insanın zihnini zehirlemeyi başardı. 

Sanılıyor ki Türkiye gerçekten dünyada kartları yeniden dağıtıyor. 

Ne yazık ki Avrupa'da artık "Türk" denilince tüyler diken diken oluyor. 

Başta Almanya olmak üzere AB'nin lokomotif ülkeleri, Avrupa'daki küçük ülkelere Türklere vize verilmemesi konusunda hassasiyet bildiriyor. Önlemlerin artırılmasını istiyor. 

İtibar, Hollanda'ya kızıp portakal bıçaklamak, Alman Başbakanı ile basın toplantısı sırasında İsrail'e çatmakla kazanılmıyor.   

Sosyal medyada geçtiğimiz haftalarda şöyle bir başlık görmüştüm: "Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı kendinden emin yürüyüş, sosyal medyada gündem oldu"... 

Bakan yürüyor yahu... Kendinden emin yürüyüş de neyin nesi... 

Bakan belki kendisinden çok emin olabilir... Ama biz vize sıralarında, uçaktan indikten sonra neyle karşılaşacağımız konusunda kendimizden pek emin değiliz. 

Bunu neden yazıyorum?  

Moldova... Nüfusu 2 milyon kadar olan Moldova... Daha 10-15 sene öncesine kadar vatandaşları Türkiye'de merdiven altı atölyelerde kaçak çalışan Moldova, topraklarına inen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını deport ediyor. 

Sosyal medyada basit bir arama yaparak son günlerde sayısız Türk vatandaşının Moldova'da nasıl mağdur edildiklerini, gururlarının nasıl incitildiğini anlattıkları videoları bulabilirsiniz...  

Dışişleri Bakanlığı'nın sitesinde, "Kimlikle Seyahat Anlaşması, Sayın Cumhurbaşkanımızın 17-18 Ekim’de Moldova’ya resmi ziyareti sırasında imzalanmış ve 19 Şubat 2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir" diye duyuru var. 

Ama durum hiç de öyle değil. 

Moldova'ya bir şekilde gitmek zorunda kalan Türkler, havaalanında saatlerce bekletiliyor. Aç, susuz... Videolar çekerek neler yaşadıklarını anlatıyorlar, "Sakın bu ülkeye gitmeyin" diye uyarıyorlar. 

Peki neden? 

Bir, Türkiye'den Avrupa'ya gitmek ve yerleşmek isteyen Türklerin engellenmesi çabası diye yorumlayanlar var. 

İki, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmadığı halde birtakım yollarla Türk pasaportu edinmiş Suriye, Afganistan vs ülkelerin vatandaşlarının Avrupa'ya girişini engellemek. 

Bir diğer iddia ise Rus baskısından korkan Moldova'nın Ukrayna'ya destek olmak isteyen Türklerin desteğini engelleme çabası. Ama bu zayıf bir ihtimal çünkü Ukrayna'da ikamet ettiğini kanıtlayan Türklerin geçişine izin veriyorlar. 

Sonuca gelecek olursak.... Türk vatandaşları son 20-21 yılda yaşananların neticesinde dünyada itibarını kaybetti. Hor görülen, örselenen, küçümsenen, istenmeyen bir halk haline geldi. Sempati kalmadı.

Sebebi gericiliği kutsayan, bilimden, akıldan, medeniyetten, adaletten uzaklaşan, medyayı baskı altına alan AKP iktidarıdır. 

Dışişleri Bakanlığı sık sık vize redleri konusunda girişimler yapıldığını söylese de olumlu dönüş yok. Ve gelişmeler her geçen gün daha da tatsızlaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları örseleniyor, küçük düşürülüyor. 

Uluslararası ilişkilerde ülkenin itibarını gösteren simgesel iki şey vardır. İkisi de P ile başlar. Pasaport ve para birimi...

Maalesef bizim para birimimiz de pasaportumuzun gücü de yerlerde sürünüyor. Sorumlusu kim mi? Elbette dış güçler....