Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.471

Bahçeli’nin kadın gazeteci düşmanlığı!

Lider Haber’in muhabiri Pelin Zengin, Diyarbakır’da öldürülen Narin ve darp edilerek cinsel istismara uğrayan 2 yaşındaki Sıla bebeği anımsatarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye son derece net bir soru sormuş:

“Bu tür suçların önüne geçmek için yeni anayasa çalışmalarında idamı gündeme getirmek gibi bir düşünceniz var mı?”

***

İdam cezasının geri getirilmesine karşı çıkarsınız ya da desteklersiniz; bunu tartışmıyoruz. Soru net…

Gazetecinin işi de son dönemde ekranlara kazık çakan “her b.ku bilir” arkadaşların yaptığının aksine ahkam kesmek değil, soru sormaktır.

Devlet Bahçeli’nin kızarak verdiği yanıt aynen şöyle:

“Böyle sapık ve yanlış sorularla aldatmaya heves etmeyin. Türk milletinin artık bundan gocunacak tarafı kalmadığı gibi utanacak tarafları başlamıştır.”

***

Yanıttan ne anladınız?

Sizi bilmem ama ben hiçbir şey anlamadım.

Eminim ki anlamak için siz de yukarıdaki cümleyi benim gibi birkaç kez okumak zorunda kaldınız…

Sahi; bir soru nasıl “sapık” olabilir?

Ayrıca hanım hanımcık bir muhabir olan Pelin kardeşimiz ne demiş ki?

İdam cezasını geri getirmek istediklerini her fırsatta bağıra bağıra söyleyen bir siyasetçiye, son iki olaydan sonra bu konuda yeni bir adım atıp atmayacaklarını sormuş; hepsi bu!

***

Yani, Devlet Bey’e cinsel hayatını sormamış…

Siyasetçiler hakkında çıkan kaset dedikodularını gündeme getirmemiş…

Yıllar önce haklarında kasetler dolusu görüntüler çıkan MHP’lileri hatırlatmamış…

Son dokuz yılda birden bire 180 derece dönmesinin nedenini sorgulamamış…

Sadece sormuş:

“İdamı gündeme getirecek misiniz?”

***

Gazeteciyiz ya; diğer adımız da “Abalı!”

Eskiden zenginlerle kavga eden fakirlere giydikleri kıyafetten dolayı “abalı” denirmiş… Bu iki kesimden çıkan kavgalara sonradan karışanlar ise kaftanlılara değil abalılara yumruk atarmış ki; hem başları belaya girmesin hem de kaftanlılardan kese kese altın alsınlar…

Günümüzde bunu en çok Devlet Bahçeli yapıyor. Nerede bir “gerçek gazeteci sorusu” soran muhabir görse… 

Hele hele o muhabir, kadınsa; azarlamaya başlıyor.

Hatırlarsınız; 24 Ocak 2023’te kendisine Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soru sormaya çalışan meslektaşımız Yıldız Yazıcıoğlu’nu da uzattığı mikrofunu iterek, “Hadi işine bak, hadi işine bak” diye azarlamıştı.

Oysa Yıldız Hanım tam da işini yapıyordu.

***

Bu tür olaylar ilk kez mi gazetecilerin başına geliyor?

Hayır…

Ama geçmişte bir meslektaşımıza yönelen bu tür çirkin bir davranıştan sonra meslek örgütlerimiz ayağa kalkardı.

Yüzlerce gazeteci toplanır, haddini aşan siyasetçiye haddini bildirirdik…

Şimdi; ne meslek örgütü kaldı, ne etik, ne de dayanışma!

İtilen itildiğiyle, azarlanan azarlandığıyla kalıyor.

***

Devlet Bey…

Gazetecileri sevmediğinizi, hele hele kadın meslektaşlarımızı küçümsediğinizi, itip kaktığınızı, hakaret ettiğinizi biliyoruz…

Ne yalan söyleyeyim; kendi adıma benim de sizi sevdiğim söylenemez…

Hatta, son on yılda başımıza gelen bütün haltların baş sorumlusu olarak da sizi görüyorum.

O nefretle bakan suratınızı ne zaman ekranda görsem, çatlak sesinizi duysam kendimi tutamadığım bile oluyor!

Ayrıca…

Biz gazetecilerle siz siyasetçiler birbirimizi sevmek zorunda da değiliz!

Ama sizin konumunuz, en azından “insanca”, “saygı çerçevesi”nde bir ilişki kurmanızı gerektiriyor.

***

Ne daha önce itip kaktığınız Yıldız’ı, ne de dün “sapık soru sormakla” suçladığınız Pelin’i tanırım.

Tek bildiğim her ikisinin de işlerini yapmaya çalışırken sizin “tacizinize ve mobbinginize” uğramış olmaları.

Bakın sizi, sizin yaptığınız gibi tehdit etmiyorum; sadece  açık açık uyarıyorum:

Bir gün bu sözlerin ya da hareketlerin aynısını size iade eden dişli bir meslektaşımıza denk gelirseniz; neye uğradığınızı şaşırırsınız…

Belki bu sayede hayatınızın dersini alır ve hiçbir meslektaşımıza bir daha haddinizi aşan terbiyesiz yanıtlar vermemeyi öğrenirsiniz ama tüm dünya televizyonlarına da haber olursunuz!

Benden söylemesi…

Belinize karışmam; ama…

Elinize ve dilinize hakim olun, haddinizi bilin!