İktidarın algı yaratma becerisi ve şapkadan çıkan tavşanlar

Kim ne derse desin, hangi gündem maddesi öne çıkarılırsa çıkarılsın, hangi ülkeyle polemiğe girilirse girilsin, hiçbiri yoksulluk gerçeğini örtbas etmeyecek.

Türkiye'nin birinci gündem maddesi yoksullaşma, yoksullaşmaya bağlı çürüme, açlık ve toplumsal çöküş.

Yoksullaşma tüm gerçekliğiyle önümüzde dururken, sayılar TÜİK tarafından çarptırılıp pembe bir tablo oluşturulurken, sokak öyle demiyor.

Eskiden aşırı yoksul semtlerde yoksulluğa bağlı tatsız görüntülere rastlardık. Çöpten yiyecek ya da başka şeyler toplayan insanlar görürdük.

Bazılarının psikolojik sorunlarının olduğu öngörülse de bu bir şey değiştirmezdi.

Şimdi ise "orta halli" diyebileceğimiz semtlerde bile insanların çöp karıştırdığını görebiliyoruz.

Sokak her şeyi öyle çarpıcı, öyle yalın anlatıyor ki basit bir örnekle somutlaştırayım.

Geçtiğimiz günlerde bir market alışverişi sırasında, kasada ödeme sırasında, hemen önümde bulunan iki kişiden biri, 100 liranın altındaki alışverişinin bir kısmını kredi kartı, bir kısmını zorlukla denkleştirdiği bozuk paralarla ödedi.

Diğeri, aldığı bir ürünü bırakmak zorunda kaldı. Birkaç kalem alışverişten sanırım en az ihtiyaç duyduğu şeyi bırakmayı tercih etti çünkü parası çıkışmadı.

Sıklıkla benzer durumlarla karşı karşıya kalıyoruz toplum olarak, bazen acı kareleri sadece kendimize saklıyoruz. Kimsenin gururu, onuru incinmesin diye. Malum çağ etkileşim ve yayılım çağı.

Ekonomik kriz harlı bir ateş gibi halkı yakıyor.

Yazımı yazarken ekip arkadaşlarım "Yeni zamlar geliyor" diye bildirim gönderdi okurlarımıza. Zamlar yağmur gibi yağmaya devam ederken ne hikmetse en az konuşulan şeylerin başında yoksulluk geliyor.

Çünkü iktidar ve manipülasyon ekipleri her gün şapkadan yeni tavşanlar çıkarıyorlar.

Süreci yönlendiren isimlerden biri de MHP lideri Devlet Bahçeli... Bir grup toplantısıyla harikalar yaratıyor.

Ama unutmamaları gereken gerçek, gerçeğin asla örtülemeyeceğidir...

Toplum olarak karşımızda dağ gibi duran en büyük sorun, ekonomik krizin ve yoksullaşmanın da ötesinde bu kavramlara bağlı olarak çıkan ahlaki çöküş, yıkım, değerler yitimi...

Mücadele etmeye devam etmek gerekecek.