Uğur Mumcu'nun ardından gerçeklerle yüzleşmesi gerekenler....

Uğur Mumcu... Tanıyıp, birlikte çalışmam mümkün olmadı. Uzun yıllar ve hâlâ Uğur Mumcu'nun adı anıldığında burnuma hep bir Ankara kokusu gelir. Kömür kokan bir Ankara, ıslak bir üşüme hissi açığa çıkar zihnimde. 

Çok sayıda gazeteci onun idealist yaşamından, gazetecilik anlayışından, cesaretinden, tehdit altında olduğunu bilmesine rağmen ödün vermeden gazetecilik yapmasından ilham aldı. Gazetecilik mesleğini ona imrenerek seçti... 

Bu yüzden Uğur Mumcu, yine güçlü bir şekilde yaşamaya devam ediyor. 

Birçoğumuz onun kusursuz gazetecilik yaklaşımının yanından bile geçemesek de parçalarımızı, amaçlarımızı bir araya getirdiğimizde hâlâ toplumu aydınlatmak adına bir güç olduğumuzu rahatlıkla söylemek mümkün. 

Zaten Mumcu da "Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır" diyerek yolundan yürüyecekler olduğuna emindi. 

Uğur Mumcu, 31 yıl önce bugün alçakça bir yöntemle hayattan, ailesinden, okurlarından koparıldı. 

Ancak Mumcu, 31 yıl sonra da büyümeye devam ediyor. Tam bağımsızlık vurgusu, adalet vurgusu her geçen gün daha iyi kavranıyor. Siyasal islam ile mücadelenin önemi acı acı öğreniliyor. 

Büyük gazetecinin halkından koparılmasının 31'inci yılında gazetecilerin de özeleştiri yapıp kendi gerçekleriyle yüzleşmesi gerekiyor. 

21 yıllık AKP iktidarının yarattığı korkunç yıkımda en önemli etkenlerden biri şüphesiz medya oldu. 

Çıkarlarını, milyonluk ihaleleri düşünen patronları bir kenara bırakalım... AKP'nin yaptıklarından hiç de memnun olmadığı halde siyasal islam ile mücadelede pasif kalmayı bile beceremeyen gazeteciler var. Hem de sayısını kestiremeyeceğimiz kadar çok. 

Yazılmayan gerçekler, çeşitli insani nedenlerin arkasına sığınılarak oluşturulan gerekçelerle cumhuriyeti, demokrasiyi, aydınlanmayı hedef alanların askerleri olundu. 

Cumhuriyet düşmanı olduğu herkesçe bilinen patronlara el pençe divan duruldu. 

Gerçekler yerine çıkarlar öncelendi. Bunu ezikçe kabul edip köşesine çekilenler de oldu Uğur Mumcu'nun anısını, varlığını ranta çevirenler de... 

Yaşasa eminim çok üzülürdü. 

Onu bugün bir kez daha anıyor, inandığı değerlerin önünde saygıyla diz çöküyorum. Hem Uğur Mumcu'ya hem de gazeteciliğe dair zamansız bir şeyler bırakmak, onun misyonunun gelecek nesillere taşımak da bizim görevimiz.